Şemdin Sakık'tan şok iddia: Celal Barak, PKK'nın silah bırakma sürecinde olduğu iddia edilen bir dönemde, 33 askerimizin şahit edilip toplumsal kamuoyunun bu süreci reddedecek, psikolojik tepki vermesine neden olacak hizaya çekilmesine yol açan olayın en önemli failidir.
Gazeteci yazar Zihni Çakır'ın "Ercümen-i Daniş Sarmalı'nda Konsept Savaşı" isimli son kitabında Şemdin Sakık'ın skandala neden olacak çok gizli röportajı da yayınlandı. Röportaj da Şemdin Sakık Bingöl'de şehit edilen 33 er olayında PKK ile birlikte hareket eden devlet görevlilerinin parmağı olduğunu, PKK'nın tamda silah bırakacağı söylentilerinin dolaştığı bir dönemde 33 er olayı ile bir toplum mühendisliği yapıldığını, eylemi kendisinin organize etmediğini, Zeynel kod adlı Celal Barak isimli teröristin planladığını ve bu teröristin ise yaralı yakalandıktan sonra şüpheli bir şekilde sorguya dahi alınmadan infaz edildiğini iddia etti.
KAMUOYU YÖNLENDİRİLDİ Mİ?
Şemdin Sakık 33 silahsız askerimizin şehit edildiği saldırı ve saldırı sonrasıyla detaylı bilgiler verirken saldırının organizatörü olarak Zeynel kod adlı Celal Barak isimli teröriste "Abdullah Öcalan seninle telefon görüşmesi yapmak istiyor" dendiğini, telefon görüşmesi yapmak için 5 PKK'lı ile yüksek bir zirveye çıkan Celal Barak'ın burada kendisini bekleyen Askerler tarafından yaralı ele geçirildiğini, Askerlerin önemli bir teröristi yakalıklarını bilmelerine rağmen 33 Er olayı ile ilgili sorgulanmak üzere merkez birime götürmek yerine infaz etmelerinin şüpheli bir durum olduğunu belirtiyor. Sakık 33 Er olayında devlet içindeki belli odaklarında parmağının bulunduğunu ve PKK ile bu odakların etkileşim halinde olduğuna PKK'nın silah bırakacağı söylentilerinin dolaştığı ve bir uzlaşı ortamının hazırlandığı dönemde 33 er olayı ile bir toplum mühendisliği yapıldığını dikkat çekiyor.
SAĞ ELE GEÇİRLDİĞİ HALDE NEDEN İNFAZ EDİLDİ
Şemdin Sakık "Öncelikle, mobil telefonla konuştuğu tespit edilen bir teröristin sağ ele geçirilmiş olduğu halde konuşturulmadan neden infaz edildiği (?) cevaplandırılması gereken bir sorudur.
Ayrıca, Abdullah Öcalan'ın telefona çağırması ve bu telefon görüşmesinin gerçekleştiği sırada böyle bir baskının gerçekleşmesi, manidardır. Bu defa baskına uğrayıp sağ ele geçirildiği halde orada infaz edildiği iddia edilen kişiyi diğerlerinden ayrı kılan önemli bir detay vardır.
TOPLUM MÜHENDİSLİĞİMİ YAPILDI?
Bu kişi, PKK'nın silah bırakma sürecinde olduğu iddia edilen bir dönemde, 33 askerimizin şahit edilip toplumsal kamuoyunun bu süreci reddedecek, psikolojik tepki vermesine neden olacak hizaya çekilmesine yol açan olayın en önemli failidir.
Hatta saldırının planlama ve uygulamasında fiilen görev almış bir haindir.
Sağ ele geçirilmişken sorgulanması durumunda bu dönemin üzerindeki sis perdesini aralayacak en kritik isimdir.
İNFAZIN MANTIKSAL HİÇBİR AÇIKLAMASI YOK
Eylemde, iç ihanet odaklarının varlığını öne süren iddialar ile Abdullah Öcalan ve iç ihanet odakları arasında her zaman süregelen bir ilişki olduğu 'sav'larının doğruluğunu ya da yanlışlığını ortaya çıkaracak bir failin bu şekilde infaz edilmesinin mantıksal hiçbir açıklaması yoktur.
İşte o korkunç iddiaların yer aldığı o röportajdan bir bölüm:
"Örgütün başında bulunan Celal Barak, Elazığ- Bingöl yolunu kesmiştir. İstihbarat söz konusu değildir ve 33 asker taranarak öldürülür. Bu eylemi bir hafta sonra duydum. Bana, '33 kurşun, ateşkeste ölen 18 arkadaşımızın intikamıdır' diye tekmil verildi. Hiçbir şey diyemedim. Olayı Apo'ya aktardım." diyen Şemdin Sakık ilk defa yayınlanan röportajı:
Sakık'ın iddiasına göre, Zeynel kod adlı Celal Barak, olayın asıl planlayıcısı ve uygulayıcısıdır.
1994 yılının sonbaharında Tunceli kırsalına giden Zeynel kod adlı Celal Barak ile Şemdin Sakık'ın yolu bu bölgedeki Akvanus Vadisi'nde çakışır. İkilinin bir araya gelişinin üçüncü günü, terörist başı Abdullah Öcalan'ın Zeynel kod adlı teröristle telefonda görüşmek istediği haberi gelir. Katil, cani, bu haberi alınca, yanında taşıdığı mobil telefonunu ve beş militanı alarak yüksek bir tepeye tırmanır. Buraya kadar normal giden süreç, dağın doruğuna ulaşılıp telefon görüşmesinin başlamasıyla birlikte tersine işlemeye başlar.
Bu sırada, yakın bölge, güvenlik kuvvetlerimiz tarafından kuşatılır. Çıkan çatışmada yaralı yakalanır; ancak olay yerinde infaz edilir. Bu detayları Şemdin Sakık'a aktaran da Celal Barak'ın beraberinde götürdüğü beş teröristten kaçıp kurtulmayı başaran iki teröristtir. Öncelikle, mobil telefonla konuştuğu tespit edilen bir teröristin sağ ele geçirilmiş olduğu halde konuşturulmadan neden infaz edildiği (?) cevaplandırılması gereken bir sorudur.
Ayrıca, Abdullah Öcalan'ın telefona çağırması ve bu telefon görüşmesinin gerçekleştiği sırada böyle bir baskının gerçekleşmesi, manidardır. Terör örgütü üyelerinden, yakalanan ve teslim olan birçok terörist, benzer iddiaları ortaya atmış, Abdullah Öcalan ile telefon görüşmesi yaparken baskına uğrayıp öldürülen birçok bölge sorumlusu ya da teröristin olduğunu dile getirmiştir. Bu defa baskına uğrayıp sağ ele geçirildiği halde orada infaz edildiği iddia edilen kişiyi diğerlerinden ayrı kılan önemli bir detay vardır.
Bu kişi, PKK'nın silah bırakma sürecinde olduğu iddia edilen bir dönemde, 33 askerimizin şahit edilip toplumsal kamuoyunun bu süreci reddedecek, psikolojik tepki vermesine neden olacak hizaya çekilmesine yol açan olayın en önemli failidir. Hatta saldırının planlama ve uygulamasında fiilen görev almış bir haindir. Sağ ele geçirilmişken sorgulanması durumunda bu dönemin üzerindeki sis perdesini aralayacak en kritik isimdir.
Eylemde, iç ihanet odaklarının varlığını öne süren iddialar ile Abdullah Öcalan ve iç ihanet odakları arasında her zaman süregelen bir ilişki olduğu 'sav'larının doğruluğunu ya da yanlışlığını ortaya çıkaracak bir failin bu şekilde infaz edilmesinin mantıksal hiçbir açıklaması yoktur.