Mahallî Seçim ve Müslümanlar
Mart 1989
Önümüzdeki günlerin en önemli sosyal olayı mahalli seçimlerdir. Toplumla ilgili görevleri, dilekleri, idealleri olan hiçbir kimse bu kadar önemli bir olaya lakayt kalamaz ve kalmamalıdır.
Müslüman siyasetle, politikayla ilgilenir mi? Elbette ve muhakkak ve mecburen ve mutlaka ilgilenmelidir. Çünkü İslâm, toplum dinidir, fertlerin ve onların teşkil ettiği toplumun düzenine, mutluluğuna, korunmasına, faydasına, gelişmesine, ilerlemesine, kurtuluşuna adamıştır kendisini... Nereden çıkmıştır, “siyasetle ilgilenmemek” saçmalığı? Bu zihniyet, görevden kaçmaktır ve işin en ilgi çekici tarafı, kişiyi Allah (celle celâlüh) indinde vebalden, sorgudan, sorumluluktan da kurtarmaz üstelik! Hele kötüler seçilir, başa geçerse, o zaman onlar çok büyük vicdan azabı çekeceklerdir herhalde.
İşin doğrusuna bakılırsa, aslında halkımızın büyük bir kısmı siyasetle bir hayli derinden meşguldür, heyecanlı ve hızlıdır. Ama gerçekleri tam göremiyor; yanlış bir fikre takılıyor veya ters bir muhakeme yolu tutturmuş gidiyor. Bir kısmı da bu kadar önemli ve ciddi bir konuda işi, futbol takımı tutar gibi bir tesadüfî seçmeye veya inada bağlamış, alışkanlığını, taassubunu yenememekte... Ne kadar yazık!
Seçimin mahallî olması, seçmenin seçeceği adayları yakından tanıması bakımından çok faydalıdır. Herkes bu adayları bir bir incelemeli, evsafını, ahlâkını, ilmini, irfanını, liyakatini göz önünde tutarak tercihte bulunmalıdır. “Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım, şunun ve bunun tarafından bana empoze edilen yöne oylarımı atarım.” tekerlemesi ile robot gibi seçim yapılmaz.
Mutlaka namuslu, dürüst, işe ehil, idealist, adaletli, becerikli, halka hizmet aşkına, Hakk’a kulluk şuuruna bağlı kişileri seçmelisiniz. Rüşvetçi, menfaatçi, eyyamcı, akşamcı, mafyacı, örgütçü, zalim ve cahil ve gafilleri seçerseniz onların hâkim oldukları devre boyunca yaptıkları bütün haksız ve veballi işlerin suç ortağı olmuş sayılırsınız; altından kalkamayacağınız tonlarca günah yükü yüklenirsiniz; dünyanız da âhiretiniz de mahvolur; memlekete de yazık edersiniz.
Niçin başkalarının vizr ü vebâlini boş yere yükleneceksiniz?
Aksine iyi ve hayırlı kimseleri seçerseniz, onların kazandığı bütün sevaplar size de gelir; çünkü Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “ed-Dâllü ‘alâ’l-hayri ke-fâ’ilihî = Hayra delâlet eden, iyi bir işin yapılmasına sebep ve vesile olan da o iyiliği yapmış gibi sevap kazanır.”60 buyurmuştur. Bu derece külliyetli bir sevap hiç kaçırılır mı?
O halde bu seçime önem verin, eğer isabetli karar veremiyorsanız oyunuzu kullanmadan önce gerçek alimler ve ariflerle meşverette bulunun. Aman istişare yapacağınız kişiyi de iyi seçin; çünkü: “İzâ kâne’l-ğurûbu delîle kavmin le-ye’tîhim ilâ’l-ardi’l-ciyâfi = Bir topluluğun kılavuzu karga olursa onları mutlaka leşlerin bulundukları yere götürür.”61 demişlerdir.
Bir derviş, bağlı olduğu zât yanılır ve yanlış bir hedef gösterirse ne yapacak? Vicdanının sesine uyacak; aklının, meşveretinin gereğini yapacak; yapmazsa ferdî sorumluluktan kurtulamaz. Bu gibi haller için Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “İstefti kalbeke ve in eftâke’l-meftûn = Fetvacılar sana fetva verseler bile sen yine de kalbine sor, danış.”62 buyurmuştur. Din ve dünya işlerini bilmeyen, ülkenin gerçeklerini görmeyen o kişiler de bari lütfen sorsunlar, müntesiplerini din namına şaşırtıp yanıltmasınlar. Dine, imana, İslâm’a taban tabana zıt insanları seçtirmesinler.
“İzâ vüsside’l-emrü ilâ ğayri ehlihî fe’ntezıri’s-sâ’ate = İş, nâ-ehline verildiği zaman bekle kıyameti!”63
*
Dipnotlar |
1. Enes b. Mâlik’ten nakledilen hadis için bk. Tirmizî, “İlim”, 14, hadis no: 2670; Ebû Ya’lâ, el-Müsned, VII, 275, hadis no: 4296. |
2. Bk. İsmâ’îl Hakkı Burusevî, Tefsîr (54/Kehf, 82. âyetin tefsirinde). |
3. Ebû Sa’lebe el-Huşenî’den nakledilen hadis için bk. Ahmed b. Hanbel, IV, 194, hadis no: 17777; Ebû Nu’aym, Hılyetü’l-evliyâ, II, 30. |
4. Ebû Hüreyre’den nakledilen hadis için bk. Buhârî, “İlim”, 2; İbn Hibbân, I, 307, hadis no: 104; Ahmed b. Hanbel, II, 361, hadis no: 8714. |
iskenderpasa.com