28 ŞUBAT döneminde hükümete ve devlet görevlilerine yönelik MGK’ya sunduğu fişleme ve istihbarat raporlarıyla dikkat çeken post modern darbenin istihbarat başkanı Jandarma eski Genel Komutanı Fevzi Türkeri, “Meslek hayatım boyunca hükümeti devirme ya da darbe gibi bir girişimin içinde olmadım” derken, avukatı “Darbeler özünde cebir vardır. Müvekkilimin bu eylem içinde yer aldığı kabul edilse dahi 28 Şubat sürecinde cebir ve şiddet yoktur. Bu sebeple adı post modern darbedir. Kanunlarımıza göre de cebir ve şiddet kullanılmadan darbe yapılmasına dair bir suç da yoktur” şeklinde savunma yaptı.
Muvazzaflar Mamak Cezaevi’ne
Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları Kemal Çetin ve Mustafa Bilgili’nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturmasında kapsamında gerçekleştirilen 3.dalga operasyonda gözaltına alınan 12 kişiden, aralarında emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, halen OYAK Yönetim kurulu Başkanlığı yapan emekli Korgeneral Yıldırım Türker ile Özel Harp Dairesi’nin yeni adı olan Seferberlik Tetkik Kurulu’nun Başkanı Tuğgeneral Lokman Ekinci’nin de aralarında 7’si muvazzaf asker 9 kişi tutuklandı. Muvazzaflar mamak Askeri Cezaevi’ne gönderilirken, Türkeri ve Türker ise Sincan F Tipi Cezaevi’ne gönderildi.
Emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, savcılık ifadesinde, Batı Çalışma Grubu’nun Harekat Daire Başkanlığı’nda kurulduğunu ve çalıştığı birimle hiçbir ilgisinin olmadığını savundu. Savcılık tarafından gösterilen BÇG’nin kurulması ile ilgili emir ve konseptle hiçbir ilgisinin olmadığını iddia eden Türkeri, “Kriz masası kuruldu mu?” sorusunu ilk defa duyduğunu belirtti. Kendilerine MİT, Emniyet ve Jandarma’dan gelen bilgiler doğrultusunda tehdit değerlendirmesi yaptıklarını belirten Türkeri, askeri personelin fişlenmesiyle hiçbir ilgililerinin olmadığını iddia etti. Meslek hayatı boyunca hiçbir zaman hükümeti yıkma amaçlı faaliyet yürütmediğini iddia eden Türkeri, BÇG’nin aleni olarak görev yaptığını, böyle bir faaliyetin gizlenmesinin de mümkün olmadığını kaydetti.
Bu nedenle adı postmodern darbe
Emekli Orgeneral Fevzi Türkeri’nin avukatı Aykanat Kaçmaz ise mahkemede yaptığı savunmada, “Darbeler özünde cebir vardır. Müvekkilim bu eylem içinde yer aldığı kabul edilse dahi 28 Şubat sürecinde cebir ve şiddet yoktur. Bu sebeple adı post modern darbedir. Kanunlarımıza göre de cebir ve şiddet kullanılmadan darbe yapılmasına dair bir suç da yoktur” ifadesini kullandı.
BÇG belgelerini ilk defa görüyorum
SEFERBERLİK Tetkik Kurulu Daire Başkanı Tuğgeneral Lokman Ekinci, BÇG’nin kurulduğunu basından öğrendiğini ve kendisine de giriş kartı verilmediğini savundu. BÇG ile hiçbir ilgisinin olmadığını iddia eden Ekinci, savcılıkta gösterilen belgeleri daha önce hiç görmediğini söyledi. Lokman Ekinci’nin savunması şöyle: “1996 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı Harekât ve Eğitim Şube Müdürlüğü Milli Plan ve Tatbikat Subaylığına atandım. 1997 yılında Eylül ayında İzmir’e İngilizce kursuna gittim. 1998 yılı Mayıs ya da Haziran ayında Ankara’ya döndüm ve Özel Kuvvetler Komutanlığı Tabur Komutanlığına atandım. BÇG olarak adlandırılan Genelkurmay Başkanlığı bünyesi bulunan grupta görevlendirilmediğim gibi böyle bir grubun kurulduğunu da basından öğrendim. Savcılık soruşturmasında anladığım kadarıyla BÇG’nin bulunduğu yere giriş için ayrı bir kart hazırlanmış gibi bir izlenim oluşturmaktadır. Böyle bir kart ne tarafıma verildi ne de böyle bir liste ya da kart gördüm. Çünkü benim hiçbir şekilde BÇG ile ilgim bulunmuyordu. Savcı tarafından gösterilen belgelerin hiç birini daha önce görmedim.”
BÇG’nin rutin karargah faaliyeti
Tutuklanarak Cezaevine gönderilen emekli Korgeneral Yıldırım Türker, savunmasında, Genelkurmay Personel Başkanı olarak görev yaptığını, BÇG ile bağlantısının olmasının mümkün olmayacağını iddia etti. Savcılıkta gösterilen belgeleri hatırlamadığını savunan Türker, BÇG’de bir personel görevlendirildiğine dair gösterilen belge karşısında ise 2. Başkanlık tarafından emir verildiği için böyle bir görevlendirme yaptıklarını belirtti. BÇG’ye kimi görevlendirdiklerini hatırlamadığını söyleyen Türker, “Bu durumun BÇG’nin rutin karargah faaliyetlerinden olduğunu düşünüyorum” dedi.
BÇG 28 Şubat’ta kulağıma çalındı!
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Daire Başkanı Tuğgeneral İsmail Hakkı Önder, mahkemedeki sorgusunda şunları anlattı: “ 1996-1998 tarihleri arasında Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanlığı Binbaşı rütbesiyle Proje Subayı olarak görevde bulunduğum, yalnız 1998 yılının 2.ya da 3. ayından sonra 6 ay süre ile silahlı Kuvvetler Akademisi’nde görev yaptım. BÇG ile ilgili belgeleri ilk defa savcılıkta gördüm. Görev yaptığım İstihbarat Başkanlığı’nda BÇG’de görevlendirilmek üzere herhangi bir personel talep edilmedi. BÇG’yi sadece basından ya da etraftan duydum. Daha doğrusu o dönemlerde kulağıma çalındı ama faaliyet alanı ve yapılması hakkında bir bilgim yoktur.”
star