ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, enflasyon gerçekleşmeleri ve enflasyon görünümünü etkileyen unsurlar ışığında 2020 ve 2021 sonu enflasyon tahminlerini yukarı yönlü güncellediklerini belirterek "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 8,9 olarak gerçekleşeceği, 2021 sonunda yüzde 6,2 olacağı tahmin edilmektedir." dedi.
Uysal, Enflasyon Raporu 2020-III Bilgilendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, normalleşmenin kademeli gerçekleşmesiyle bazı sektörlerde kapasite kısıtlarının devam etmesine bağlı arz yönlü etkilerin yanı sıra kredilerdeki ivmelenme de yılın ikinci çeyreğinde talep koşullarının enflasyonu düşürücü etkisinin, "Nisan Enflasyon Raporu" döneminde sınırlı kalmasına neden olduğunu bildirdi.
Bu doğrultuda, arz ve talep yönlü etkiler nedeniyle çıktı açığı tahminlerinin 2020'nin ikinci çeyreğinden itibaren bir miktar yukarı yönlü güncellendiğini vurgulayan Uysal, "Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağını ve negatif çıktı açığı tahminlerinin işaret ettiği üzere yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceğini öngörüyoruz." diye konuştu.
- "Yukarı yönlü güncelledik"
Uysal, enflasyon gerçekleşmeleri ve enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurlar ışığında 2020 ve 2021 sonu enflasyon tahminlerini yukarı yönlü güncellediklerine işaret ederek "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 8,9 olarak gerçekleşeceği, 2021 sonunda yüzde 6,2 olacağı tahmin edilmektedir. Nisan Enflasyon Raporuna göre 0,8 puanlık yukarı yönlü güncellemeye petrol fiyatlarına bağlı olarak Türk lirası cinsi ithalat fiyatları varsayımında yapılan artış 0,1 puan katkıda bulunurken gıda enflasyonu varsayımının yüzde 7'den yüzde 8’e çıkarılması 0,2 puan etki yaptı." değerlendirmesinde bulundu.
Talep koşullarında öngörülen toparlanmanın güçlenmesiyle çıktı açığının yukarı yönlü güncellenmesinin 2021 yıl sonu tahminlerini 0,2 puan yükselttiğini dile getiren Uysal, yakın dönemdeki gerçekleşmelerin etkisiyle enflasyonun ana eğilimindeki artışın, 2021 yıl sonu tahminini 0,3 puan yukarı çektiğini vurguladı.
Uysal, tahminlerin salgında hareketliliği yeniden kısıtlamayı gerektirecek ikinci bir dalga olmayacağı varsayımı altında küresel ekonominin yılın ikinci yarısında toparlanmaya devam edeceği bir çerçevede elde edildiğinin altını çizerek, "Tahminleri oluştururken gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin atmakta olduğu genişletici parasal ve mali adımlara karşın, bu politikaların etkinliğine ve toparlanmaya ilişkin belirsizliklerin sürmesi nedeniyle ülke risk primindeki iyileşmenin kademeli gerçekleşeceğini varsayıyoruz." dedi.
Salgının ve ekonomik etkilerinin tahminlere dair belirsizliği artırdığına işaret eden Uysal, normalleşme adımlarının kapsamının genişletilmesiyle iktisadi faaliyetteki toparlanmanın güç kazandığını söyledi.
- Enflasyonda temmuzdan itibaren düşüş beklentisi
Uysal, salgında ikinci bir dalga olmayacağı varsayımı altında, ekonomideki toparlanmanın yılın ikinci yarısında devam edeceğini belirterek şunları kaydetti:
"Toparlanma hızı, normalleşme sürecinin yurt içindeki ve dışındaki seyrine bağlı olacak. Parasal duruşun ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak, enflasyondaki düşüşün sürekliliğini ve orta vadeli enflasyon hedefiyle uyumunu sağlayacak şekilde oluşturulacağı çerçeve altında, salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağını ve enflasyonun temmuzdan başlayarak düşüş eğilimine gireceğini öngörüyoruz."
Uysal, salgın sonrasında firmaların ve hanehalklarının nakit akışı sorunlarının azaltılması, finansal istikrarın ve üretim potansiyelinin desteklenmesinin en önemli politika önceliklerinden olduğuna dikkati çekerek TCMB olarak sistemin artan likidite ihtiyacını karşılamaya ve reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamını sağlamaya yönelik zamanlı, geçici, hedefe odaklı ve öngörülebilir adımlar attıklarını bildirdi.
DİBS piyasasındaki likiditeyi desteklemek amacıyla açık bir iletişimle, belirlediğimiz limitler dahilinde DİBS alımlarına devam ettiklerini anlatan Uysal, şöyle devam etti:
"İhracatı desteklemeye yönelik reeskont kredilerini belirli limitler dahilinde ve teminat karşılığında kullanıma sunduk. Alınan parasal ve mali tedbirler, likidite ve kredi ihtiyacının etkin karşılanmasına ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine önemli katkı yapıyor.
Bu çerçevede, normalleşme adımlarının da etkisiyle firmaların nakit akışına bağlı kredi ihtiyacının önemli ölçüde azaldığını ve öngörülerimizle uyumlu ticari kredi talebinin belli bir doygunluğa ulaşarak yavaşlamaya başladığını görüyoruz. Son dönemde bireysel kredilerdeki artışta kredi paketleri ve ertelenmiş talep önemli rol oynuyor. Salgının seyrine ve etkilerine ilişkin belirsizlikler halen yüksek seyretmekle birlikte, kredi büyümesi ve kompozisyonunun iç ve dış dengeye yansımalarının takip edilmesi gerekiyor."
Uysal, ekonominin toparlanma sürecinde makro politika bileşiminin enflasyondaki düşüşün devamını sağlayacak ve cari dengeyi destekleyecek şekilde belirlenmesinin büyümenin sağlıklı ve istikrarlı sürdürülebilmesi açısından kritik önem arz ettiğinin altını çizdi.
Marttan itibaren uygulamaya aldıkları destekleyici likidite adımlarının normalleşme sürecinin gelişimine bağlı aşamalı olarak gözden geçirebileceklerini belirten Uysal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması için önem taşıyor. Önümüzdeki dönemde de parasal duruşumuzu enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlemeye ve elimizdeki bütün araçları veri odaklı yaklaşımla finansal ve fiyat istikrarı amaçları doğrultusunda kullanmaya devam edeceğiz."
(Bitti)