Yasa değişikliğinin geçtiği gecenin sabahında Meclis'e iki subayın geldiği ve AK Parti, CHP ve MHP yöneticilerini ziyaret ederek, siyasetçileri tehdit ettiği öne sürüldü. Subayların, "Bu yapılan darbedir. Olacaklardan sorumlu değiliz." dedikleri belirtiliyor.
Askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin perde arkasında yaşanan gelişmeler gün yüzüne çıkıyor. Yaklaşık 6 ay önce Meclis'ten AK Parti, CHP, MHP dahil tüm partilerin el ele vererek çıkardıkları yasanın başına gelenler, Türkiye'deki demokratik işleyişin çarpıcı bir örneğini oluşturuyor. Kanuna destek veren muhalefet, aradan daha 24 saat bile geçmeden 'oyuna geldik' diyerek ortalığı ayağa kaldırmıştı. Muhalefete bir günde 180 derece dönüş yaptıran gelişmelerin perde arkasında 'sır ziyaretler'in yattığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre düzenlemenin yasalaştığı gecenin sabahında tuğgeneral ve binbaşı rütbesindeki iki hukukçu subayın Meclis'teki temasları, Anayasa Mahkemesi'nin iptaliyle sonuçlanan süreci tetikledi. İki subay, CHP, MHP ve AK Parti grup başkan Vekilleriyle ayrı ayrı görüştü. Yasadan rahatsız olduklarını sert ifadelerle dile getiren subaylar, "Bu yapılan darbedir. Olacaklardan sorumlu değiliz. Dursun Çiçek'in belgesi bunun yanında gazoz kapağı gibi kalır." dedi. Bu uyarı başta CHP olmak üzere muhalefeti kanunun karşısına geçirdi. Düzenlemeye önce destek veren, sonra tepki gösteren CHP, soluğu Anayasa Mahkemesi'nde aldı.
Askere sivil yasa görüşmelerinin önemli aktörleri görüşme trafiği ve sonrasında yaşananlarla ilgili ilginç anekdotlar aktardı. Söz konusu yasa 26 Haziran günü Meclis gündemine geldi. Saat 19.30'da Adalet Bakanı Sadullah Ergin, iki adet değişiklik önergesi olduğunu AK Parti'ye iletti. Nöbetçi Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, "Muhalefetle anlaşmamız var, onlar kabul ederse olur." dedi. Bunun üzerine Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile muhalefet sıralarına yönelen Ergin, CHP ve MHP'nin grup başkanvekilleri Hakkı Suha Okay ve Oktay Vural'la görüştü. CHP'nin hukukçu isimleri Şahin Mengü, Turgut Dibek ile genel saymanı Mustafa Özyürek de görüşmeye tanık oldu. Saat 20.35'te görüşmeden mutabakat çıktı. CMUK'un 250'nci maddesinde değişiklik uygun görüldü. Partiler o kadar mutabık kaldı ki değişikliğin bir an önce geçmesi için önerge üzerinde konuşmama kararı da alındı. Bu görüşmeler olurken Milli Savunma Bakanlığı'nı temsilen hukukçu subaylar da komisyon sıralarında oturuyordu. Subaylar Meclis'ten ayrılırken saat 23.00'ü gösteriyordu. O saatlerde AK Parti, CHP ve MHP yöneticilerinin genel başkanları Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli ile telefon görüşmeleri yaptıkları da biliniyor. Saatler 00.30 sularında önergenin görüşmeleri başladı. Bu sırada MHP'li Oktay Vural ile CHP'li Şahin Mengü'den önergeye itiraz geldi. Her iki ismin de içeriğe yönelik çekincesi yoktu. İtiraz ettikleri şey, yazım kuralına dönüktü. Bunu, "Önergenin öznesi yok" diye dile getirdiler. Bunun üzerine Vural, Mengü, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ile grup başkanvekilleri bir araya geldi. Ahmet İyimaya, önerge metnine son şeklini verdi. Kısa bir süre sonra da önerge oybirliği ile kabul edildi. İktidarın AB müzakere sürecinde gerekli gördüğü bu demokratikleşme adımına sabah saatlerine kadar medyadan da, muhalefetten de tepki gelmedi.
Sabahın erken saatleri ile birlikte Ankara'da hava farklı yönden esmeye başladı. Tuğgeneral ve binbaşı rütbesinde iki hukukçu subayın Meclis'e yaptığı ziyaret, Anayasa Mahkemesi'nin iptaliyle sonuçlanan süreci tetikledi. İki subay, önce AK Parti Grubu'na geldi fakat erken saat olduğu için kimseyi bulamadılar. Sonra Meclis'e 08.45'te gelen bir komisyon başkanına giderek rahatsızlıklarını ilettiler. Bir süre sonra da CHP, MHP ve AK Parti grup başkan vekilleriyle ayrı ayrı görüşmeler yaptılar. Bu iki subayı ve Genelkurmay'ı harekete geçiren ismin de gece TV'den görüşmeleri izleyen bir emekli askeri yargıtay üyesi olduğu söyleniyor. Bu ziyaretlerde TSK'nın kurumsal rahatsızlığı iletildi. "Değişiklikten haberimiz olmadı" sitemiyle beraber, o günlerde gündeme gelen Dursun Çiçek imzalı "demokrasiye müdahale planı"yla karşılaştırma yapıldı. "Dursun Çiçek belgesi bunun yanında gazoz kapağı kalır" denilerek olaya bakış özetlendi. Kurumsal hassasiyetin, "Yapılanlar darbedir. Olacaklardan sorumlu değiliz." şeklindeki üstü kapalı tehditle iletildiği de edinilen bilgiler arasında.
CHP GERİ ADIM ATARKEN 'UYUTULDUK' GEREKÇESİNE SIĞINMIŞTI
CHP, gece yarısı yapılan görüşmelerin ardından "uyutulduk, oyuna geldik" demişti. Meclis'te görüşmeleri baştan sona takip eden AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş ise muhalefetin uyutulmadığını fakat "uyarıldığını" söyledi. Muhalefet desteği olmasaydı o gün bu önergenin gündeme gelmeyeceğini vurgulayan Elitaş, "O kadar mutabık kalmıştık ki istesek önergeye imza da verirlerdi. Eğer muhalefetin tereddüdü olsaydı Meclis'te oturan askerlere sorarlardı. Genel başkanlarıyla telefonla da görüştüler. Hatta yasa geçtikten sonra önergeyi bizden alan bir gazeteci muhalefete gidiyor. Onlar da yasanın arkasında olduklarını söylüyorlar. Ne olduysa sabah oldu. Arkadaşlar uyarılmış olmalı ki tavırları değişti." dedi. Elitaş, önerge görüşülmeden önce CHP Grup başkanvekilleri Hakkı Suha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun darbecilerin yargılanmasına imkan sağlayacak geçici 15. madde değişikliği için AK Parti'den destek istemeye geldiklerini hatırlattı.