17 Ağustostan Acı Bir Hikaye
On binlerce insana mezar olan 7,4 büyüklüğündeki deprem, arkasında unutulmayacak acı hi-kâyeler de bıraktı.
Karakaya'nın engellilere yönelik bir konferans için gittiği Adapazarı'nda kaldığı otel 83 kişiye mezar oldu. Saatlerce enkaz altında kurtarılmayı bekleyen Karakaya, yıkıntı altından kurtarılışını dün gibi hatırlıyor: "Kurtarma ekibi kolumu kesmekten bahsediyordu. Nefesimi toplayıp 'Ben zaten engelliyim!' diye bağırdım. Kolumu kesmekten vazgeçtiler."
Ali Duran Karakaya, uluslararası antrenör kursu ve engelli sporunun gelişmesi için düzenlenen seminer için gittiği Sakarya'da Marmara Depremi'ni yaşamış. Karakaya'nın da aralarında bulunduğu misafirlerin konakladığı 8 katlı Elmas Oteli depremde yerle bir olmuş. Deprem gecesi 85 kişinin bulunduğu Elmas Oteli enkazında 83 kişi hayatını kaybetmiş. Karakaya'nın ise başı haricindeki bütün vücudu enkaz altında kalmış. Karakaya'nın enkazdan çıkarılma sahnesi oldukça ilginç. Sol kolunu kesmek isteyen doktorlara, "Lütfen kolumu kesmeyin, ben zaten engelliyim." diyebilmek için uzun süre mücadele veren Karakaya, sonunda bu cümleyi tekrar edebilmiş. Karakaya, "Sabah olunca enkazda fark edildim. Enkaza müdahale eden doktorlar önce sağ elimi çıkardı. Sonra sağ ve sol ayağımı çıkardılar. Ancak sol kolum kolonun altında kalmıştı. Enkazın göçme tehlikesi vardı. Bina sallandıkça enkaz oturuyordu. Bir ara 'kolunu keselim' cümlesi duydum. Ciğerlerimdeki hasardan dolayı güçlükle nefes alıyordum. Bu durumda konuşamıyordum. 'Zaten ben yürüyemiyorum. Engelliyim. Ayaklarım tutmuyor. Kolumu da keserseniz ne yaparım?' demeye çalışıyordum ancak başaramıyordum. Sonunda kendimi toparladım, şu cümleyi söyleyebildim: 'Kesmeyin kolumu, ben zaten engelliyim!' Bunun üzerine orada toplanan birkaç kişinin de yardımıyla beni enkazdan çektiler, kolumu parçalanarak enkazdan çıkarabildim. Uzun süre tedavi oldum. Şükür şimdi iyi. Kolumu kesselerdi belki de engelli olduğumun acısını gerçekten yaşayacaktım."
Depremi yaşayan insanların yüreğinde acının devam ettiğini anlatan Karakaya, şunları söylüyor: "Maalesef 17 Ağustos depremi kısa sürede unutuldu. Sanki depremi hiç yaşamadık. 30 bin insan bu ülkede ölmedi. Hâlâ çarpık yapılaşmalar ve sağlıksız binaların temelleri atılıyor. Hâlâ o dönemden kalma binalarda insanlar yaşamına devam ediyor. Allah ülkemize o acıyı bir daha yaşatmasın." O günden sonra Sakarya'ya bir daha gidemediğini anlatan Karakaya, şunları kaydediyor: "Beni kurtaran kişilerle telefonla görüşüyorum. Depremle ilgili bir konu olduğunda içim acıyor. Sakarya Üniversitesi'nden seminer için bir davet geldi. Ama gidemedim. Korkunun üstüne gitmek lazım. İnşallah ilerleyen yıllarda korkumu yenersem Sakarya'ya gideceğim."