ANKARA (AA) - Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Şu sıralar popüler olan dizilerde de belirtildiği gibi şiddet aslında bulaşıcı. Bu virüsün yayılımını engellemek de bizlerin olduğu kadar medyanın, basının da görevi. Dolayısıyla bilhassa televizyon dizileri ve diğer yayınların şiddeti önlemedeki rolü ve etkilerini detaylı bir şekilde tartışmamız gerekiyor." dedi.
Bakan Selçuk başkanlığında, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun katılımıyla Dikmen Hakimevi'nde "14. Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi Toplantısı" düzenlendi.
Selçuk, burada yaptığı konuşmada, toplumun yarısını oluşturan kadınların değer görmesinin ailenin değer görmesi ve dolayısıyla da toplumun yücelmesi anlamına geldiğini vurgulayarak, kadınların her alanda daha aktif rol alması, hak, fırsat ve imkanlardan eşit bir biçimde yararlanmaları için her daim "güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye" anlayışıyla kapsamlı çalışmalar yürütmeye devam ettiklerini söyledi.
Şiddetin bu hedefe engel teşkil edebilecek acı bir husus olarak karşılarına çıktığını dile getiren Selçuk, kadına yönelik şiddetin dünyanın mücadele ettiği ve etmesi gereken küresel bir sorun olduğuna dikkati çekti.
Selçuk, "Acı bir gerçek ki dünyada her üç kadından biri yaşamı boyunca en az bir kez şiddete maruz kalıyor. Dünyaya, başka ülkelere baktığımız zaman Avrupa'da yüzde 40'a, yüzde 50'ye çıkan oranlarda kadına şiddet vakaları görmekteyiz. Bu aslında kadına olan değeri, kadının toplum içindeki varlığını, etkin rol almasını engelleyen en önemli unsurlardan biri." değerlendirmesinde bulundu.
- "Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir"
Bakan Selçuk, şiddetin nedenleri arasında kadına daha düşük statü atfeden sosyal normlar, şiddeti onaylayan tutumlar, kadınların belli imkanlara erişimlerinin kısıtlanmasının yanı sıra alkol kullanımı, çocuklukta istismara maruz kalma, aile içi şiddetin şahidi olma, kişilik ve ruhsal bozukluklar ile düşük eğitim seviyelerini de gördüklerini aktardı.
Şiddetin hem sebepleri hem de sonuçlarının bütüncül bir şekilde değerlendirilmesinin şiddeti önlemek adına büyük önem arz ettiğini belirten Selçuk, "Kadın cinayetleri ise kadına yönelik şiddetin maalesef en acı, en trajik boyutu. Hep diyoruz, bizim inandığımız değerlere göre bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Dolayısıyla bütün istatistiklerden, verilerden bağımsız olarak her ölüm, bizim vicdanımızı derinden acıtan, sızlatan bir durum. Dolayısıyla bizim hiçbir canın kıyılmasına izin vermeyecek şekilde bir önlem mekanizması oluşturmamız gerekmekte." diye konuştu.
Bu çerçevede yürütülen bütün çalışmaları "önleme", "koruma", "politika geliştirme" ve "farkındalık oluşturma" olarak dört başlık altında özetlediklerini ifade eden Selçuk, birinci hedeflerinin her daim şiddet yaşanmadan bunu önlemek olduğunun altını çizdi.
- "Hükümetlerimiz kadına yönelik şiddeti her zaman bir insanlık suçu olarak gördü"
Bakan Selçuk, Bakan Soylu ve Bakan Gül'ün güçlü iradeleri ile geçen seneden itibaren bu konuda çok büyük bir farkındalık oluşturulduğuna, politika geliştirme süreçlerinde artık kanıta dayalı bir yaklaşımla yol haritasının izlendiğine dikkati çekerek, şiddete karşı mücadelede kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra STK'ler, akademisyenler ve medya ile beraber hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'de son 18 yılda kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin hayata geçirilen düzenlemelere değinen Selçuk, ihtiyaca göre yeni düzenlemeleri de uygulamaya alacak dinamik bir hukuk sisteminin bulunduğunu belirtti.
"Hükümetlerimiz kadına yönelik şiddeti her zaman bir insanlık suçu olarak gördü ve buna dair de çözümler üretmeye devam ediyoruz." diyen Selçuk, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'la koruma ve kollama mekanizmalarının oluşturulduğunu anımsattı.
Selçuk, kanuna ilişkin oluşturulan mevzuat çalışma grubu aracılığıyla, sahada edinilen tecrübeler ışığında ve ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda aksayan yönlerin tespiti ve iyileştirilmesi amacıyla çalışmaların yürütüldüğüne işaret ederek, "Ayrıca ilgili taraflarla birlikte ikincil mevzuata ilişkin görüş ve revizyon önerileri derlenerek çalışmalarımız devam ediyor." bilgisini paylaştı.
- "4. Ulusal Eylem Planımızı bitirmek üzereyiz"
2007-2020 yılları arasında kadına yönelik aile içi şiddetle mücadele alanında temel politika önceliklerini içeren 3 eylem planının oluşturulduğunu anımsatan Bakan Selçuk, "Şu anda 4. Ulusal Eylem Planımızı bitirmek üzereyiz. 4. Ulusal Eylem Planımız da bizim 2021-2025 vizyonumuzu oluşturmuş olacak. Yeni eylem planı hazırlık sürecinde önemli uluslar arası ve ulusal üst politika belgelerini ve iyi uygulama örneklerini de detaylı bir şekilde inceledik. Bu noktada tüm sivil toplum kuruluşlarıyla, uluslar arası kuruluşlarla, sendikalarımızla, üniversitelerimizle odak grup görüşmeleri ve tematik toplantılar yaptık." dedi.
Selçuk, Şiddet İzleme Komitesi toplantılarıyla da hem yapılan çalışmaları ve gelişmeleri değerlendirdiklerine hem de taraftarın gelişmelerden haberdar olmasını sağladıklarına işaret ederek, ayrıca il eylem planlarının 81 ilde yürürlüğe konulduğunu, valilerin başkanlığında oluşturulan komisyonların illerde izleme ve değerlendirme çalışmalarını yürüttüğünü, yerelde takip yapılmasının kadına yönelik şiddetle mücadelede çok önemli bir güç oluşturduğunu dile getirdi.
- "9 ilimizde, 11 yeni kadın konukevinin hizmet açılmasına yönelik çalışmalarımız devam ediyor"
Bakan Selçuk, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık Bakanlıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığıyla birlikte yürürlüğe konulan, 2020-2021 yıllarını kapsayan, 75 eylemden oluşan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı hakkında bilgi vererek, şimdiden bu eylemlerin büyük çoğunluğunun tamamlandığını belirtti.
2021'de bu eylem planının süresi bitmeden bir mini eylem planı daha koyarak, daha da güçlenmesini sağlayacaklarını dile getiren Selçuk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan Mercan Seferberliği ile kadına yönelik şiddetle mücadelenin yanı sıra kadınların başarı hikayelerini ortaya koymalarını sağlayacak bir mekanizma oluşturmayı hedeflediklerini aktardı.
Selçuk, şiddet mağdurları için 81 ilde koruyucu ve önleyici hizmetlerin devam ettiğini, Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezlerinin (ŞÖNİM) tüm illerde oluşturulduğunu ve bu merkezlerde ülke genelinde kadın, çocuk ve erkek 750 bini aşkın vatandaşa hizmet verildiğini söyledi.
Kadın konukevi sayısının 111'i Bakanlığa ait olmak üzere 146'ya ulaştığına dikkati çeken Selçuk, kadın konukevlerinin Türkiye geneli doluluk oranları dikkate alındığında şu an yeterli sayıda olduğunu aktardı.
Selçuk, "İl bazında da değerlendirme yaparak ihtiyaç olan illerde yeni konukevleri açmaya başladık. 9 ilimizde, 11 yeni kadın konukevinin hizmete açılmasına yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Fakat illerimizdeki ŞÖNİM'lerin yetersiz kalma ihtimali, ilçelerdeki vatandaşlarımızın buralara ulaşamama ihtimaline karşın da bu sene ayrıca ilçelerimizdeki 354 tane Sosyal Hizmet Merkezimizde Şiddetle Mücadele İrtibat Noktaları oluşturduk." açıklamasında bulundu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının şiddet mağdurlarına yönelik hizmetleri sekteye uğratmaması için ilgili tüm Bakanlıklarla hızla önlemlerin alındığını anımsatan Selçuk, kadın konukevlerindeki kadın ve çocukların sağlık kontrollerinin yapılmasına yönelik Sağlık Bakanlığınca belirlenen tedbirleri harfiyen uygulamaya devam ettiklerini vurguladı.
- "65 tesiste barınma ihtiyacı olan kadınlarımıza da hizmet vermeye devam ediyoruz"
Bakan Selçuk, "Ayrıca ŞÖNİM ve kadın konukevlerinin haricinde Kovid-19 sürecine bağlı olarak barınma ihtiyacı olan kadınlarımıza da hizmet vermeye başladık. Şu anda 49 ilimizde 65 tesiste sadece barınma ihtiyacı olan kadınlarımıza da hizmet vermeye devam ediyoruz." diye konuştu.
ŞÖNİM'ler ve kadın konukevlerinde sunulan hizmetlerin daha uygulanabilir, izlenebilir bir biçimde yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışmaların başlatıldığını, bu çerçevede Hizmet Standartları ve Öz Değerlendirme Rehberi'nin geliştirildiğini dile getiren Selçuk, "Daha etkin ve verimli hizmet sunabilmek için de 3 ilde 4 kadın konukevimizi ihtisaslaştırdık. Bu ihtisaslaştırma çalışmalarımız devam edecek." ifadesini kullandı.
Bu çalışmalarda komiteden gelen önerilerin, yol haritasının belirlenmesinde çok önemli olduğunu dile getiren Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadele eğitimlerine ilişkin, "Şu ana kadar Türkiye genelinde kamu görevlilerimiz de dahil olmak üzere 2 miyon kişiye eğitim vermiş durumdayız. Kovid-19 salgını sebebiyle eğitimlerimizi yüz yüze gerçekleştiremesek de uzaktan eğitimlerle bu çalışmalarımıza devam ettik." diye konuştu.
- "Televizyon dizileri ve yayınların şiddeti önlemedeki etkilerini tartışmamız gerekiyor"
Bakan Selçuk, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde Emine Erdoğan'ın katılımıyla şiddetle mücadelede medyanın, televizyon dizilerinin rolüne ilişkin video konferans düzenlendiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2021'de bizim en öncelikli, belki de Şiddet İzleme Komitemizin de en önemli önceliklerinden birisi olarak medyada, televizyonda ve özellikle basında şiddetin aksettirilmesi ve şiddetin dilinin nasıl olacağı, nasıl yansıtılması ile ilgili konuları ele almamız gerekmekte. Çünkü biliyoruz ki hem milli ve manevi değerlerimizde, kültürümüzde yer almadığı halde şiddete neden olan zihniyet kalıpları ve şiddeti yeniden üreten yapılarla mücadele edebilmek için bunun yayılımını da bir şekilde önlememiz lazım.
Şu sıralar popüler olan dizilerde de belirtildiği gibi şiddet aslında bulaşıcı. Bu virüsün yayılımını engellemek de bizlerin olduğu kadar medyanın, basının da görevi. Dolayısıyla bilhassa televizyon dizileri ve diğer yayınların şiddeti önlemedeki rolü ve etkilerini detaylı bir şekilde tartışmamız gerekiyor. İlkini gerçekleştirdik, bundan sonraki seferlerde de diğer çalıştaylara devam edeceğiz."
- "Kadın Modülüyle mağdura en hızlı şekilde ulaşma imkanına kavuşacağız"
Bakan Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadelede, istatistikler, veriler üzerinden çok spekülasyon da yapıldığına işaret ederek, bu çerçevede sağlıklı bir veritabanı oluşturulmasının önemine dikkati çekti.
İçişleri Bakanlığının bu konuda son 2-3 yıldır devam eden önemli çalışmalarının bulunduğunu dile getiren Selçuk, "Biz de Aile Bilgi Sistemi, Kadın Modülüyle beraber hizmetlerimizi izlemeyi ve yapılan çalışmaları değerlendirmeyi hedefliyoruz. Bu şekilde mağdura en hızlı şekilde ulaşma imkanına kavuşacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Risk Analiz ve Yönetim Modülü geliştirildiğini, 18 ilde pilot uygulamanın başlatıldığını da anımsatan Selçuk, gelecek yıl bu modülü ülke genelinde hizmete sunmayı planladıklarını söyledi.
Kadına yönelik şiddet araştırmasının üçüncüsünü de yakın zamanda tamamlamayı hedeflediklerini belirten Selçuk, şunları kaydetti:
"Dünyanın gündeminde olan kadına yönelik şiddete karşı köklü, gerçekçi bir çözüm, ancak bütün bakanlıklarımızın, kamu kurum ve kuruluşlarımızın, sivil toplumumuzun, medyamızın, özel sektörümüzün, akademisyenlerimizin içinde olduğu bir program dahilinde, sistemli ve eşgüdümlü bir çalışmayla mümkün. Bugün, 14. Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitemizde de hem kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında Kovid-19 sürecinde yaşadığımız zorlukları, hem yürütülen çalışmaları hem de geliştirilmesi gereken tedbirleri daha detaylı bir şekilde konuşacağız."