muhabirinin edindiği bilgiye göre, 1904 yılında Kastamonu'nun Akdoğan köyünden Yemen'e savaşa giden Osmanlı ordusundaki Emiroğlu Hakkı Muhammed, İsmail ve Osman adlı kardeşlerden Osman savaşta şehit oldu, İsmail savaşın ardından evine döndü.
Uzun süre kendisinden haber alınamayan Hakkı Muhammed'in savaşta şehit olduğu haberi Osmanlı Devleti tarafından ailesine mektupla bildirildi.
Sanılanın aksine şehit olmayan ancak düşmana esir düşen Hakkı Muhammed, bir gece kendisini esir alan düşman askerlerinin elinde kaçarak Müslüman halkın bulunduğu Tanzanya'ya bağlı Zanzibar'a sandalla geçti.
Burada tanıdığı kimse ve parası olmadan bir süre yaşayan Hakkı Muhammed, daha sonra Yemen'e geldi. Burada tanıştığı Ummanlı Mısıda ile evlenerek Yemen'de yaşamaya başlayan Hakkı Muhammed'in 6 çocuğu oldu.
Yemen'de Hakkı Muhammed'e ''Turki'' soyadı da verildi. Yaşam hikayesini eşine ve çocuklarına anlatan, köyünden akrabalarından ve kardeşlerinden özlemle bahseden Hakkı Muhammed, vatan hasretiyle 1964 yılında hayatını kaybetti.
Hakkı Muhammed, ölmeden önce ailesine köyüne gömülmek istediğini vasiyet etti.
Bunun üzerine Hakkı Muhammed'in Umman'da yaşayan kızı Munira ve çocukları, 2010'dan itibaren babasının Kastamonu'daki köyüne gelerek vasiyeti gerçekleştirmek için araştırmalara başladı.
Bu sırada, Yemen'deki Türk Büyükelçiliği tarafından bulunan 1964 yılına ait bir gazetede yer alan röportajda Hakkı Muhammed'in, Kastamonu'ya bağlı Akdoğan köyünden olduğunu söylediği belirlendi.
Daha sonra Yemen'de bulunan babasının mezarından toprak alan Münira Hakkı Muhammed Turki ve çocukları, yıllarca babasının özlemle anlattığı Akdoğan köyüne geldi.
Ziyarette Munira ve çocuklarının Akdoğan köyünde yaşayan akrabaları ile buluşmasında duygusal anlar yaşandı. Hasret gideren Münira ve çocukları ile akrabalarının gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
Hakkı Muhammed'in kardeşi İsmail ile babası Mehmet'in mezarını ziyaret eden Munira ve çocukları, daha sonra Yemen'deki mezardan getirdikleri toprağı burada açılan mezara Türk bayrağıyla gömdüler.
-Babamın vasiyetini yerine getirdik-
Munira Hakkı Muhammed Türki, AA muhabirine, buraya babasının ailesini bulmak için geldiğini belirterek, yıllarca aile hasretiyle yaşadıklarını ifade etti.
Turki, şunları söyledi:
''Yıllarca Türk olduğumu söyledim. Babam bize anlatmıştı. İnsanlar bana 'Sen Türk değilsin. Neden Türk olduğunu söylüyorsun' diye soruyordu. Ama ben bugün çok mutluyum, kızım yanımda, ailemi bulmam için benimle geldi. Çok şükür, akrabalarımı, ailemi burada buldum. Babamı buraya geri getirdim. Babam öleli 48 yıl oldu. Babam öldüğünde ben 8 yaşımdaydım. Bize her zaman, 'beni köyüme gömün' diye vasiyette bulunurdu. Kanunlar nedeniyle buraya mezarını getiremedik ama mezarından toprak getirdik. Akrabalarımı bulduğum ve babamın vasiyetini yerine getirdiğimi için çok mutluyum. Allahıma çok şükürler olsun Kalbimi rahatlamış hissediyorum''
-''Dedem, Türkiye'de Türk bayrağıyla yatmak istedi''-
Hakkı Muhammed'in torunu Mısıda Ahmed Al-Jahwari de yıllarca ailesiz yaşadıklarını belirterek, bir düşü gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Kastamonu'da bulunmaktan çok mutlu olduklarını söyleyen Mısıda Ahmed Al-Jahwari, şöyle konuştu:
''Kimse ailemizin Kastamonu'da olduğunu bilmiyordu. Annem, ben ve kardeşlerim dedemizin Türk olduğunu biliyorduk ama bu konuda hiçbir kanıt yoktu. Küçüklüğümden beri, anneme babası hakkında pek çok soru sorardım ama onlar aileleri olmadığını sorgusuz sualsiz kabul etmişlerdi. Umman'daki Türk Büyükelçiliği ve Sidney'deki Türk Büyükelçiliği'nde çalışanların yardımıyla akrabalarımızı bulduk. Dedemi 108 yıl önce çıktığı köyüne tekrar getirdik. Aile mezarlığına koyduk. Toprağı Türk bayrağıyla birlikte gömdük. Bu dedemizin vasiyetiydi. Dedem, Türkiye'de Türk bayrağıyla yatmak istedi.''
-Kastamonulu akrabaları da sevinçli-
Ailenin Türkiye'deki akrabalarından İsmail Emiroğlu ise ailelerinden Yemen Savaşı'na giden 3 kardeşten biri olan Hakkı Muhammed'in savaşta esir düştüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
''Dedelerimiz Hakkı Muhammed'in savaştan sonra gelmediğini, bir süre sonrada savaşta öldü kağıdı geldiğini anlatırdı. Şimdi öğreniyoruz ki ölmüyor esir düşüyor,Umman tarafına geçiyor. Oradan Türkiye'ye dönemiyor ve orada kalıyor. Türkiye ile de bir bağlantısı kalmıyor. Sonra orada evleniyor ve çocukları oluyor. Onlar var şu anda. Bizi Umman Başkonsolosu aradı ve savaşta esir düşen bir akrabamız olduğunu söyledi. Burada kaldığını ve bir daha bize ulaşamadığını söyledi. Akrabamızın bizimle tanışmak istediğini söyledi. Bende 'Tamam gelsin tanışalım' dedim. Duygularımı anlatmak zor. Çok mutluyuz. Oradan toprak getirdiler mezara bırakmak için bayrakla birlikte.''
AA