Belgelere göre, çatışmaların şiddetlenmesi üzerine bölgeyi havadan bombalamak üzere gönderilen 15 savaş uçağından 2'si isyancılar tarafından vuruldu. Uçaklardan biri yere inmeyi başarırken, diğeri düştü. Belgelerde, bölgede bulunan askerlere 'silahlı olanlara şiddetli cevap verilmesi, suçsuzlara şefkat gösterilmesi, kadın ve çocuklara dokunulmaması, köylülerden parasız hiçbir şey alınmaması emri' verildiği belirtiliyor.
TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan Dersim Alt Komisyonu, 74 yıl önceki olayları aydınlatmak için bir süre önce Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere çok sayıda bakanlık ve kurumdan olaylarla ilgili arşiv belgelerini istemişti. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık'ın ardından Genelkurmay'ın arşiv belgeleri de Meclis'e ulaştı. 10 bin 650'si askerî belge olmak üzere, komisyondaki toplam belge sayısı 20 bini aştı. Yeni gelen arşiv belgelerinde birbirinden ilginç bilgiler yer alıyor. Arşivlerde 4. Umumi Müfettişi H. Alpdoğan'ın 30 Aralık 1937'de dönemin İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği 'Devlet aleyhine yapılan olumsuz propagandalar' başlıklı yazı da yer alıyor.
Genelkurmay arşivleri, o dönem Dersimli aşiretler arasında ciddi anlaşmazlıklar ve kan davaları olduğunu gösteriyor. Belgelerde, Seyit Rıza'nın teslim oluşu, ifadesi ve idamına ilişkin bilgiler de yer alıyor. 11 Eylül 1937 tarihinde 'Jandarma Mıntıka Komutanı yerine Kazım' imzasıyla hazırlanan belgede, "Seyit Rıza'nın bizzat Hüseyin ve Batlet oğlu Rıza namındaki iki avenesiyle kayıtsız, şartsız ve silahsız olmak üzere saat yirmi ikide Erzincan Jandarması'na teslim olmuş oldukları arz olunur." ifadeleri yer alıyor. Belgeler arasında Seyit Rıza'nın parmak izi de yer alıyor.
Belgeler arasında asker ve sivil ölümlere de yer veriliyor. 4 Kasım 1938'de Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği yazıda, sadece 3. Ordu tarama bölgesinden 17 günlük manevra harekâtı için "Tarama bölgesi içinden ölü, diri 7954 nüfus çıkarılmıştır." ifadelerine yer veriliyor.
(Kaynak: Zaman)