YÖK'ten Vesayete RET

YÖK'ten Vesayete RET

YÖK: "Yetkimizi, herhangi bir vesayeti kabul etmeden kullanacağız."

Yükseköğretim Genel Kurulu (YÖK), yargı mercilerinin, belli bir katsayıyı kabul ederek, bu oranı uygulamaya zorlama yetkisi bulunmadığını bildirdi.

 

Yürütme Kurulu'nun sona ermesinin ardından yapılan yazılı açıklamada, "Kurulumuz, hizmet gereklerine uygun düzenleme yetkisini herhangi bir vesayeti ve hukuka aykırı bir zorlamayı kabul etmeden kullanma kararlılığındadır." denildi.

 

Özellikle sınava girecek öğrencilerin endişe etmemesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada, 21 Temmuz 2009'da yükseköğretime girişe ilişkin yeni bir sistem getirildiği kaydedildi.

 

Kurulun, bu husustaki uzmanlığının ve anayasal yetkisinin bilincinde olduğu ifade edildi.

 

Yeni sistemin tamamına yönelik bir hukuka aykırılık iddiasının bulunmadığına, sadece yeni sistem içinde farklı bir anlamı ve işlevi olan katsayı kararının hukuka uygunluğunun tartışıldığına dikkat çekildi.

 

Açıklamada, "Tekrar işaret etmek ve öğrencilerimizi temin etmek isteriz ki, yeni sistem yürürlüktedir, gerekleri yerine getirilecektir. Hukuka aykırılığına dair esasa ilişkin bir hüküm verildiği takdirde yeni sistemin gerekleri çerçevesinde Kurulumuzca yapılacak düzenleme takdir edilecektir." ifadesi kullanıldı.

 

Yargı kararlarının bağlayıcılığı hususunun tartışma konusu olmadığı vurgulanan açıklamada, "Ancak yine hukuk devleti olmanın bir gereği olarak yargı mercilerinin de kararlarına, belli bir katsayıyı kabul ederek Kurulu bu oranı uygulamaya zorlama anlamı ve kapsamı yüklemek yetkisi ve imkanı da bulunmamaktadır. Anayasanın 125. ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesindeki 'Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak şekilde yargı kararı verilemez." görüşü savunuldu.

 

Açıklamada Danıştay kararında eski sistemde belirlenmiş olan katsayıya karşı açılmış davalarda iptal talebinin reddi ile oluşmuş bir statüden bahsedildiği belirtilerek şöyle devam edildi: "Oysa Danıştay'ın ret kararları bir kesin hüküm oluşturmadığı gibi, Danıştay'ın ret kararları ile oluşmuş bir kazanılmış hak da yoktur. İdari Dava Daireleri Kurulu'nun son kararlarından birisi (E. 2005/1988, K. 2008/1826, Danıştay Dergisi, S. 121, s.67) "Düzenleyici işlemlerin kural olarak kazanılmış hak oluşturmayacağı, kaldırılmaları ve değiştirilmelerinin her zaman olanaklı olduğu, eğitim ve öğretimin kalitesini artırmak amacıyla yönetmelikte yapılan değişikliklere, davacıların devam eden öğrencilik statüleri nedeniyle tabi olacağı ve kazanılmış haktan söz edilemeyeceği hakkındadır. Kararda "düzenleyici işlemlerin kural olarak kazanılmış hak yaratmayacağı, kaldırılmaları ve değiştirilmelerinin her zaman olanaklı olduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir" (s. 68-69) denilmektedir."

 

Açıklamada yargısal denetimin, denetime tabi tutulan düzenlemenin hukuka uygunluğu ile sınırlı olduğu ifade edilerek, bir idari düzenlemenin hukuka uygun bulunmuş olmasının, faaliyetin farklı bir şekilde düzenlenemeyeceği anlamına gelmediğinin altı çizildi.

 

"Aksi düşünce hukuka uygun bulunan her düzenlemeyi dogmatik bir metine dönüştürmekle eş anlamlıdır." denildi.

 

Açıklamada, Danıştay 8. Dairesi'nin kararının önceki yıllarda uygulanan sınav sisteminin aynen devam ettiği, sadece katsayı farklılaştırılmasını önemsizleştirmeye çalışıldığı varsayımına dayandığı aktarıldı.

 

KATSAYININ ESKİ ŞEKLİYLE DEVAM ETTİRİLMESİ İMKANSIZ

 

Açıklamada şu görüşler aktarıldı: "Oysa yargı kararları ile istikrar kazandığı söylenen husus tek aşamalı ve sadece yeteneğin ölçüldüğü bir sınav sisteminin parçası olan katsayı oranıdır. Yönlendirme amacının sınav, soru ve değerlendirme türleri ile gerçekleştirildiği bir modelde, eski biçimiyle katsayı uygulamasının devam ettirilmesi imkânsızdır. Dolayısıyla, 21 Temmuz 2009 tarihli karar ile kurulmuş olan ve hukukiliği tartışma konusu olmayan yeni sistem yürürlüktedir, bunun gerekleri kararlılıkla yerine getirilecektir, artık eski sisteme dönüş hukuken ve fiilen mümkün değildir. Önceki sistemde yönlendirmenin tek aracı olarak farklı katsayı uygulaması kullanılmakta iken, yeni sınav sisteminde birden fazla sınav yapılmakta, bu sınavlarda sorulan sorulara verilen doğru cevapların puanlama biçimi alanlara göre farklılık göstermektedir. Bilgi ölçmeyi amaçlayan bu sistemde her bir alana ilişkin soru sayıları arttırılmış farklı puan türleri oluşturularak öğrencilerin belirli alanlara yönlendirilmeleri ve daha donanımlı olarak yükseköğretim programlarına yerleştirilmeleri amaçlanmıştır."

 

KATSAYININ TESPİTİNE YÖNELİK TEKNİK HUSUSLARIN ANLAŞILAMADIĞI KANAATİNDEYİZ

 

Açıklamada yeni sistemin gerekleri ve katsayı oranlarının belirlenmesi hususunun teknik ve uzmanlık gerektirdiği, Genel Kurul'un koordinasyonunda uzmanlarca yapılan inceleme ve değerlendirme süreci sonrasında tespit edildiği belirtildi.

 

"Açılan davalarda, hukukilik değerlendirilmesi sırasında, yeni sistemin gerekleri ile katsayı oranlarının tespitine dair teknik hususların anlaşılamadığı kanaatini taşımaktayız." ifadesi kullanılan açıklamada şu görüşler aktarıldı: "Sadece yeteneğin ölçüldüğü tek aşamalı sınavda her bir alana ilişkin soru sorulmaması nedeniyle öğrencilerin yönlendirilmesinde tek araç olarak katsayı farklılaştırılmasının kullanılması kabul edilebilir bir durum iken; öğrencilerin kendi alanlarında ortaöğretimde aldıkları bilginin ölçülmesini öngören yeni modelde katsayı farklılaştırılması yönlendirme aracı olarak işlevini yitirmiştir. Dolayısıyla yönlendirme işlevi zaten sınav biçimi ile gerçekleşmektedir. Danıştay kararı gerekçesinde '... ara kararımızla sorulmasına karşın, davalı idarenin bilimsel ve hukuken kabul edilebilir bir açıklama yapmamış olduğu görülmektedir' denildiği dikkate alınarak, yargı kararını yerine getirmek kapsamında, yapılan teknik çalışmalar konusunda ek açıklamalar dosyaya konulacaktır. Kararda eski ve yeni katsayı oranlarının kaç puan fark oluşturduğu noktasında maddi hataların da bulunuyor olması, bilimsel ve teknik hususların Danıştay tarafından anlaşılamadığı ve bir ön fikir ile değerlendirme yapıldığı kanaatini uyandırmaktadır. Her halükarda Kurulumuz, bir iptal kararı verilmesi halinde dahi, katsayı oranlarını belirlemeye dair yetkisini bilimsel veriler ışığında kullanacaktır. Kurulumuz Anayasal temeli olan yükseköğretim ve giriş sınavı bakımından, hizmet gereklerine uygun düzenleme yetkisini, herhangi bir vesayeti ve hukuka aykırı bir zorlamayı kabul etmeden, kullanma kararlığındadır."

 

Öte yandan, YÖK'ün itiraz dilekçesini 15 Şubat Pazartesi günü mesai bitimine kadar İdari Dava Daireleri Kurulu'na iletmesi gerekiyor.

 

Etiketler :