Yoksulluğun anavatanına film gibi yardım
Türk yardım kuruluşları, Ramazan'da 5 yıl süren iç savaşın ardından yoksullukla mücadele eden Tacikastan'ı da unutmadı. Dağlar, nehirler ve asma köprüler aşıldı.
İHH ekibi Tacikistan'da ilk iftar için bir şelale kenarında durunca başlalarına neler geldiğinin Murat Palavar, şu ifadelerle anlatıyor: "Araba ışığı ile soframızı aydınlatıyoruz. Ama arabanın aküsü buna dayanamıyor. Arabayı çalıştırmak için İHH Yönetim Kurulu Üyesi Osman Nuri Kabaktepe hemen işe koyuluyor."
İHH'nın Tacikistan'a yaptığı film gibi yardım haberini Murat Palavar şöyle anlatıyor:
Türkiye depremin vurduğu yoksulluğun zirve yaptığı Tacikistan'ın Afganistan sınırındaki Vanj şehrine yardım elini uzattı. Aralarında doktorların da bulunduğu 4 kişilik yardım ekibi, 4 saatlik uçak ve 15 saatlik araba yolculuğunun ardından yoksul Vanj şehrine. Toprak yollardan, asma köprüler ve sarp kayalıklardan geçen ekip, Ramazan kumanyasını ihtiyaç sahipleri ile buluşturdu. Ekibin Afganistan sınırını çizen büyük bir debiye sahip Panj nehrini aşarken yaşadığı hayati tehlikeler sokak lambalarının dahi olmadığı kentlerde geçirilen zorluklar film senaryolarını aratmadı.
HİÇBİR KURULUŞ CESARET EDEMEDİ
Aralarında doktor eczacı ve hayırseverlerin de bulunuduğu İHH İnsani Yardım Vakfı'nın ekibi İstanbul'dan Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'ye hareket etti. Başkentte yapılan yetimlere yardımların ardından istikamet Vanj kenti oldu. İHH yardımlarında özellikler ihtiyaç sahiplerinin olduğu ve başka yardımların ulaşamadığı yerleri tercih ediyor. Vanj kenti bu yüzden özellikle seçilmiş. Depremin vurduğu kente yardım için harekete geçen gönüllüler hiçbir yardım kuruluşunun yardım etmeye cesaret edemediği kent için araba yolculuğuna çıktı. Doğalgaz ve petrol kaynaklarının olmadığı ülke zengin su kaynakları nedeniyle "suyun resmi geçit yaptığı ülke" olarak gösteriliyor. Altyapının olmadığı ülke geceleri karanlığa bürünüyor.
Sokak lambalarının olmadığı üst geçitleri geçerken yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkede yardım yapmanın cesaret istediği Vanj kentine doğru yol alıyoruz. Vanj'a tehlikeli üst geçitlerden ve 5 bin metreyi bulan dağlardan geçerek giriliyor. Vanj depremle sarsılmış ve yaralarını hala saramamış bir yerleşim merkezi. Ve ilk gün ramazan kumanyaları dağıtılıyor.
YARDIMA KOŞTULAR
Vanj, sarp arazi yapısı ve Panj Nehri'nin ikiye bölündüğü alanlardaki asma köprüleri ile dikkat çekiyor. İkinci günde nehir kenarında yardım kamyonu yardımı alacak Tacikleri bekliyor. Çağlayan gibi akan nehrin üzerindeki asmalı köprünün üzerine çıkan insanlar yardım alabilmek için koşuşuyor. İnsanlar köprüden karşıya yardım konvoyuna gelirken Türk ekibinin yürekleri ağzına geliyor. Yardımı alan Tacikler, asmalı köprüden geçerek sarp dağ yolları ile nehrin diğer tarafındaki evlerine doğru yol alıyor.
Dökülen şekeri toplayan kadından ders
Ramazan dağıtımlarının ikinci gününde yardım kamyonundan kolisini alan bir kadın, can havliyle geri dönerek aldığı yardımın torbasının yırtıldığını görüyor. Sonra kızı geri dönerek aldığı şeker torbasının iz yaparak oluşturduğu yerden elleri ile şekeri yerine koymaya çalışıyor. Türk yardımseverler kadına hemen yenisini vermeye çalışıyor. Tacik kadının verdiği cevap Türkleri etkiliyor. "Nasip bu kadarmış"
Film gibi varış...
Tacikistan sarp dağları ile ünlü. Dünyaca ünlü Pamir Dağları da Tacikistan'da yeralıyor. Ülkenin zengin su kaynakları olmasına rağmen dağlık araziler yüzünden ekilebilir arazi oranı son derece düşük. Duşanbe'den jeeple Vanj'a hareket ediyoruz. İlk iftarımız için bir şelale kenarında duruyoruz. Araba ışığı ile sahur sofrasını aydınlatıyoruz. Ülkede fakirlik had düzeyde. Dinlenme tesisi diye bir kavram bulunmuyor. Yol aralarından su kaynaklarına yakın demir karyolaların minderle örtüldüğü konaklama yerleri bulunuyor.
Yeni Şafak