Yoksa Erdoğan'ın çılgın projesi bu mu?
Hıncal Uluç'un köşesine taşıyıp sır gibi sakladığı Başbakan Erdoğan'ın çılgın projesi bu ise gerçekten etkileyici...
Sabah'ın usta yazarı Hıncal Uluç'un geçen hafta 'Başbakan Erdoğan'ın çılgın projesi' diyerek içeriğini gizlediği olay neydi?
Uluç'un adeta sır gibi sakladığı proje hakkında neredeyse söylenmeyen kalmadı. Ama öyle birisi vardı ki....
Başbakan Erdoğan önceki hafta Hıncal Uluç'u cep telefonuyla aradı ve İstanbul için düşündüğü projeyi fısıldadı... Uluç'un deyişiyle söylersek usta yazar tam anlamıyla dondu kaldı... Peki Uluç'u dondurup bırakan o çılgın proje neydi?
AYASOFYA İKİ DİNİN MABEDİ OLSUN
Akşam yazarı Yurtsan Atakan bugünkü köşesinde "Çılgın İstanbul projesini açıklıyorum" dedi ve şöyle yazdı:
İşte Hıncal Uluç farkı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın telefonda kendisine bahsettiği çılgın İstanbul planını yazdı, günlerdir herkes bunu konuşuyor. Medya, Uluç'a göre sadece Türkiye'de değil dünyada olay olacak bu çılgın projenin ne olabileceği üzerine tahmin yarışı yapıyor.
Ancak tahminlere bakınca aralarında İstanbul'a yakışacak bir çılgınlık yok. Oysa sevgili Uluç'un çıtlattıklarından anladığım, Başbakan'ın projesinin İstanbul'a yakışacak bir çılgınlık olduğu.
Başbakan'ın çılgın projesi bu mudur bilemeyeceğim ama İstanbul'a yakışacak bir çılgın proje fikrini yazayım. Önce cami sonra müzeye dönüştürülen Ayasofya Kilisesi'ni ibadete açmak. Hem de öyle böyle değil. Hem Hristiyan hem Müslüman ibadetine açmak.
Nasıl ama, çılgın proje diye buna denmez mi? Hem Türkiye'de hem dünyada günlerce konuşulur. İstanbul dünyanın dinlerinin buluştuğu, kültürlerarası hoşgörünün tartışmasız ve değişmez başkenti olur.
FATİH'LE BAŞLAYAN HOŞGÖRÜ
1453’de kilise camiye dönüştürüldükten sonra Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet’in gösterdiği büyük hoşgorüyle mozayiklerinden insan figürleri içerenler tahrip edilmemiş (içermeyenler ise olduğu gibi bırakılmıştır), yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozayikler bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiştir. Cami müzeye dönüştürülürken sıvaların bir kısmı çıkarılmış ve mozayikler yine gün ışığına çıkarılmıştır. Kısaca günümüzde tüm dünya insanları bu mozayikleri görmelerini bir kişiye borçludur: Oda, sanatı seven ve diğer dinlere saygı gösteren Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet'tir.
MİMAR SİNAN'IN MAHARETİ
Günümüzde görülen Ayasofya binası aslında aynı yere üçüncü kez inşa edilen kilise olduğundan Üçüncü Ayasofya olarak da bilinir. İlk iki kilise isyanlar sırasında yıkılmıştır. Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya’nın merkezî kubbesi, Bizans döneminde birçok kez çökmüş, Mimar Sinanın binaya istinat duvarlarını eklemesinden itibaren hiç çökmemiştir