Yıldıray: Gelecektim 'Deli misin' dediler
Futbola sessiz sedasız veda eden Yıldıray Baştürk, müthiş tekliflerle gelen Galatasaray ile Fenerbahçe'ye neden transfer olmadığını açıkladı. Şu an 33 yaşında olan Yıldıray'ın çarpıcı açıklamaları:
Mehmet Demircan'ın haberi
O Almanya’nın Türk Futbolu’na sunduğu en yetenekli futbolcu. Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan ilk Türk... Milli Takım’a büyük katkısı oldu, birçok gencin örnek aldığı profesyoneldi. Türkiye’den gelen tüm teklifleri reddetti ve büyük şanssızlıklar sonunda sessiz sedasız futbola veda etti. Basın peşinden koştu, ancak o uzun süre sessiz kalmayı tercih etti; FANATİK Yıldıray Baştürk’ü Düsseldorf’ta ziyaret etti ve 33 yaşındaki ‘Emekli’ süperstar FANATİK’e birbirinden çarpıcı açıklamalar yaptı...
Şu 2008’e götürülmemen konusunu bir açar mısın?
Kariyerimin en kötü anıdır. O anı tekrar düşündüğümde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Hayatım boyunca da içimde kötü bir anı olarak kalacaktır. Hazırlık maçında Paraguay karşısında ilk 11’de oynamıştım. Avrupa Şampiyonası’na gitmeyi bekliyordum, ama kadrodan çıkartıldım. Şok oldum. Fatih Terim bana “Seni şampiyonaya yedek oyuncu olarak götürmek istemiyorum” dedi. Belki benim iyiliğimi düşünmüştür fakat kadrodan çıkacak oyuncu ben değildim. Anlam veremedim. Büyük hayal kırıklığına uğradım. ‘Acaba başka şeyler mi var?’ dedim. Orada olmayı hakettiğimi düşünüyordum. O sezon Stttgarta 30 maç oynamıştım. Biliyorsunuz turnuvada sakatlıklar ve cezalardan sonra kadro sıkıntısı yaşadı Terim. O takımda rahatlıkla oynayabilirdim. Hayatımın en büyük şokuydu zaten. O andan sonra şanssızlık bir türlü yakamı bırakmadı. O kararı hiç unutmayacağım.
Peki hiç pişmanlığın oldu mu futbol kariyerin boyunca?
Keşke Türkiye’de bir süre futbol oynamış olsaydım. Fenerbahçe ve Galatasaray müthiş teklifler sunmuştu. 2003’te Fenerbahçe, Başkan Aziz Yıldırım’la bizzat görüşmüştüm inanılmaz bir teklif yapmıştı. 2007’de Adnan Sezgin’le geldi Galatasaray’ın teklifi. Yine kabul etmedim. 2008’de ise yine Galatasaray. Rahmetli Başkan Özhan Canaydın’la konuştuk, ama bir türlü karar veremedim. Ancak size şunu söyleyebilirim; ben kariyerimdeki en büyük parayı Stuttgart’ta kazandım. Almanya’nın o dönem en çok kazanan futbolcularından biriydim. Zaten milli takım arkadaşlarım beni sürekli uyarıyordu, “Senin Türkiye’de ne işin var. Biz oralara gitmek istiyoruz sen buraya gelmek istiyorsun. Deli misin ?” diye. Rüştü, Hasan Şaş, Ergün Penbe ve son dönemde Arda benim Türkiye’yi tercih etmememde etkin oldular.
Şimdi neler yapıyorsun?
Futboldan uzak durmaya çalışıyorum. İnanın çok yoruldum. 2008’deki karar beni çok etkiledi ve onu da biraz unutmaya çalışıyorum. 16 aydır futboldan uzağım. Antrenörlük kurslarına katılacağım. Ancak şu an zamanımı ailemle geçirmeye çalışıyorum. Yeni evlendim. 2 aylık Sinem Tanem isminde bir kızım var. Zamanımı bu şekilde değerlendiriyorum, ama şimdilik...
Türk Milli Takımı’nı tercih eden ilk gurbetçilerden birisin. Şimdiki durumu nasıl değerlendiriyorsun?
Bana göre A Milli Takım yetkilileri buradaki potansiyeli gerekli şekilde değerlendiremiyor. Açık söylemeliyim; benim gibi birisi burada bir çok genci Türk Milli Takımı’na kazandırır. Çünkü gençler birilerine inanmak istiyor. Hiddink gibi büyük bir isim geldi ve birden 3-4 kişi Ay-Yıldızlı formayı tercih etti. Ben bu konuda çok iyi bir örnek olduğumu düşünüyorum. Çünkü Türk Milli Takımı’nı tercih ederken yetkililer beni çok iyi ikna etmişti. Milli formayla neler yapabileceğimi gösterdim. Dünya üçüncüsü olduk. Ben gençlere kendi örneğimle bu konuyu anlatabilirim ve onları ikna edebilirim. Burada inanılmaz yetenekli gençler var, ama biz son dönemde iyi organize olamıyoruz.
Organize olamıyoruz derken?
Bu iş iyi organize olmak işi. Sistem işi ve güven işi... Çocukların ulaşımı, çocukların maddi durumu ve tabii ki eğitim önemli. Bu gençleri buradan koparırken onların eğitimini de düşünmeniz gerekli. Onların her şeyine kefil olmalısınız ki, aileler size güvensin. Sonuçta 15-16 yaşlarında çocuklardan bahsederiyoruz. Sonrasında kararlarını verdiklerinde doğru seçimi yaptıklarına inandırmalısınız onları.
Şimdiye dek gördüğün en iyi Türk futbolcusu kim?
Tartışmasız Hakan Şükür. Birlikte de oynama şansı buldum milli takımda. İnanılmaz çalışkan ve korkunç derecede bitirici bir golcüydü. Bana göre Türk Futbol Tarihi’nin gelmiş geçmiş en büyük yıldızıdır Hakan Şükür. Fakat o bile tartışılıyordu, eleştiriliyordu. Hem de kariyerinin en iyi dönemlerinde. Adam gol attıkça üzerine gidiyorlardı. Ben bunu bir türlü anlayamadım. Bu arada Ergün Penbe ve Emre Belözoğu’nu da çok beğenirdim.
Türkiye’de gelmiş geçmiş en iyi yabancı?
Fenerbahçeli Alex diyorum. Çünkü müthiş yaratıcı ve insan olarak da çok iyi bir oyuncu. Özel hayatında hiçbir problem yaşamayan, sürekli üreten birisi. Takıma inanılmaz katkısı var, hem golleriyle hem de asistleriyle. Tabii ki Galatasaray’a çok şey kazandıran Hagi’yi de unutmamak lazım. İki futbolcu da hem takımlarına, hem de Türk Futbolu’na çok şey kazandırdı.
“Keşke Türkiye’de futbol oynasaydım, ama milli takım arkadaşlarım sürekli, ‘Biz oralara gitmek istiyoruz, sen buraya gelmek istiyorsun. Deli misin?’ diyorlardı. Rüştü, Hasan Şaş, Ergün ve Arda bu kararımda etkili oldular”
Türk Futbolu’ndan iyice soğudum
Türkiye’deki şike olayını nasıl değerlendiriyorsun?
Açık konuşmalıyım. Bu şike teşvik olayları beni Türk Futbolu’ndan iyice soğuttu. İnanın artık futbolu eskisi gibi sevmiyorum. Ama düşünün, biz neler hayal ediyoruz, insanlar nelerle uğraşıyor. Duyduklarımıza inanamıyoruz. Bu işler demek öyle mi oluyormuş! Şaşırdım doğrusu. Böylesini beklemiyordum. Buradaki vatandaşlarımız da Türk Futbolu’ndan artık uzak durmaya çalışıyorlar. Ama biliyorsunuz şike her yerde vardı. Unutuldu. Bizde de oldu, umarım hemen unutulur.
İçimden maç izlemek gelmiyor
Süper Ligi takip ediyor musun?
Açıkçası ‘Bu haftasonu şu maçı izleyeyim’ diye aklımdan geçmiyor. İşin doğrusu, içimden maç izlemek gelmiyor. Zaten takımların durumu ortada. Bazen sadece 4 büyüklerin karşılaşmaları birazcık zevk veriyor. Son dönemde ne öne çıkan bir Türk takımı var, ne de bir Türk futbolcusu. Malesef her şey çok durağan.
“Hayatımın en büyük şoku; Fatih Terim’in 2008 Avrupa Şampiyonası’nın kadrosuna beni almamasıydı, gerçekten
büyük hayal kırıklığına uğradım. Bu kararı hiç unutmayacağım. Zaten o andan sonra şanssızlık bir türlü yakamı bırakmadı”
Mourinho ve Denizli müthiş hocalar
En beğendiğin teknik direktör kim?
Önce belirtmeliyim ki Jose Mourinho ile çalışmayı çok isterdim. Tanıdığım herkes anlatıyor; müthiş bir yetenek ve aynı zamanda oyuncularına şevkatle davrandığını. İyi bir eğitimci olduğunu da duyuyorum. Bu yüzden Mourinho ile çalışmayı çok isterdim. Bir de Mustafa Denizli. Denizli’nin konuşmaları beni çok etkilerdi, hala da etkiliyor. Futbolu çok iyi bildiği bir gerçek. O yüzden keşke onunla çalışma imkanım olsaydı.
Mesut dünya yıldızı ama...
Mesut Özil hakkında neler söylemek istersin?
Mesut artık bir dünya yıldızı. Oralara gelmek için çok çalıştı, inanılmaz yetenekli bir oyuncu ama bana hep söylüyor: “Real Madrid’de her şey başarıya göre endeksli. Abi burada insanın gözünün yaşına bakmıyorlar. Hata yapanı affetmiyorlar. Ben de bu konuda çok dikkatli davranıyorum, ama görüyorsun. Her an herşey olabilir”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.