Muhsin Yazıcıoğlu Kahramanmaraş'ta hayatını kaybetmeden bir gece önce Sivas'taydı. Sivas sevdasıydı O'nun. "Emanet" olarak görüyordu Sivas'ı... Verilmiş ama bir gün mutlaka alınacaktı... O gece Sivas eski il Başkanının oğlu Serkan Kebapçı'yı arayarak;"Uyudun mu gardaş ?" Diye sordu.

Serkan Kebapçı, "Hayır efendim uyumadım" Deyince, Muhsin Yazıcıoğlu " Gel o zaman" dedi. Gecenin bir saatinde buluştular. Eski model bir arabayla dolaşmaya başladılar. Sivas'ın bütün sokaklarını dolaştılar neredeyse. Caddeler, sokak araları,mahalleler... Muhsin Yazıcıoğlu dolaşırken bir yandan da, Serkan Kebapçı'ya emanetlerini bıraktı:

" Bu mahallede bir yaşlı var, şu sokakta yardıma ihtiyacı olan bir aile var, şurada dul bir kadın oturuyor, öbür mahalledeki hastayı ihmal etmeyin sakın " Serkan Kebapçı, o gece olup bitenlere bir anlam veremedi ama daha sonraki gün sebebini anladı. Eski model arabanın sokaklarda böyle başı boş dolaşıp durması ekipleri de rahatsız etmiş olacak ki, arabayı çevirip içinde kim olduğunu görmek istediler.

Muhsin Yazıcıoğlu'nu gördüklerinde ise; " Sayın Milletvekilim, eskort yapalım mı?" Diye sordular. Muhsin Yazıcıoğlu buna gerek olmadığını, sadece dolaştıklarını söyledi ve O gece sabah namazına kadar, Sivas'ı karış karış dolaştılar. İçine doğmuştu belki, öleceğini hissetmişti ve emanetlerini teslim etmek istemişti giderken. Kimbilir ? Ne olduğunu anlamak zor, anlatmak daha da zor. İnsanın boğazına düğümlenen şeyi çözmesi de...

Muhsin Yazıcıoğlu, son gecesini Sivas'ta geçirirken, neler düşündü ?

Öleceğini hissetmiş, Sivas'la vedalaşmaya mı gelmişti ?
Yazıcıoğlu'nu gece vakti sokaklara düşüren bu duygu seli neydi ?

Son gecesinde, memleketini karış karış dolaştı. Sanırım, bir daha oralara gidemeyeceğini biliyordu...
Ama ölümüyle Türk Milleti'nin gönlünde bu kadar büyük bir acı bırakacağını tahmin edebilir miydi? Onu bilmiyoruz.
kadınhaberleri.com