Kayseri'nin önde gelen deneyimli gazetecilerinden Kayseri Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya, BBP Lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin şok bir iddiada bulundu. Altınkaya, Kayseri Akın Günlük gazetesindeki köşesinde Yazıcıoğlu'nu kurtarmak için zamana karşı yapılan mücadelede Kayseri Valisi Mevlüt Bilici'nin aktardığı yanlış bilginin kaynağını aktardı. İşte Altınkaya'nın, dönemin Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün olaydaki rolünü açıkladığı o yazı...

EMNİYET MÜDÜRÜ ALBAYIN YEMİNE Mİ DÜŞTÜ?

Yazı uzun... Ama lütfen okuyun ve yakın tarihimizle ilgili önemli bir konunun perde arkasını öğrenin.

BBP’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun geçirdiği kazayı soruşturmak üzere TBMM bir komisyon kurdu.O komisyon raporunu tamamlamış. Ayrıntısını bilmiyorum; ama bazı yerlerde Vali Mevlüt Bilici ve devrin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’i suçlayan ifadeler var..

Önce sizi olayın zuhurundan 1.5 ay sonrasına götüreyim ve 5 Mayıs 2009 da bu sütunda  “Valinin O İki Saati” başlıklı yazıyı aynen aktarayım. Yazıyı okuyun; sonra daha ilginç notlar aktaracağım..İşte o yazı:

“...Vali Mevlüt Bilici’ye BBP Lideri’ni de taşıyan helikopterin düştüğü haberi resmi bir yolla ulaşıyor...

Vali oldukça üzgün. Zira, Yazıcıoğlu’nu şahsen tanıyor ve seviyor...

İlk bilgiler de helikopterin Yozgat Yerköy’e düştüğü yolunda. Bilici, Yozgat’taki meslektaşını arıyor, Yozgat Valisi kendilerine ulaşan böyle bir bilgi olmadığını söylüyor. Daha sonra Yerköy Kaymakamını arattırıyor. Kaymakama ulaşamıyorlar. “Bana Yazı İşleri Müdürü’nü bulun” talimatını veriyor. Bağlıyorlar... Yazı İşleri Müdürünün birşeyden haberi yok. Vali tepkili “Bir siyasi parti liderini taşıyan helikopter bir ilçede düşer de o yöneticilerin nasıl haberi olmaz?” diyor...

Bu arada sürekli Kayseri’deki mesai arkadaşlarından da telefonla bilgi alıyor...

Müthiş üzüntülü...

Sonra helikopterin K. Maraş sınırlarında düştüğü yolunda duyumlar üzerine bu İl Valisi ile bir görüşme yapıyor. Maraş Valisi kendilerinin de olayı araştırdığını söylüyor. Yani orda da net bir bilgi yok.

İGM AKP Grup Başkanvekili Mustafa Tekelioğlu ile bir grup makama geliyor.  Bu esnada Vali’nin bir de milletvekili misafiri var.  Tekelioğlu ve beraberindeki heyetle bir başka oda da 10-15 dakika kadar görüşme yapıyor.

Bu esnada helikopter kazası ile ilgili telefon teatisi hiç bitmiyor. Emniyet Müdürü Orhan Özdemir  kendisine arkadaşları tarafından verilen bilgiyi doğal olarak Vali Bilici’ye aktarıyor. Haber güzel. Haber Vali’nin bozulan moralini kısmen düzeltiyor... Habere göre Yazıcıoğlu’na ulaşılmış, şuuru açık ve kısmi kırıkları var.

Haberde Yazıcıoğlu’nun K.Maraş’ın Göksun ilçesi devlet hastanesine getirilmek üzere olduğu belirtiliyor...Vali her ihtimale karşı Yazıcıoğlu’nun Göksun’a yakın en donanımlı sağlık merkezi olan Kayseri’ye getirilme ihtimaline karşı İl Sağlık Müdürü, Devlet Hastanesi Başhekimi ve Üniversite hastahanesi yöneticileri Vali’nin talimatıyla  hazır kıta bekliyor. Vali’nin toplantısı devam ederken BBP Genel Merkez yöneticilerinden biri arıyor. Vali biraz önce kendisine Emniyet Müdürü’nün aktardığı bilgiyi “ihtiyat kaydı” ile aktarıyor...

Ama, gelin görünki heyecanla mutlu bir haber almak isteyen BBP’liler “ihtiyat kaydı”nı görmezden gelip  Vali’den aldıkları bu bilgiyi kesinmiş gibi bir basın açıklamasıyla tüm dünyaya duyuruyorlar. BBP Genel Sekreteri (şimdiki genel başkan vekili) Yalçın Topçu “Kayseri Valimizin bize verdiği bilgiye göre genel başkanımıza yaralı ulaşılmış, şuuruda açıkmış” diyor.

Vali heyetin birini gönderiyor... Bu arada tüm Türkiye ayakta. Bir süre sonra Jandarma Bölge Komutanı ile görüşüyor. Komutan henüz helikopter enkazına ulaşılmadığı haberini veriyor. Kafalar karışıyor. Vali kendisine ulaşan bilgiyi sorgulayacak değil ya.İyi niyetle o bilgiyi veren Emniyet Müdürü Özdemir’e de bir süre sonra tepki gösteriyor.

Kısa bir süre sonra ise  Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı ve Başbakanlık Kriz Merkezi helitopter kazasına ulaşılamadığını resmen açıklıyor. Kayseri’deki milletvekilleri valiliğe geliyor, daha sonra Başbakan Vali’yi arıyor. Vali uzun süre kendisine ulaşan bilginin kaynağı konusunda Başbakanlık Kriz Merkezi’nin telkiniyle açıklama yapmıyor.

Bazı çevreler Vali’nin iyi niyetli bu çabalarının altında buzağı arıyor. Aramasınlar. Valinin basına yaptığı hiçbir açıklama, bilgi yok.

Gerek var mıydı bilmiyorum; aradan bir aydan fazla zaman geçti, o olayın ayrıntısı aynen böyle...”

Olaydan 45 gün  sonra böyle bir yazı yazmışım.Bu yazıdan iki ay kadar sonra  konuyla ilgili ulaşan bilgi ise beni tümden şaşırttı..

Yukardaki yazı da isim vermeden bir milletvekilinden bahsediyorum.Vali Bilici tüm bu olayları yaşarken, yani telefon görüşmelerini yaparken odasında bir milletvekili var; o da TBMM Başkanvekili de olan Kayseri Milletvekili Sadık Yakut.

Yakut bu olanlara fazlasıyla şahittir.

Sadık Bey, TBMM’de konuyu araştırmak üzere kurulan komisyonda bir ara başkanvekilliği de yaptı. Sonra galiba ayrıldı... Sadık Bey muhtemel ki Vali Bilici’ye yönelik suçlamalar konusunda bizzat yaşadıklarını eminim ki Komisyon üyelerine  de, diğer ilgili çevrelere de aktarmıştır..

Peki gelelim yazının başlığına. Vali Bilici’ye bu yanlış bilgiyi veren isim devrin Emniyet Müdürü Orhan Özdemir...Vali’ye aktarılan Vali’nin de tamamen iyi niyetle devrin BBP Genel Sekreteri’ne (bugünkü genel başkan) aktardığı notun canlı yayında ifşası ile yaşananları biliyorsunuz..

Özdemir’in Vali’ye aktardığı notun yanlış olduğunun ortaya çıkması üzerine daha sonra K.Maraş İstihbarat Şubesinden de bir bilgi notu talep ettiği ve ilerde yaşanabilecek sıkıntılara karşı tedbir aldığı TBMM Komisyon raporuna da, gazete haberlerine de yansıdı.

Gazete haberlerine yansımayan; ancak bir milletvekilinin soru önergesine konu olmasına rağmen, arka planı irdelenmeyen müthiş bir iddia daha var...İşte o iddia:

O tarihteki iki yöneticimiz, Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ve Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz sonradan haklarındaki soruşturma ve  dava nedeniyle çok meşhur oldular...

Albay Temizöz hakim kararıyla veya kanunsuz olarak dinlendiğinden şüphelenir... Bunu jandarma yapmayacağına göre şüphesi polis üzerinde odaklanır. Yazıcıoğlu’nun kazasından sonra dinlenip dinlenmediğini test etmek üzere telefonla aradığı bir kişiye “Yazıcıoğlu yaşıyor. Bir kaç yerinde kırık var. Enkaza ulaşılmış. Yazıcıoğlu’da Göksun Hastanesine getiriliyor” demiş. Yine rivayete göre Albayı dinleyen polis bu notu Emniyet Müdürü Özdemir’e, Özdemir’de Vali Bilici’ye aktarır. Doğruysa olayın aslında skandal tarafı burası. Bir ilin asayişten sorumlu iki yöneticisinden birinin diğerini dinletmesi, diğerinin de onu yemlemesi.

Bu konuda Valiyi suçlayanlar bilsinki haksızlık yapıyorlar.

habertaraf.com