Yazarlar referandumu nasıl yorumladı?

Yazarlar referandumu nasıl yorumladı?

Referandumda sandıktan yüzde 58 oranında Evet oyu çıktı. Peki yazarlar sonuçları nasıl yorumladı? İşte yazarların kaleminden sonuçlar...

Referandumda sandıktan yüzde 58 oranında Evet oyu çıktı. Peki yazarlar sonuçları nasıl yorumladı?

İşte medyanın önde gelen isimlerinin kaleminden referandum sonuçları...

 

FİKRET BİLA
MİLLİYET

Erdoğan’ın başarısı

R eferandumdan “evet” çıkması bekleniyordu ama aradaki farkın 16 puan olacağı tahmin edilmiyordu. Hayır oylarının 45’in üzerinde, evet oylarının da 55’in altında çıkacağı tahmini yaygındı. Ancak sonuç öyle olmadı. Evet ile hayır arasında fark beklenenden yüksek oldu.
Kuşkusuz bu sonuç Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısını gösteriyor. Bu gerçeği teslim etmek gerekir. Anayasa değişikliğinin oylamaya bir bütün olarak sunulması, tartışmalı maddelerin eveti teşvik edecek diğer maddelerle sarmalanmış olması, iktidar olanakları gibi faktörlerin etkisinden söz edilecek olsa bile, sonucun Başbakan Erdoğan açısından güç ve güven tazeleme anlamına geldiği açıktır.
Erdoğan, referandum kampanyasında, “12 Eylül’le hesaplaşma, darbeleri tarihe gömme, vesayetten kurtulma” eksenine oturtan söyleminin başarılı sonuç verdiği söylenebilir.

http://www.milliyet.com.tr/erdogan-in-basarisi/fikret-bila/siyaset/yazardetay/13.09.2010/1288331/default.htm


FEHMİ KORU
YENİ ŞAFAK

Halkımız ve ülkemiz kazandı

Namuslu bir halkoylaması kampanyası olsaydı, itirazlarınızı oylanan paketin içeriğiyle sınırlı tutsaydınız, yalana dolana başvurmasaydınız, gerçekleri çarpıtmasaydınız, Türkiye'nin daha demokratik hale dönüşmesi, hukuk devleti ilkelerinin yerleşmesi çabalarına sizler de katılsaydınız, dün ortaya çıkan tablo çok daha farklı olurdu.

Öyle bir tablodan CHP de, MHP de, BDP de, kaderini onlarla bütünleştiren medya da kazançlı çıkardı.

Fırsat kaçmış sayılmaz. Halkın verdiği mesajı doğru değerlendirip o istikamet doğrultusunda tavır alınırsa, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın değerlendirme konuşmasında dün ifade ettiği gibi, sandıkta 'Hayır' oyu kullananlar da, 'Hayır' oyları çok çıksın diye halkı yanıltmaya çaba gösterenler de bundan yararlanabilir.

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=13.09.2010&y=FehmiKoru


MEHMET BARLAS
SABAH

Demokratikleşme ve sivilleşmeye "evet" dedik...

Referandum sonucunu nasıl yorumlarsak yorumlayalım, yoğun kampanya süreci ertesinde bende oluşan en yoğunluklu duygu "Demokratik siyasete saygı"dır.
Bu kampanya sürecinde 70 milyon insan birbirinden farklı görüşleri seslendiren ve bizleri savlarına inandırmaya çalışan siyasetçileri, bazen televizyonlardan, bazen gazetelerden, bazen de miting meydanlarından izledik.
İşin büyüsü işte bu "İnandırmak" kavramında kilitleniyordu.
"Evet"i savunanlar seçmeni söylediklerine inandırdılar ki, çoğunluk "Evet" dedi dün.

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2010/09/13/demokratiklesme_ve_sivillesmeye_evet_dedik

GÜNGÖR MENGİ
VATAN

Onarım zamanı

Tarihi referandum beklenenin üzerinde bir halk desteğine erişerek Tayyip Erdoğan’a yedinci başarısını kazandırdı.
İktidar partisinden ziyade liderinin elde ettiği bir galibiyettir bu.
Çünkü Başbakan Erdoğan, ağırlıklı olarak teknik ve bilimsel bir zeminde yapılması gereken bir tartışmayı tamamiyle siyasileştirmiştir.
Bunu yapmak için çeşitli toplum katmanları ile çatışmayı, ilişkilerini bozmayı, imajının zarar görmesini göze almıştır.
Bu siyasi bir lider için kumar sayılabilirdi. Erdoğan oynamış ve kazanmıştır.

http://haber.gazetevatan.com/Haber/328461/1/Gundem


EKREM DUMANLI
ZAMAN

Ders olsun!

Sonuç olarak şu gerçeğin altını çizmekte yarar görüyorum: Referandum kültürü zayıf olanın demokrasi kültürü de zayıftır. İlerleyen dönemlerde daha çok halk oylaması yapılacak. Bu, gelişen demokrasimizin tabii sonucudur. Referandum bir particilik kavgası değildir. Partilerin bireylerin iradelerine pranga vurması için hiçbir sebep yok. Önemli olan, halk oylamasına sunulan paketin içeriğini konuşmaktır; sadet harici dedikodularla toplumsal barışı ateşe atmak değil. Sonuç ister 'Evet' çıksın ister 'Hayır'; Türk demokrasisi durmayacak, daha özgür bir ufka kanatlanacak. Bu hedeften kaçan treni kaçırır; çağdaş demokrasi trenini, çoğulcu ve katılımcı demokrasi trenini...

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1026877&title=ders-olsun

DOĞAN HIZLAN
HÜRRİYET

Rahat ol!

BEN bugün sabahtan akşama kadar bütün gün dostlarıma ne diyeceğim, biliyor musunuz?
“Rahat ol!”
Bu komut, bunca gerilimli günlerden sonra en iyi, en dostane tavsiye.
Kulaklarınızı kapatın, sadece müzik dinleyin. Başka her ses bugün için kakofonik gelir. Kulaklarınızı ancak müzikle temizleyebilirsiniz. Benim için zafer çığlıkları da, hıçkırıklar da aynı derecede rahatsız edici.
Gerenlerden uzak durun. Hiç olmazsa bir gün memleketi değil kendinizi düşünün. Ömrünüzün mütareke gününü idrak edin.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15765784.asp?yazarid=4&gid=61

 

ORAY EĞİN
AKŞAM

Başbakan kazandı... Kılıçdaroğlu kazandı... Ya sonra?

Devlet Bahçeli referandumun en büyük kaybedeni. Sonuçlar açıklanır açıklanmaz yaptığı sert açıklamada Türkiye'nin bir karanlığa gittiğini söylüyor ama bu gidişatın en büyük sorumlularından birinin kendisi olduğunu bir türlü kavrayamıyor. MHP çok fena kaybetti. Öyle ki, Devlet Bahçeli'nin kendi memleketi Osmaniye'de bile MHP ağır mağlubiyete uğradı. Sandıktan yüzde 48 oranında 'Evet' çıktı. Son seçimde aynı kentte MHP'nin 42.1 oranında oy aldığı gözden kaçmasın. Ülkücülerin diğer kalelerinde de durum farksızdı. Devlet Bahçeli'nin bu partiyi taşıyamadığı, MHP'nin geniş çaplı bir revizyonun eşiğinde olduğu görüldü. Bütün söylemi, stratejisi ters tepti.

http://aksam.com.tr/2010/09/13/yazar/18749/oray_egin/basbakan_kazandi____kilicdaroglu_kazandi____ya_sonra_.html

TAHA AKYOL
MİLLİYET

Referandumdan üç ders

Referandum kesinlikle AK Parti’nin galibiyetiyle sonuçlandı. Demek ki iktidar, kendi seçiminin dışından da destek alan bir projeyle ortaya çıkmış!
Evetler Tayyip Erdoğan’ın gücünü daha da artırdı. Başbakan bu gücünü nasıl kullanacak?  İtidal ve uzlaşmayla mı, sertlik ve öfkeyle mi?
Dün gece yaptığı konuşmada  “evet diyen, hayır diyen, sandığa gitmeyen” bütün vatandaşları kucaklaması, “birilerini incittiysem özür dilerim” diye konuşması güzeldi.
(...)
Sandıktan Başbakan için çıkan mesaj; “itidal ve uzlaşma”dır.

http://www.milliyet.com.tr/referandumdan-uc-ders/taha-akyol/siyaset/yazardetay/13.09.2010/1288335/default.htm

KÜRŞAT BUMİN
YENİ ŞAFAK

Yeni anayasada 'Başkanlık' yer alacak mı?

Başlığa göz atıp da "Dur bekle biraz, referandumdan daha yeni çıktık, bir nefes alalım!" diyorsanız haklısınız ama unutmayın ki 12 Eylül'ün arifesinde Başbakan konuyu herkesten önce davranıp açtı bile... Konu açıldığına göre katılmamak olmaz.

İzleyenler arasında ben de vardım; Başbakan, Taha Akyol'un programında "başkanlık sistemi" mevzuu açılınca söze "Burada en ideal olan neyse bunun üzerinde tartışma yapılabilir, bir önyargımız yok" diye başlayarak bazı açıklamalarda bulundu. Başbakan'ın verdiği bilgiler konuya ilişkin eski tartışmalarda tekrarlanan düşüncelerden farklı değildi. Başbakan, "muhalefet"in başkanlık sistemine ilişkin tartışmaları "bunlar hilafet getirecek" diyerek karaladığını hatırlatarak, üzerinde çalışılması gereken bu konuyla ilgili olarak "gerekirse halkoylamasına gidilir" diyordu. Başbakan, Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu'nun çok uzun süredir söz konusu sistem üzerinde çalıştığı bilgisini de verdi.

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=13.09.2010&y=KursatBumin


MEHMET Y. YILMAZ
HÜRRİYET

Artık önünde bir güç kalmadı


Referandumun sonucunu aldık. Başbakan’ın istediği oldu. Artık önünde durabilecek hiçbir güç yok. Şimdi kafasının içindekileri hayata geçirmesinin zamanıdır.
Artık “yargı” ona ayak bağı olmayacak. Ayak bağı olmak ne kelime, artık orayı da istediği gibi yönlendirecek, istediği kararları çıkaracak, istediği davalara istediği yargıç ve savcıları atayabilecek.
Bugüne kadar iktidar gücü elinde değilmiş gibi yapamadığı her şey için birilerini suçluyordu.
Şimdi önünde engel kalmadı. Ne biliyorsa yapmasının zamanıdır.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15765703.asp?yazarid=148&gid=61


ENGİN ARDIÇ
SABAH

Çantaya bak!

Hep böyle oluyor anasını satayım... Erken yazıyorum, erken yazmak zorundayım, sayfa erken bağlanıyor... Seçimlerde de böyle oluyor.
Ne referandumun sonucu belli şu anda, ne de basket maçının sonucu!
Evet mi çıktı, hayır mı çıktı, biz mi şampiyon olduk Amerika mı, şu anda bilmiyorum.
Tahmin edebiliyorum ikisini de, ama yazamazsın, tersi çıkarsa madara olursun.
Birtakım "futbol uzmanı" hergeleler, sayfaya yetiştirmek için, maç daha bitmeden yazılarını "üç ihtimalli" yazarlar, şu takım kazanırsa, bu takım kazanırsa, maç berabere biterse... Sayfa sekreteri alır, sonuca göre ikisini çöpe atar, birini yayınlar. Ben de öyle mi yapsam?
Hayır, yapamam, onların düzeyine düşemem.
Ama, referandum sonucu da basket maçının sonucu da ne olursa olsun, bir tek şeyi iyi biliyorum. Bundan eminim:
Türkiye artık geri kalmış bir ülke değildir!

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2010/09/13/cantaya_bak


RUŞEN ÇAKIR
VATAN

Niye böyle oldu? Bundan sonra ne olur?

Sıcağı sıcağına, hızlı bir değerlendirme yapmak gerekirse şu hususların altını çizmek istiyorum:
1-AKP’nin, yerel seçimlerde yaşadığı düşüşten sonra böyle bir sonuç elde etmesi başlıbaşına bir başarıdır.
2-Kim ne derse desin bu referandum hükümetin güven oylaması şeklinde geçti. Dolayısıyla halk AKP hükümetine güvenoyu vermiş oldu. Bu açıdan bakıldığında muhalefet partilerinin baştan yanlış bir strateji izledikleri anlaşıldı.
3-Bu referandumun ilk galibi, hiç tartışmasız, yerel seçimlerde olduğu gibi kampanyayı büyük ölçüde tek başına sürükleyen Başbakan Erdoğan’dır. Bu tartışmasız zaferin ardından cumhurbaşkanlığı arzu ve kararlılığının daha da arttığını, zira bu referandumun, onun için önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin provası olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

http://haber.gazetevatan.com/Haber/328476/1/Gundem


ALİ BULAÇ
ZAMAN

'12 Eylül'e hayır!'
               
Dün yapılan referandumda "Evet diyenlerin oranı yüzde 58, hayır diyenlerin oranı yüzde 42" olarak belirlendi. Referandumu çeşitli açılardan yorumlamak mümkün. Ancak sonuç tamamıyla paradoksaldır.

"Hayır" diyenlerin tamamı değil, ama bir bölümü, özellikle kitleleri yanlış ve maksatlı olarak manipüle ederek "hayır deme" yönünde mobilize eden belli gruplar bundan 30 yıl önce gerçekleştirilen kanlı 12 Eylül askerî darbesinin anayasasına ve elbette zımnen askerî darbeye "evet" demiş oldular. "Evet" diyenler de askerî rejime ve anayasasına "hayır" dediler. Kısaca bu referandumun paradoksu, zahirde evet diyenlerin aslında hayır, hayır diyenlerin de gerçekte evet demiş olmalarıydı.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1026878&title=12-eylule-hayir


NURAY MERT
HÜRRİYET

Referandumun gösterdikleri

Pazartesi yazısını, ilk referandum sonuçlarını bekleyip, son dakika izni alıp yazmaya hiç niyetlenmedim.

Niyetlensem ne olurdu onu da bilmiyorum. Referandum sonuçlarını nasılsa uzun süre konuşacağız, hem de çoğunuzun düşündüğünden “daha uzun” bir süre.

Bugünden itibaren sonuçlar bin bir türlü yorumlanacak. Ben sonuçlar ne çıkarsa çıksın, Türkiye’nin düze çıkma yoluna girmiş olmayacağını düşünenlerdenim.

Bunun karamsarlıkla hiçbir alakası yok, sadece, siyaset izlemenin, sirkteki çocuk gibi her sahne değişiminde bir öncekini unutup, en ufak atraksiyonla yerinden fırlayan çocuk gibi davranmakla mümkün olmadığını düşünüyorum, o kadar. 

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15765888.asp?yazarid=323&gid=61

SERDAR AKİNAN
AKŞAM

 

Sandığın sonucu: Muhatap Öcalan

AKP büyük moral üstünlüğü sağlamıştır. Cemaat gücünü tescillemiştir.  Kılıçdaroğlu, büyük bir beceriksizlikle oy kullanamamasından ötürü, hak etmediği bir itibar erozyonuna uğratılacaktır.
MHP tabanı ise daha şimdiden bir AKP koalisyonuna (MC için) ısınma turlarına başlamıştır.
Fakat en önemli sonuç bunlardan hiçbiri değildir.
Öcalan gücünü göstermiştir.
PKK üzerinde ne kadar etkin olduğunu kanıtlamıştır. PKK ise belli bir coğrafyaya nasıl hakim olabildiğini, tahkim ederek ispatlamıştır.
Türkiye, bugün düne göre daha da bölünmüş, zihnen ve coğrafi olarak belirgin bir şekilde ayrışmış duruyor.

http://aksam.com.tr/2010/09/13/yazar/18748/serdar_akinan/sandigin_sonucu__muhatap_ocalan.html

MELİH AŞIK
MİLLİYET


Görünen köyün yol haritası

Sandıktan “Evet” çıkması sürpriz olmadı. Sezinlediğimiz sonuç buydu... Ancak “Evet”lerin yüzde 55’in üzerinde çıkması sürpriz sayılabilir. Bizce bu sonuca etki yapan sebepler:
-  İktidarın “Evet” yönünde devlet imkânları dahil bütün güçlerini seferber etmesi...
Toplumu etkileyecek kişi ve kuruluşlar üzerinde baskı kurulması.
-  Medyanın ağırlıklı olarak “Evet” yönünde çalışması...
-  İş dünyasının “bitaraf olan bertaraf olur” tehdidiyle tek taraflı oy açıklamaya mecbur bırakılması...
(...) Bütün bunlara ek olarak AKP sözcülerinin anayasa değişikliklerini halka kendileri yönünden iyi anlattıkları da eklenebilir. Tayyip Erdoğan gündeme hâkim olmayı başardı. Anti demokrat maddeler demokrasi kılıfına iyi uyduruldu. 12 Eylül’ün darbe motifi AKP lehinde iyi kullanıldı.

http://www.milliyet.com.tr/gorunen-koyun-yol-haritasi/melih-asik/guncel/yazardetay/13.09.2010/1288328/default.htm


HAŞMET BABAOĞLU
SABAH

Toplum ilk kez bir bütün olarak kendine bakıyor!

Herkes biliyor ki...
Karşı çıksan da, savunsan da, anlayışla karşılayıp biraz uzaktan baksan da artık başörtülüler yokmuş gibi yaşayamazsın!
Terör yüzünden ciğerin yanıyor olsa da, öfkeden kırılsan da, artık Kürt Sorunu yokmuş gibi yapamazsın! Cumhuriyet tarihinde yaralar açmış yirmi sekiz isyanı yok sayıp "eskiden ne güzel barış içinde yaşıyorduk, ah bu dış mihraklar" diyerek kendini avutamazsın!
Yakın tarihi nasıl yorumluyorsan yorumla, devletin laiklik uygulamasını ister eleştir, ister savun! Ama Türk modernleşme projesinin özünde toplumun hücrelerine nüfuz ettiğini görmezden gelemezsin!
Yani...
Aslında güzel bir merdivenin ilk basamaklarındayız!
Toplum, nihayet kendine bakıyor!
En seçkinci kesimler, en burnu büyük çevreler, en kör mahalleler bile "ötekileri" yok sayamıyor!
"Demokraside birleşmek" için önce nerede ayrıldığımızı bilmek gerekirdi! Şimdi işte o noktadayız!

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/babaoglu/2010/09/13/toplum_ilk_kez_bir_butun_olarak_kendine_bakiyor

CAN ATAKLI
VATAN

Söylenecek söz yok

Gerçekten şaşırdım ve üzüldüm. Belki gazeteciler arasında “Referandumun sonunda hayır çıkacak” diyen birkaç kişiden biri olmamın bunda etkisi olabilir.
Hatta tıpkı 1989’da “yüzde 60’la seçilecek” denilen Dalan’ın durumuna düşebileceğini bile yazmış ve söylemiştim.
AKP ve neredeyse tüm medyanın “Evet” kampanyası sonunda “evet çıkabileceğini” hiç düşünmedim değil, ama sonun bu kadar açık ara olabileceği aklıma gelmemişti.
Demek ki, benim gördüklerim, ekonominin içinde, çalışan, üreten, bilimle, sanatla ilgili, estetik kaygıları olan, rekabet ortamına uyum sağlayan, fikir ve düşüncelerini açıkça söyleyebilen kişilermiş.
Ama görmediğimiz, doğal olarak göremediğimiz büyük bir kitle çok daha farklı düşünüyormuş. Bu kesim sandık başına gitti ve iradesini kullandı.
Sonuç ortada. Aslına bakarsanız, sonuçlarla ilgili söylenecek fazla bir şey yok. AKP ve yandaşları çok başarılı olmuşlar.

http://haber.gazetevatan.com/Haber/328473/1/Gundem


A. TURAN ALKAN
ZAMAN

Çoook 'hayırlı' oldu!
               
Dün, hep birlikte çok güzel bir şey yaptık: Türk toplumunu meydana getiren fertler olarak dün, milletle devletin ortaklaşa hukukunu düzenleyen çok önemli bir temel belge hakkındaki fikrimizi açıkladık.

İlk defadır ki anayasanın özüne dokunan bazı önemli konularda şahsi görüşümüzü belirttik. İnşallah yol olur; inşallah alışkanlık yapar, inşallah önümüzdeki birkaç yıl içinde, bundan daha iyi hükümler taşıyan, vatandaşı adam yerine koyan, bundan daha acar, bundan daha "gıcır", elden düşme değil sıfır kilometre bir anayasa için yeniden sandık başına gideriz; eşit yurttaş olmanın, anayasal haklarını idrak etmiş birey olmanın keyfini çıkara çıkara bir kere daha oy kullanırız. Harikulâde olur.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1026879&title=coook-hayirli-oldu


RAHMİ TURAN
HÜRRİYET

Zaman gerçeği gösterecek!


Sonuçlar dilerim ülkemiz için hayırlı olur. Eğri olmadan doğru bilinmez!
Referandumdan çıkan sonucun eğri mi, doğru mu olduğunu zaman bize gösterecek.
Zayıf bir ihtimal ama dilerim ulusumuz mutlu olur.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15765780.asp?yazarid=228&gid=61
 

ASLI AYDINTAŞBAŞ
MİLLİYET


Derin Ak Parti’de zafer gecesi

Yaz ortasında AK Parti’nin kamuoyu araştırmalarını yapan Pollmark şirketi yüzde 57 “Evet”i işaret eden seçim tahminlerini yazınca Milliyet okurundan bol tepki almış, birkaç hafta sonra bir başka araştırmacı Adil Gür’ün Evet-Hayır oylarını “başa baş” gösteren analizinden söz edince övgü almıştım. Doğrusu ben de Gür gibi sonucun yakın olacağını sanıyordum.
Oysa Pollmark’ın tahmini doğru, Adil Gür’ünkü yanlış çıktı.
Referandum sonuçları açıklanmaya başlayınca, oturup uzun uzun düşündüm. Ben mi körleşmiştim konforlu hayatımın koridorlarında, okurlar mı keskinleşmişti? Nasıl oldu da anketler kafamı bu kadar karıştırdı?
Dün akşam, “%57 Evet” tahminiyle turnayı gözünden vuran Pollmark kurucusu Ertan Aydın’ı aradım. Pollmark, tam anlamıyla “derin AKP.” Erdoğan’a en kritik anlarda stratejik destek veren kurum... Harvardlı Aydın, 9 Temmuz’da Milliyet’e “Muhalefetin bu referandumu Erdoğan için bir güvenoyuna dönüştürmesi riskli bir strateji çünkü AK Parti bunu lehine çevirip bir ‘Erdoğan koalisyonu’ oluşabilir. Erdoğan’a bakış % 58 olumlu” demişti. Haklı çıktı.

http://www.milliyet.com.tr/derin-ak-parti-de-zafer-gecesi/asli-aydintasbas/siyaset/yazardetay/13.09.2010/1288325/default.htm


ERDAL ŞAFAK
SABAH

Daha demokratik güne merhaba

Daha demokratik Türkiye'ye merhaba... Bugünkü manşet adaylarımız arasında bu selam da vardı.
Evet; bugün Türkiye düne göre daha demokratik. Ama yarına göre daha az demokratik.
Bugünkünden daha fazla demokratikleşmenin tek reçetesi var: Yeni bir Anayasa.
Cumhurbaşkanı Gül de bugün İtalyan "La Repubblica" gazetesiyle eşzamanlı olarak yayınladığımız mülakatında buna vurgu yapıyor: "Ben her zaman Türkiye'de Anayasa'nın sivil otorite tarafından hazırlanması gerektiğini söyledim. Bu nedenle, ülkenin siyasi gündeminin en tepesinde olan yeni Anayasa önemli bir tema."
Başbakan Erdoğan da referandum kampanyası boyunca yeni bir Anayasa zorunluluğu üstünde durdu, Şanlıurfa mitingi dönüşü SABAH'ın sorularını yanıtlarken, "2001'deki genel seçimlerden sonra yeni bir Anayasa hazırlığı için geniş konsensüs arayışını başlatacaklarını ve yılın sonunda yeni Anayasa'yı halledeceklerini" açıkladı.

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/safak/2010/09/13/daha_demokratik_gune_merhaba



HASAN CEMAL
MİLLİYET

Evet, demokrasi kazandı ama daha çok şey var demokrasi konusunda yapılacak!

Yüzde 42 hayır oyuna karşılık yüzde 58 evet... Bu sonuca sevindim.
Çünkü referandum sürecinin başından beri ben de ‘evet’i savunuyordum.
Evet’lerin Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından bir fırsat kapısını aralamasını daha yakın bir ihtimal gördüğüm için evet’ten yanaydım.
Bu ülkede darbeciliğin ürünü olmayan yeni bir anayasal düzene giden yolun açılabileceğini düşündüğüm için evet diyordum.
‘Bürokratik vesayet’in geriletilmesi, yüksek yargıda geçerli, kendi içine kapalı ‘kast sistemi’nin sona ermesine zemin hazırlayabileceği için evet diyordum.
Peki ya hayır diyenler...
Boykot diyenler...
Bu tercihler de hiç kuşkusuz ‘demokrasi oyunu’nun dışında değil, içindeler.
Nitekim, Başbakan Erdoğan da referandum sonrası yapmış olduğu konuşmada, “Tüm tercihler de saygındır, makbuldür, kıymetlidir” diyerek bu noktaya işaret etmiştir.

http://www.milliyet.com.tr/evet-demokrasi-kazandi-ama-daha-cok-sey-var-demokrasi-konusunda-yapilacak-/hasan-cemal/siyaset/yazardetay/13.09.2010/1288339/default.htm


OKAN MÜDERRİSOĞLU
SABAH

"Değişime onay" mesajı

Bugünden itibaren anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının siyasi ve ekonomik sonuçlarını konuşacağız.
Önce, siyasal alandaki muhtemel gelişmelere bakalım...
Referandum, beklentiler doğrultusunda gerçekleştiği için AK Parti, sahadaki kimliğinin "değişimi temsil ettiğini" tescil ettirmiş oldu. "Yüzde 58 evet" oyu iktidar partisine genel seçim yolunda özgüven aşılayacaktır. Başbakan Tayyip Erdoğan, "Referandum, güven oylaması değil" tezini işlediğinden AK Parti, 'evet'lerin oranını baz alarak "güncel oy tavanı" çizmekte aceleci davranmayacaktır. Ancak, Haziran 2011'deki genel seçime bugünden hazırlanacaktır. İktidarı belirleyecek 9 ay sonraki büyük seçimin daha yıpratıcı geçeceği ihtimalini gözetecektir. Bu nedenle bir yandan toplumun tüm kesimlerini kucaklayıcı mesajlar verilirken diğer yandan kabine, TBMM grup yönetimi ve çalışma tarzı masaya yatırılacaktır. Danışman kadroya yeni isimler eklenmesi de sürpriz olmayacaktır.

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/muderrisoglu/2010/09/13/degisime_onay_mesaji

GÜNERİ CİVAOĞLU
MİLLİYET

Güneri Cıvaoğlu Bugüngunericivaoglu@milliyet.com.tr
Sandığın kestiği parmak

Sandıklardan çıkan “EVET” oyları, “yüzde 55-45 bandında olur” diyen Başbakan Erdoğan’ın tahminini bile aştı.
En yakın tahmini ise Tarhan Erdem üstat yaptı. Kutlarım...
Referandum sonucu “net...”
Dün sandıklardan çıkan “EVET” -resmi olarak- anayasa değişikliği içindir.
Ama “AKP’ye güvenoyu” yorumuna da kapıları açmıştır.
“Savaşın başında yapılan bir hata, o hatayı yapanı sonuna kadar kovalar” diye bir kurmay söylemi vardır.
CHP ve MHP anayasa değişikliği sürecinin daha başında “önemli hata” yapmışlardır.
Değişiklik maddelerinin tümüne karşı çıkmışlardır.
Belki “AKP ile diyalog zemininde bir uzlaşma metni” oluşturmak imkânsızdı ama dünkü sandık manzaralarını önleyecek yollar denenebilirdi.

http://www.milliyet.com.tr/sandigin-kestigi-parmak/guneri-civaoglu/siyaset/yazardetay/13.09.2010/1288268/default.htm

YAVUZ DONAT
SABAH

Artık seçim konuşulur

Sandıklar açıldı, oylar sayıldı, referandum defteri kapandı. Sürpriz yok.
Kamuoyu bugünden itibaren "farklı gündemler" beklentisine girse de...
"Ekonominin, işsizliğin, gelir dağılımının masaya yatırılmasını" istese de...
Hepsi "nafile."
Artık "seçim konuşulur."

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/donat/2010/09/13/artik_secim_konusulur



KADRİ GÜRSEL
MİLLİYET

Kazanan her şeyi alacak mı?


Yüzde 58 “evet”, yüzde 42 “hayır”... “Az farkla evet” değil, “bıçak sırtı” hiç değil. Sonucun tartışılacak bir yönü, “ama”sı yok. AKP dün yapılan anayasa değişikliği referandumunda net bir zafer elde etti.
Referandumda yüzde 52-53’lük bir çoğunluk “evet” demiş olsaydı, “galiptir bu yolda mağlup” denilebilirdi. Yani asıl galip muhalefet, “evet”e rağmen mağlup olan da iktidar olurdu.
Ancak böyle diyemiyoruz. Burada galip, hakikaten galip, mağlup da mağlup...
Kampanya sürecinde yaratılan kanaatin aksine, muhalefetin bu referandumu bir güvenoylamasına dönüştürmeyi aslında başaramadığı görülüyor.

http://www.milliyet.com.tr/kazanan-her-seyi-alacak-mi-/kadri-gursel/dunya/yazardetay/13.09.2010/1288287/default.htm


MEHMET TEZKAN
MİLLİYET

Başkanlık kapısı ufaktan aralandı

Başbakan referandumla anayasanın kapısı açılacak dedi ya..
Açıldı..
Hangi kapı!
Başkanlık sisteminin kapısı..
Başbakan referandum öncesinde ilan etti; başkanlık sistemine geçeceğiz dedi..
Gerekirse referandum yapacağım dedi..
Adım adım ilerliyor..
*   *    *
Bu referandum provaydı.. Başbakan kazandı..
Genel seçim son prova olacak..
2012 final..

http://www.milliyet.com.tr/o-harita-degismedi-/mehmet-tezkan/yasam/yazardetay/13.09.2010/1288289/default.htm

gazeteciler.com

 

Etiketler :