YARSAV'ın sessiz kaldığı skandal!
Yargıtay, Danıştay ve adliye binalarının yasa dışı örgüt karargahı gibi dinlenildiğini iddia eden YARSAV Başkanı Tarhan, bir konuyu es geçti
Yargıtay, Danıştay ve adliye binalarının yasa dışı örgüt karargahı gibi dinlenildiğini iddia eden YARSAV Başkanı Tarhan, internete düşen ses kayıtlarında yargının ayaklar altına alınmasına ses çıkarmadı.
Yargıçlar hakkında hukuk dışı dinlemeler ve veri bankaları oluşturduğunu söyleyen YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, skandal ses kayıtlarının içeriğine hiç değinmedi.
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, ''Anayasalar demokrasilerde çoğunlukçu değil, çoğulcu bir anlayışla ve geniş katılımlı bir toplumsal uzlaşmayla değiştirilebilir'' dedi.
Tarhan, Edirne Demokrasi ve Emek Platformu (EDEP) tarafından Turkuaz Konferans Salonu'nda düzenlenen, ''Anayasa Değişikliği Sürecinde Türkiye'' panelinde, anayasaların bireysel, kolektif hak ve özgürlükleri tanımladığını ve güvence altına aldığını belirtti.
Anayasa değişikliklerinin kolay olmadığını anlatan Tarhan, şunları söyledi:
''Anayasalar demokrasilerde çoğunlukçu değil, çoğulcu bir anlayışla ve geniş katılımlı bir toplumsal uzlaşmayla değiştirilebilir. Bu uzlaşma iktidarın yanı sıra muhalefet, sivil toplum, meslek örgütleri, sendikalar, üniversiteler, ülkenin değişik kesimlerinin tartıştığı bir platformda ancak mümkündür. Bütün çalışma metinlerini birleştiren bir çalışma alanıyla tartışılır. Böyle bir çalışma sonucunda oluşturulmuş değişikliğe hiç kimsenin karşı çıkması da zaten mümkün değildir.
Ülkemiz bunu başardığını geçmişte göstermiştir. 1995 ve 2001 anayasa değişikliklikleriyle içerik ve yöntem bakımından bunların başarılabileceğini övünülebilecek bir biçimde göstermiştir. Ancak bugün bize dayatılan 2010 anayasa değişikliği ise ancak darbe dönemleri dışında tarihimizde ilk kez katılım, görüşme ve uzlaşma dışlanarak, tek bir parti yönetiminin iradesi ile gerçekleştirilmektedir. Bu durumda toplumsal uzlaşma sağlanmadıkça, sivil bir anayasadan zaten söz edemeyiz. Bu anlayışla yapılacak bir değişiklik ancak görünürde sivildir ve sivil anayasacılık oynamaktır.''
Tarhan, Yargıtay, Danıştay ve adliye binalarının yasa dışı örgüt karargahı gibi dinlenildiğini, izlendiğini, yargıçlar hakkında hukuk dışı dinlemeler ve veri bankaları oluşturduğunu iddia etti.
Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli de memurların haklarının giderek azaltıldığını ve memurun iş garantisinin kalmadığını ileri sürdü.
CHP MYK Üyesi Berhan Şimşek ise hukukun üstünlüğünün ve yargının bağımsızlığının önemli olduğunu ifade etti.
TÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Adalı'nın yönettiği panel, soru ve cevaplarla sona erdi.
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, ''Anayasalar demokrasilerde çoğunlukçu değil, çoğulcu bir anlayışla ve geniş katılımlı bir toplumsal uzlaşmayla değiştirilebilir'' dedi.
Tarhan, Edirne Demokrasi ve Emek Platformu (EDEP) tarafından Turkuaz Konferans Salonu'nda düzenlenen, ''Anayasa Değişikliği Sürecinde Türkiye'' panelinde, anayasaların bireysel, kolektif hak ve özgürlükleri tanımladığını ve güvence altına aldığını belirtti.
Anayasa değişikliklerinin kolay olmadığını anlatan Tarhan, şunları söyledi:
''Anayasalar demokrasilerde çoğunlukçu değil, çoğulcu bir anlayışla ve geniş katılımlı bir toplumsal uzlaşmayla değiştirilebilir. Bu uzlaşma iktidarın yanı sıra muhalefet, sivil toplum, meslek örgütleri, sendikalar, üniversiteler, ülkenin değişik kesimlerinin tartıştığı bir platformda ancak mümkündür. Bütün çalışma metinlerini birleştiren bir çalışma alanıyla tartışılır. Böyle bir çalışma sonucunda oluşturulmuş değişikliğe hiç kimsenin karşı çıkması da zaten mümkün değildir.
Ülkemiz bunu başardığını geçmişte göstermiştir. 1995 ve 2001 anayasa değişikliklikleriyle içerik ve yöntem bakımından bunların başarılabileceğini övünülebilecek bir biçimde göstermiştir. Ancak bugün bize dayatılan 2010 anayasa değişikliği ise ancak darbe dönemleri dışında tarihimizde ilk kez katılım, görüşme ve uzlaşma dışlanarak, tek bir parti yönetiminin iradesi ile gerçekleştirilmektedir. Bu durumda toplumsal uzlaşma sağlanmadıkça, sivil bir anayasadan zaten söz edemeyiz. Bu anlayışla yapılacak bir değişiklik ancak görünürde sivildir ve sivil anayasacılık oynamaktır.''
Tarhan, Yargıtay, Danıştay ve adliye binalarının yasa dışı örgüt karargahı gibi dinlenildiğini, izlendiğini, yargıçlar hakkında hukuk dışı dinlemeler ve veri bankaları oluşturduğunu iddia etti.
Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli de memurların haklarının giderek azaltıldığını ve memurun iş garantisinin kalmadığını ileri sürdü.
CHP MYK Üyesi Berhan Şimşek ise hukukun üstünlüğünün ve yargının bağımsızlığının önemli olduğunu ifade etti.
TÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Adalı'nın yönettiği panel, soru ve cevaplarla sona erdi.