Yargıtay MİT Alaattin Çakıcı skandalı
Susurluk kazası ile birbiri ardına çorap söküğü gibi ortaya çıkan karanlık ilişkiler ağının üstündeki perdenin kalkması ümidinin doğduğu şu günlerde eski bir dosya yeniden açıldı:
İlk olarak iki önce basılan kitap yazarını o kadar çok üzmüş ve zorda bırakmıştı ki Lube Ayar, bunun son kitabı olacağına yemin etmişti. Ama kitap o kadar önemliydi ki Türkiye'de karanlık ilişkiler ağının perdesinin kaldırılması ümidinin doğuduğu şu günlerde cesur bir yayıncı tarafından yeniden basılmaya karar verildi.
Gazeteci Lube Ayar'ın yazdığı Profil Yayıncılık'tan çıkan Firar isimli kitapta 2004 yılında Türkiye'yi sarsan Yargıtay-MİT-Alaattin Çakıcı skandalı, tüm ayrıntılarıyla aktarılıyor. Kitap, beş yıl önce Alaattin Çakıcı'nın Rodos'a kaçışına adı karışan emniyet müdürünün kimliğini gün ışığına çıkarıyor.
ÇAKICIYI KAÇIRAN EMNİYET MENSUBU
Kitapta, Çakıcı'nın kaçışına yardım ettiği idda edilen üst düzey emniyet yetkilisinin, eski Antalya il Emniyet Müdürü Mete Altan olduğu iddia ediliyor.
Firar isimli kitapta, yer altı dünyasının ünlü ismi Alaattin Çakıcı, 3 Mayıs 2004'te Antalya'dan Rodos'a kaçtığı günlerde, bir emniyet müdürünün de payı olduğu iddiası gündeme gelmişti. Çakıcı'nın, firardan bir süre önce Boğaz'daki ünlü bir restoranda dönemin Beşiktaş menajeri Sinan Engin, sanatçı Selçuk Ural ve bir emniyet müdürüyle birlikte akşam yemeği yediği iddia edilmişti.
Gazeteci Lube Ayar'ın kaleme aldığı kitapta, yemekteki dördüncü kişinin eski Antalya İl Emniyet Müdürü Mete Altan olduğu öne sürülüyor. Kitapta yayınlanan, Alaattin Çakıcı'yı Rodos'a kaçıran Brütüs isimli yatın sahibi Mehmet Salih Hantal'a ait ifadede de Mete Altan'ın ismi geçiyor. Hantal, teknelerinde ağırladığı ünlü isimler arasında Altan'a da yer veriyor.
Mete Altan ve 'Küçük Susurluk'
Mete Altan ismi, son olarak Haziran 2007'de meydana gelen ve 'Küçük Susurluk' olarak anılan trafik kazasıyla gündeme gelmişti. Antalya yolunda bir kamyona çarpan cipte dört kişi hayatını hayatını kaybetmiş ve hurdaya dönen araçtan dört silah, esrar, biber gazı ve çok sayıda çek senet bulunmuştu. Kazada hayatını kaybeden başkomiser Mehmet Şanlı'nın ise, Mete Altan'ın koruması olduğu ortaya çıkmıştı.
'Firar Dosyası'nda yaprak oynamıyor'
Kitapta ayrıca, Alaattin Çakıcı'nın firarına ilişkin, MİT'çi Kaşif Kozinoğlu, eski Beşiktaş menajeri Sinan Engin ve işadamı Erol Evcil'in de yargılandığı dava dosyasında, 17 aydır yaprak oynamadığı belirtiliyor. Mahkeme Başkanı Nurettin Ak'ın, eşinin Beşiktaş Kulübü'nde çalıştığının ortaya çıkması üzerine davadan çekildiğini açıkladığı, 25 Ocak 2008 tarihinden beri, dosyada hiçbir gelişme olmadığı vurgulanıyor.
Kitap, ‘Firar Davası' yerinde sayarken, davanın ‘cezalandırılmayan' sanıklarının nasıl daha büyük suçlara karıştığını da gözler önüne seriyor. Firar davasında 'çete üyesi' olarak yargılanan Erol Evcil ve Çakıcı'nın yeğeni Adem Çakıcı, kitabın son bölümünde 'çete lideri' olarak karşınıza çıkıyor.
Lube Ayar: Bir kız çocuğu, Uğur Mumcu'yu, Abdi İpekçi'yi örnek alıyorsa kendine, gazeteci olmayı seçiyorsa, ülkenin manşetleriyle sıkıntısı vardır. Töre cinayetlerini, menfaat çetelerini, kadına yönelik şiddeti, eğitim sistemini, faili meçhul tüm suçları, siyasetin kısırlığını, sağlık sorunlarını, yoksulluğu, haksızlığı çok küçük yaşta dert edinmiştir.
Ben onlardan biriyim işte. Bu dertlerden en az birine derman olacağımı umarak, yükümü hep sırtımda taşıyorum.
Halen yaşadığım ve doğup büyüdüğüm apartmanın sakinleri, çocukken bana. "çok iyi bir avukat" olacağımı söylerlerdi. Kısaca "başkasının derdini dert edinmek" dilye tanımlayabileceksek, o yorucu alışkanlığı ben küçük yaşta kuşanmıştım çünkü. Gazetecilik de en basit tanımıyla budur benim için.
Kitaba gelince, bu benim ilk kitabım. ilk gözağrım. İlk olarak iki yıl önce basılmıştı. Ama o kadar çok büyük üzüntüler yaşattı ki bana, son kitabım olarak kalacağına yemin etmiştim. Taa ki, Kartvizitlerinde "Biz kitaba inanıyoruz" yazan iki centilmenle tanıyıncaya kadar. Bu nedenle önce Profil Yayıncılık'ın Genel Koordinatörü Münir Üstün'e ve Genel Yayın Yönetmeni Cem Küçük'e teşekkür ediyorum...."
ÜNLÜ GAZETECİLER KİTAP İÇİN NE DEDİ?
Mehmet Y. Yılmaz: Lube Ayar bu kitabında sadece özel operasyonu anlatmakla kalmıyor, o operasyon öncesinde nasıl bir ülkede yaşadığımızı, ilişkiler ağının nasıl zaman içinde şekillendiğini ve hangi noktaya ulaştığını da bu kitapta bulacaksınız...
Lube Ayar, bu kitabıyla kendi işini mükemmel bir şekilde yerine getirdiğini ortaya koyuyor. Eski bir yönetici ve meslek büyüğü olarak ona sadece teşekkür edebilirim.
Bir de şunu söyleyerebilirim: Lube Ayar ve onun gibi genç gazetecilerin içindeki meslek aşkı sönmedikçe, bu ülkede hiç bir şey gizli kalmayacak.
Kazım Kanat: Lube Ayarın yazdığı Firar isimli kitapta ismi sıkça Alaatin Çakıcı ile geçen ve telefon görüşmelerinin kayıtları yayınlanan menajer Sinan Engin için ne yazalım, ne söyleyelim? Bu konuda susuyorum. Çünkü mahkeme sürüyor. Peki mahkeme sonucu Sinan Engin suçlu bulunursa Sayın Başkan Demirören görevinden istifa eder mi? Avrupa'da böyle yaparlar da!
Mehmet Ali Birand: Lube Ayar, genç bir gazetecidir. Her an ya okuyor ya yazıyordur. Ona, Aldığın tüm ödülleri koymak için ileride bir depo kiralayacaksın diye takılırım. Sık sık ödül alır. En son Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yılın Haber Ödülü ve Metin Göktepe Haber Ödülünü aldı. Bir diğer uğraş alanı da mahkemelerdir. Haberleri, yazıları, kitapları nedeniyle hakkında açılmış olan pek çok dava var. Tehditler de cabası O ise hiç aldırmaz. Cesur yürek olayların üzerine gider. Şimdi de Firar adlı bir kitap yazmış.
Kitabın kapağında Alaattin Çakıcının fotoğrafı olduğunu yazayım, gerisini, yani Lubenin bu kitapla çıktığı yolu siz tahmin edin.Güneri CıvaoğluLube Ayarın, Firar adlı kitabını ancak bitirebildim. Alaattin Çakıcı'nın Türk Devleti adına neler yaptığını, nasıl korunduğunu, kimlerle ilişki ağı kurduğunu anlatan bu kitap, Derin Devlet Nedir? sorusunu soranlar açısından bulunmaz bir kaynak. Okurken hayretler içinde kalacaksınız.
Devletin, kendi yapması gereken işleri nasıl yasa dışı çetelere ve liderlerine bıraktığını göreceksiniz. Lube Ayar, çok güzel bir iş yapmış. Gizli kalmış birçok konuyu aydınlığa çıkartmış. Tavsiye ederim...
Erdoğan Aktaş: Firar, Yargıtay-MİT-Çakıcı Skandalı üst başlığındaki bu kitap, Alaattin Çakıcının 3 Mayıs 2004 tarihinde firar edip yurtdışına kaçmasının öncesini ve sonrasını anlatıyor. Aslında Çakıcının firarı, Türkiyedeki en büyük skandallardan biri.
İşte Lube Ayar da bu skandalın tüm detaylarını, ilginç bilgiler, çok önemli belgeler ekleyerek roman tadında bir kitapta sunuyor bize. Tabi bu arada Çakıcının çarpıcı ilişkileri de gözler önüne seriliyor.
Firar, hem bir araştırma, hem gerilim romanı, hem de Türkiyenin yakın geçmişini anlatan bir tarih kitabı gibi. Böylesi titiz bir araştırmayı bizlere sunduğu için Lube Ayarı hem tebrik ediyorum, hem de teşekkür ediyorum.