İnternetten tanıştığımı aileme nasıl söylerim?

İzdivaç safhasındayım. Bu beyle internette tanıştım. Ablam yanımızda olmak şartıyla görüşmeye karar verdim. Fikren anlaştık. Konuyu aileme anlatsam önyargı olacak. Bir kursta tanıştığımızı söylesem, yalan üzerine kurulmuş bir evlilik mi olur yoksa bazı durumlarda söylenen pembe yalanlardan mı sayılır? Anlıyorum ki, bu işin içinden çıkamayacağım. Çok fazla gencimizin bu tür ikilemde kaldığını tahmin ederek sizden cevap bekliyorum. Kızlardan ve erkeklerden böyle gençlerin sizin gibi danışılacak kişilerle yüz yüze görüşmesi, iki tarafı tanımanız, tahlil etmeniz olabilir mi? (Rumuz: İlahiyatçı kız)

Anlayışınıza sığınarak, evlenecek gençlerle birebir görüşmeye zamanımın ve imkanımın olmadığını belirtmek istiyorum.

İkinci asıl konuya gelince; bilişim ve iletişim teknolojisi her konuda olduğu gibi, evlenecek gençlerin tanışmalarında ve görüşmelerinde de farklı bir yol olarak yaşanıyor.

Taraftar olalım veya karşı çıkalım, nasıl tavır takınırsak takınalım, bugün bazı evlilikler internet aracılığıyla tanışarak gerçekleşiyor.

Bu evlilikler içinde mutlu ve huzurlu biçimde hayatlarını devam ettirenler, kalıcı ve sürekli olanlar da mevcut.

Önemli olan, çok zor olsa da, inançlarını önde tutarak, konunun edep, iffet ve hayâ ölçülerini zorlamadan yapabilmektir. Çünkü ailenin temelinde iman ve ahlak duyguları ön planda olunca yaşar, dünya ötesine geçer, sonsuz bir beraberliğe adım atılmış olur.

Fakat dediğiniz gibi o gençle internet aracılığıyla tanıştığınızı söyleyecek olsanız, öncelikle babanız kabul etmez. Zaten söylemeniz de çok zor.

Yalan söylemeniz de mümkün değil. Yalan, yalandır. Kırmızısı, "pembesi" olmaz. Nasıl olur da diliniz yalana dönebilir ki...

Geleceğinizin ve neslinizin temelini attığınız bir konuda yalan söylemeyi hiç mi hiç düşünmemeniz lazım.

Doğruyu arama niyetine girerseniz, Allah karşınıza farklı vesileler çıkarır. Yeter ki doğrudan başka hatırınıza bir şey getirmeyin.

Çünkü hayat o kadar sürprizlerle doludur ki, romanlarda bile bulamazsınız. Bu konularda sonuca varmak için acele etmeyin, sabır gücüne dayanın.

Derdimi kime açayım, şaşırdım

Aylardan beri büyük bir korku ve bunalım içinde yaşıyorum. Bu hastalık korkusuyla ne yapacağımı bilmiyorum, kendimi işime veremiyorum. Sürekli bir endişe hali mevcut. Aklıma neresi takılsa, vücudumun o bölgesinde ağrılar hissediyorum. Hayatım cehenneme döndü.

Yıllar önce bir yazınızı okudum, önemli bir karar aldım, uyguladım, neticesinde şifa buldum. Yeniden yol göstermenizi diliyorum. Bu halimi kimseyle paylaşamıyorum. Bunun bir imansızlık alameti olması beni dehşete düşürüyor. Bu korkudan nasıl kurtulacağımı bildirmenizi bekliyorum. (Rumuz: Evham)

Rumuzunuz derdinizi anlatıyor. Sizi kıvrandıran hastalık evhamdır. Evham, yani vehimler, olmadığı halde varlığını sandığınız düşünceler; hayalinizde büyüttüğünüz, şişirdiğiniz, içinde kaybolma aşamasına geldiğiniz sanal korkular...

Gece vakti bahçede oturmuş, dinleniyorsunuz. Bir ara batkınızı ki, bir ağacın dalları arasından bir şey kıvrılarak sallanıyor. Biraz daha dikkatlice baktınız, içinize korku girdi.

Az sonra rüzgar çıktı, sallantı iyice arttı. Bu sefer korkunuz gerçeğe dönüştü. Yılan sandınız, "üstüme gelir" diyerek kaçmaya davrandınız, oradan uzaklaştınız. Oysa bilseydiniz ki, o sallanan şey bir ipten başka bir şey değildi.

Şimdi kalkıp "bizim bahçede ağacın başında bir yılan gördüm, üstüme geldiği için korktum, kaçtım" diyebilir misiniz? Niye diyemezsiniz? Çünkü o ipin yılan olduğundan emin değilsiniz. Söylerseniz size gülerler.

Bunun için aklınıza gelen bu vehimlerden, vesveselerden, takıntılardan ürkmeyin, korkmayın. Size hiçbir zararı yoktur. Fakat "zarar gördüğünüzü" düşünürseniz zarara girersiniz.

Aklınızdan, hayalinizden geçen inanca aykırı düşünceler ve sözler, imanınıza hiçbir zarar vermez, imandan çıkarmaz.

Konunun geniş açılımı ve bu yaranın tedavisine yardımcı olması için "Vesvese, Sebepleri ve Kurtuluş Yolları" isimli kitabımıza bir göz gezdirin. Bu arada bir psikiyatrdan yardım almayı da ihmal etmeyin.