Okul zili sesinin yüksekliğinden rahatsızlık duyulduğu ifade edilen dilekçede, İstanbul'un Bakırköy ilçesi dışında, bu insan hakkı ihlaline karşı hiçbir önlem alınmadığı görüşüne yer verildi.

Dilekçede, ''Her gün, her saat başı sessiz, sakin huzurlu mahallelerimizde bomba patlamış gibi okul zili ile gün geçirerek yaşamak, küçük çocukların ve yaşlı büyüklerimizin çektiği psikolojik sıkıntıya hiçbir önlem alınmaması insanlık ayıbıdır. Bunun insan eğiten kurumlar tarafından yapılması da çok düşündürücüdür. Bu sorunu Milli Eğitim Bakanlığının da bilmesi ve bazı genelgelerle tüm okulları uyarması ama takip etmemesi sorunu çözmemiştir. Aklınıza gelebilecek bütün kurumlara yazılar gönderdik, fakat hiçbir sonuç alamadık'' denildi.

''IŞIKLI SİSTEM UYGULANSIN''

Şikayetlerinin değerlendirilip müfettişlerin okula okullara gönderildiği, zil sesinin 2 ya da 3 gün tamamen kapatıldığı, ancak teftiş bittikten sonra yine şiddetle açıldığı ifade edilen dilekçe şu ifadelere yer verildi:

''Bu yılın nisan ayında mahalle sakinlerinden bir grupla ilçe milli eğitim müdürlüğüne gidip müdürle görüştük. Müdür Bey bizim yanımızda şikayetçi olduğumuz okul müdürünü aradı ve derhal hoparlör sisteminin fişlerinin çekilmesi, eski klasik zil sistemine geçilmesi talimatını verdi. Bu üç gün uygulandı. Fakat dördüncü gün öncekinden şiddetli bir şekilde zil açıldı.

Sayın büyüklerimiz, lütfen kendinizi bizim yerimize koyup bir düşünün, siz olsanız ne yapardınız? Bizim istediğimiz sadece huzur. Bütün mahalle öğrencilerle derse giriyor, teneffüse çıkıyoruz. Şikayetçi olduğum okulun yanındaki konutumda 14 senedir oturmaktayım. İki sene önce değiştirdikleri zil sistemi yüzünden evini satıp başka semte gitmek zorunda kalan komşularım oldu. Bizim talebimiz, sadece eski zil sistemine geçilmesi. Bizler, sizler okurken klasik zil sistemi vardı ve hiçbirimizin okumamıza da engel teşkil etmedi. Bizde de Avrupa ve gelişmiş ülkelerde uygulanan ışıklı sistem uygulanmalıdır. Araştırın, göreceksiniz ki binlerce insan bu konuda mağdur.''