Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ''Bölgedeki Arap Baharı ile gelen primal enerji kaynakları üzerindeki olumsuzlukları mutlaka sürdürülebilir bir halde, iyi bir rejime oturtarak devam etmemiz lazım'' dedi.

 

Yıldız, Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nin açılışında, zaman zaman enerjinin siyasete ve ekonomiye zaman zaman da siyasetin enerjiye karşılıklı olarak yüklendiği zamanlar olduğunu belirterek, ülkelerin uluslararası sermaye ile birlikte yürütmeye çalıştığı gelişme ve büyümelerini daima sürdürebilir şekilde davrandığını kaydetti.

 

Globalleşen dünyada politikaların daha da ulusallaşabildiğini ifade eden Yıldız, şunları kaydetti:

 

''Bölgemiz stratejik yaklaşımları birinci sıraya koyuyor. Globalleşen dünyada uluslararası sermayenin ihtiyaç hissettiği fizibiliteler dahi özellikle bölgemizde ikinci sıraya düşebiliyor. Hemen doğumuzda dünyanın yüzde 65'ini karşılayan enerji kaynaklarının batımızda bulunan yüzde 65'lik tüketim ile önemli bir tüketim noktasında bulunuyor. Biz hem coğrafyamızın hem de fonksiyonumuzun farkındayız. Büyüyen ve gelişen Türkiye'nin, ihtiyaçlarını karşılayabilmesi sadece kendisiyle ilgili olmaktan çıkmıştır. Büyürken değişebilmek çok daha önemlidir. Bir ülkenin dünyanın ortalama büyümesinden daha hızlı büyürken bazı değişimleri barındırabilmesi sosyolojik olarak da değerlendirilmeye muhtaçtır.''

 

Yıldız, dünyadaki enerjinin kullanımıyla ilgili büyük dengesizliklerin bulunduğunu anlatarak, ''Dünyada 1,4 milyar insanın enerji ve elektrikle tanışamadığı, Güney Afrika Sahrası'ndaki 890 milyon insanın 20 milyonluk nüfusu bulunan New York'un kullandığı elektriği ancak kullanabiliyor olması bu konuda daha farklı yaklaşımları da içinde barındıracaktır'' diye konuştu.

 

-''Arz ve talep dengesizliğinden kaynaklanan bir unsur yok''-

 

Türkiye'nin son 10 yıl içerisinde gayri safi yurt içi hasılada 3 katına, enerjide 2 katına ulaştıklarını aktaran Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

''Biz 2023 hedeflerimiz doğrultusunda bir bu kadar daha büyümeyi öngörüyoruz. Bunun bölgedeki Arap Baharı ile gelen primal enerji kaynakları üzerindeki olumsuzlukları mutlaka sürdürülebilir bir halde, iyi bir rejime oturtarak devam etmemiz lazım. Buna yalnızca Türkiye'nin değil, bölgenin ve dünyanın da ihtiyacı var. Doğalgaz ile ham petrolün arz ve talep dengesizliğinden kaynaklanmayan sebeplerle fiyat artışına maruz kalması çok önemli. Dünyada 89-90 milyon varil civarındaki günlük tüketim artmadı, tam tersi azaldı. Arz ve talep dengesinden kaynaklanan, fiyatı etkileyecek herhangi bir unsur yok. Biz biliyoruz ki sağlam paralar, yine hukuku sağlam siyaseti sürdürülebilir olan ülkelere gidiyorlar. Bu yüzden enerji ile ekonomi arasında enerji ile siyaset arasında birbirinden ayrılamaz bir korelasyon var.''

 

Uluslararası Enerji Ajansı'nın yaptığı bir çalışmaya değinen Yıldız, ''Çalışmada, 2035 yılına kadar 39 trilyon dolarlık 4 ana sektörde yatırım ihtiyaç var. Bu ekonomi ve uluslararası sermayeyi çok yakından ilgilendiren bir husustur'' dedi.