Uzun Soluklu Bir Yürüyüş
Hz. Adem’le başlayan ve asırlarca harmanlanarak oluşan nebevi sünnetin, geleneğin ihya edilerek geleceğin inşasına taşınması uzun soluklu bir yürüyüşü göze almayı gerekli kılıyor...
UMRAN OKULU
Umran dergisi, 15 yıla yakın serüvenini, bünyesine eklenen kollarla sürdürürken uzun soluklu bir yürüyüşe çıktığının da izlerini belirginleştiriyor. Çocuk dergisi Salıncak, Gençlik dergisi Genç Öncüler ve üniversitelilerin dergisi Mecra ile Umran, en yenisini dört yıl önce korosuna dâhil ettiği süreçte bir okul olma iddiasını sürdürüyor. Umran Okulu, çocuk, gençlik, düşünce, siyaset ve kültür başta olmak üzere çok yönlü bir ufukla en geniş manada bir toplumsal hayat anlamına gelen “Umran” idealine doğru ilerliyor.
Umran dergisi
Abdullah Yıldız yönetiminde yayın hayatına başlayan Umran kısa sürede siyasi ve toplumsal olaylara yaklaşımıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Birçok konu daha Türkiye’de mesele haline gelmemişken Umran okuyucularına bu konular hakkında ülkenin ve dünyanın gidişatı hakkında bir yol haritası sunuyordu. Umran, İslami temel kaynaklarımızı referans alarak dünyayı analiz etme çabasını ortaya koyuyordu. Son on- on beş yılık süreçte tarihi olay ve durumlar karşısında yaşanmış zihinsel kırılmalardan, dönüşümlerden belki de en az etkilenen; İslam’ı bir yaşam tarzı olarak hayatının her anına taşımak isteyen insan unsurunun istikametinden şaşmamasında en çok katkısı bulunan yayınlardan biri oluyordu.
Bununla birlikte, İslam ümmetinin uzun soluklu bir yürüyüşle kendi toplumsal dönüşümünü gerçekleştirebileceğini, arızi- geçici mağduriyetlerin mağlubiyet addedilmesi gerektiğini söyleyerek başta Batı tipi yaşam tarzı olmak üzere insanlık tarihindeki yeni sapmalara karşı Müslümanların potansiyel enerjisini harekete getirebilecek bir moral desteğin sağlayıcısı da oldu.
Her ay kitap çapında bir dergiyi okurlarına sunmanın ayrıcalığını yaşayan Umran dergisi, 2002 yılında TYB (Türkiye Yazarlar Birliği) Yılın Dergisi ödülünü almaya hak kazanırken, son yüzyılın birikimini masaya yatıran ansiklopedik çalışmalardan birinde ele alınan üç İslami yayından biri olarak kayıtlara geçti. Umran dergisi bir dergi olmanın ötesinde yaşanan olayları hakikata nispet ölçüsünde objektif, ümmetin yararını gözetme konusunda hassas olmaya çalışmasıyla da her şeyden önce okurlarının gözünde, gönlünde bir yer edindi. Gündem bölümünde seçkin yazarlarıyla sosyal ve siyasal hadiselerin perde arkasını, Analiz bölümünde ele alınan konuların geniş ve derin tahlilini, Yaşayan İslam kısmında İslam’ın gündelik hayata yansımalarını, Geçmişten Geleceğe Ko(nu)şanlar’da İslam’ı günümüze taşıyan canlı tanıkların tecrübelerini, kültür-sanat ile estetik bir duyarlılığı ve yayınladığı ekler ile adeta bir arşivi Umran dergisinde bulabilirsiniz.
Asım’ın Nesli Genç Öncüler
“Boşuna yaşamadın, boşuna savaşmadın ve boşuna ölmedin” der Sezai Karakoç onun için. Çünkü Mehmet Akif, millete mâl olmuş, milletin ruhuna kök salmış, onun ruhu genç nesle sinmiştir artık.
Mehmet Akif, bir milletin son asrında yaşadığı en tarihi, en acılı, en kritik anlara kelimenin tam anlamıyla şahitlik etmiş, neticesinde hayatı, eserleri ve idealleri ile yeni nesillerin ufku olmuştur. Asım ise, Akif’in asrın bütün problemlerine, karamsarlık estiren havasına rağmen bu topluma sunduğu, gençliğin vasıflarını, ruh yapısını, ilim, tahsil ve terbiye yolunu çizdiği bir umut ışığıdır. Bu ışığı Sezai Karakoç gibi daha birçok idealist görmüş, onu alevlendirmiş adeta bayrak yarışı halinde nesilden nesile aktarmıştır.
Sahip olduğu potansiyel enerji, rezerv gereği daha doğmadan tarihimizde Asım’ın Nesli olarak adı konan yeni nesillerin, bugün kendilerini dalgalandıracak, şahlandıracak bir rüzgarı, bir heyecan dalgasını beklediğini gözlemliyoruz. Fiziksel olmaktan çok zihinsel bir mücadelenin, kuşatmanın ortasında "bir bayrak rüzgar bekliyor.” Bu bayrak bir ruh bekliyor. Bize bir ruh aşısı… Bu aşıyı Akif’in Asım’ın dışında mı aramalı? Özümüzün dışında mı aramalı? Akif, boşuna mı yaşadı, savaştı, boşuna mı öldü?
İşte, şimdi kendini, dinini, tarihini ciddiye alan bir gençlik bu sorunun cevabını arıyor. Bu nesil yani Genç Öncüler, ilhamını doğrudan doğruya Kur’an’dan alarak İslam’ı asrın idrakine sunmaya, İslam’ı mezarlıklardan, sırlar dünyasından hayatın ta merkezine taşımaya çalışıyor. Asım’ın Nesli Genç Öncüler, geleneğin ihyasından geleceğin inşasına akan pınarın Umran Okulu bünyesinde hayat buluyor. Asım’ın Nesli Genç Öncüler, nesiller arası çatışmaya, yakınlarından uzaklaşmaya, gelecek endişesine, can sıkıntısından sanal muhabbette, anlamsız yarışlara, kaos, sömürü, savaş, yalnızlık, korku ve gürültüye son vermeyi hedefliyor. Asım’ın Nesli Genç Öncüler’de diriliyor.
Çocukların İlk Okulu Salıncak dergisi
Umran Yayıncılık bünyesinde yayın hayatını sürdüren Salıncak dergisi çocuklara yönelik bir dergi ihtiyacını gidermeye yönelik bir girişim olarak 2001 yılı sonlarında doğmuştu. Süreç içerisinde yazarlarıyla birlikte kendini yetiştirerek bir çocuk dergisinden beklenen yetkinliğe ulaşma noktasına geldi.
Dergiler daha çok kendi okurunu yetiştirirler ancak Salıncak bununla birlikte şu an Umran Yayıncılık bünyesinde yayın yapan diğer üç dergiye de katkı sağlayan bir ilk okul olma fonksiyonunu icra etti.
Salıncak, çocukluğun oyun, eğlence, masumiyetle örülü dünyasının; yeni ilgi alanları ile zenginleştirilmesi, gerekli bilgi ile desteklenmesinin ötesinde, kendini aidiyet duygusuyla dergiye bağlayan okurları için toplumsal hayatta bir dayanak noktası oldu. Dini, edebi, kültürel ve dergi okuru çocukların katkılarıyla hazırlanarak sunulan yazılarla yayın hayatını sürdüren dergi çocukları ileriki yaşlarda modern hayatın zorluklarına karşı hazırlayacak bir alt yapıyı da sağlamaya çalıştı. Masalcı Dede, Dil Canlı Bir Varlıktır (çocuklara dil bilgisi kurallarının öğretildi hikayelerden oluşuyor), Hikaye, Şiir, Röportaj (çocuk edebiyatı yazarları ile), Okuma Lambası (çocuklara çocuk kitaplarının tanıtıldığı bölüm) gibi bölümler ve 2006 yılı içerisinde Kemal Özdemir, Bestami Yazgan, Ahmet Uyurkulak, Nesibe Şahin, Bülent Ata, Hamide H. Tuna gibi yazarla okur karşısına çıktı.
Salıncak dergisi önümüzdeki dönemlerde kazanılan tecrübeleri kalıcı bir birikime dönüştürmeyi, çocukluğun evreninde yeni yaklaşımları da gözeterek çocukların zihni ve ruhsal gelişimini sağlamaya devam etmeyi hedefliyor.