Unutulan Bir Sünnet
Allah Resulü (sav) Ramazan ayında artırdığı ibadet ve infakını, son on günde itikâf ile taçlandırırdı.
Allah Resulü (sav) Ramazan ayında artırdığı ibadet ve infakını, son on günde itikâf ile taçlandırırdı. "Bir şeyden ayrılmamak, o şey üzere devam etmek" anlamına gelen itikâf; terim olarak şu manaya gelir: "Özellikle cemaatle namaz kılınan bir mescitte, oruçlu olarak, ibadet amacıyla, belli bir zaman dilimi için kalmaya niyet ederek ibadet etmektir."
İtikâf
İtikâf; Ruhu arındırmak, temizlemektir.
Allah'la baş başa kalmak, O'na yönelmektir.
Günahlara tevbe etmektir.
İbadete daha çok zaman ayırmaktır.
Kur'an'la iç içe olmaktır.
Dünyanın meşguliyetlerinden sıyrılmaktır.
Salih bir kul olmak için gereken enerjiyi almaktır.
Yalnızlığı yaşayarak, hiçbir insanın bir diğerine fayda veremeyeceğini, sadece Allah'ın gerçek dost olduğu ve O'nun rızasını kazanmak gerektiğini düşünmektir.
Kısacası; hayatında yeni bir dönem açmak demektir.
Peygamber Efendimiz (sav) özellikle Ramazanın son on gününde itikâfa çok önem verirdi. Hz. Ali (ra)'dan rivayete göre: "Rasûlullah (sav), Ramazan'ın son on gününde aile fertlerini ibadet etmeleri için uyandırırdı." [Müslim, Buhârî]
Ve bu uygulamasını vefat edinceye kadar da devam ettirmişti. [İbn Mâce, Ebu Davud]
Allah Resulü (sav) her sene on gün itikâfa girerdi. Sadece vefat edeceği yıl yirmi gün itikâf yapmıştır. İtikâfa girmek isteyen bir mü'min bunu Ramazan'da yapabileceği gibi, Ramazan dışında da yapabilir. Hanımlar için itikâf yeri, kendi evidir. Peygamber Efendimizin mübarek eşlerinin de itikâfa girdiği rivayet edilmektedir.
Mescidi Nebevî'de itikâfa girerdi
Allah Resulü (sav) itikâfa gireceği zaman Mescid-i Nebevî'de kendisine bir yer (çadır) hazırlardı. Orada hep ibadetle meşgul olur, zorunlu olmadıkça dışarıya bile çıkmazdı. [Buhari, Müslim]
İtikâfta iken; dünyevî işlerle meşgul olmaz, hanımlarıyla birlikte olmaz, toplumsal ilişkilerine bir müddet için ara verirdi.
Bir Müslüman için en güzel itikâf yeri üç büyük mescid olan; Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksa'dır.
Kadir gecesini değerlendirmek isterdi
İtikâfa özellikle Ramazan'ın son on gününde girmesinin sebebi, Kadir gecesinin bu günlerin gecesinde olmasından dolayıdır. Hz. Aişe (ra); Resûlullah (sav)'ın, "Kadir gecesini Ramazan'ın son on gününde araştırın" buyurduğunu aktarır. [Müslim, İbn Mâce] bu gecenin
Ramazan'ın 27. gecesi olması kuvvetle muhtemeldir. En doğrusunun Allah bilir.
İtikâfa giren bir Müslüman neler yapmalı?
Bu ibadeti yapmayı düşünen ve niyetlenen Müslüman varsa kaza namazlarını, yoksa da bol bol nafile namaz kılmalı.
Meal ve tefsirinden de yararlanarak çokça Kur'an okumalı.
Peygamber Efendimizin yaptığı dua ve zikirleri yapmalı.
Günahlarından tevbe ve istiğfar etmeli.
Peygamber Efendimiz (as)'in hayatını, hadislerini okumalı. Diğer peygamberlerin ve evliyanın hayat hikâyelerini öğrenmeli.
Başta ilmihal bilgileri olmak üzere, İslâmî bilgilerdeki eksiğini, kendi seviyesine göre gidermeye çalışmalı.
Gereksiz söz ve işlerden, münakaşa, mücadele ve tartışmalardan kaçınmalı. Alış veriş ve ticaret gibi işlerden tamamen uzak durmalı.
Unutulan bir sünnet
İtikâf; bugün unutulan sünnetlerimizdendir. Çoğu şehirlerde hiçbir camide itikâfa giren kimselerin olmadığını görmek çok üzücüdür. En azından bu sünnetin ihyası ve devamı sağlama bakımından, bir (kaç) kişinin bu ibadeti yerine getirmesi toplumsal bir İslami duyarlılığın gereği olsa gerektir.
Modern dünyanın insanları alabildiğine maddeperestleştirdiği, kalplerin katılaştığı, günahların arttığı, dünyevîleşmenin yoğunlaştığı, çıkarın öncelendiği, dostluğun zedelendiği, çok yemek, çok içmek, çok uyumak, çok konuşmak ekseninde ölçünün kaçtığı, İslâmî duyarlılığın azaldığı günümüzde buna şiddetle ihtiyaç vardır.