MHP’nin Diyarbakır mitingi öncesi gündeme ilişkin soruları yanıtlayan MHP Milletvekili Adayı Ümit Özdağ, terörle mücadelede en doğru yöntemin sıkıyönetim olduğunu iddia etti.

Kaset skandallarıyla büyük bir travma yaşayan MHP’de ismi Bahçeli sonrası  Genel Başkanlık için geçen Ümit Özdağ, dün NTV’de Banu Güven’in konuğuydu.
Özellikle son dönemde Habertürk, CNN Türk ve NTV’de sıklıkla boy gösteren Ümit Özdağ, iktidarın terörle mücadele politikalarını eleştirdiği programda sıkıyönetim modelini savundu.

Banu Güven’in “Siz OHAL’in kaldırılmasını eleştiriyor musunuz?” sorusuna, OHAL’i yanlış bir uygulama olarak gördüğünü söyleyen Ümit Özdağ, terörle mücadelede en etkili yöntemin sıkıyönetimin olduğunu kaydetti.

Özdağ, terörle mücadele en etkili yöntem sıkıyönetimdir dedi.

Peki bu yöntem etkili mi ya da Kürt sorunu sıkıyönetim ile çözülür mü?

Sıkıyönetim deyince ilk akla 12 Eylül 1980 askeri darbesi geliyor. Bilindiği üzere darbe öncesinde o dönemde sıkıyönetim uygulanıyordu. Ancak olaylar sıkıyönetim olmasına rağmen bir türlü bitirilemedi. Hemen hergün hem sağdan hem de soldan insanlar ölüyordu.  Sıkıyönetim uygulandığı zaman yetki mülki idare askere geçtiğini de ayrıca not düşelim…

SIKIYÖNETİM NEDİR?

Sıkıyönetim, savaş, savaşı gerektirecek durum, ayaklanma, vatanın ve milletin bölünmezliğini tehlikeye düşüren hareketlerin yaygınlaşması gibi anayasada belirtilen, Bakanlar Kurulunun yurdun bir veya birkaç yerinde uygulamaya karar verdiği, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasını geçici bir süre için sınırlayan veya tehir eden ve mülki idare ve zabıtanın yerine askeri bir idare ve zabıtayı getiren idare şekli; örfi idare.

Sıkıyönetim, tabii afet, salgın hastalık, ağır ekonomik bunalımlar ve sıkıyönetimi gerektiren hallerin daha hafifinin meydana gelmesi durumlarında ilan edilen olağanüstü halden farklıdır. Sıkıyönetimde yetki askeri makamlarda, olağanüstü halde ise mülki makamlardadır. Olağanüstü halde sıkıyönetim mahkemeleri yoktur.

İşte Ümit Özdağ'ın o açıklaması;