Ulusalcı Sözcü'de PKK avukatlığı!
Gazetecilik kisvesi altında, dağdaki insanları, sanki doğru yolda imişler gibi övücü ifadelerle teşvik ediyorlar. Başka çocukların da dağa çıkmasını öneriyor, bunun için kışkırtıyorlar..
Haydi Taraf'ın PKK lehine haberlerini herkes biliyor ve kabul ediyor da.
Şu Sözcü'nün ulusalcılığına ne oldu?
Sırf siyasi iktidara muhalefet etmek için, şimdi de PKK'lıların avukatlığına soyundular..
Bir gün manşet atıyorlar, "Şehitlerimiz" diye..
Dün ise manşet atıyorlar, "Türkiye'de 61 gazeteci tutuklu" diye.
Kim o "Gazeteci" denilen 61 kişi?
Söyleyeyim mi, bir zamanlar müstehcen neşriyat konusunda aldığı cezaların sabıka kaydı, sayfalar dolusu tutan Sözcü'nün babası Akbay'a?
Söyleyeyim mi?
O biliyor zaten.
Ona değil ama, bunların palavralarını bir şekilde duyduklarında, "Acaba gerçekten, ülkemizde gazeteciler tutuklu mu?" diye tereddüt eden iyiniyetli vatandaşlara söyleyelim.
Ki, bunların tuzaklarına düşmesinler.
Bunların "Gazeteci" dedikleri; ya evlerinde silah bulunanlar.. Ya bomba bulunanlar.. Ya da bunlarla irtibatlı örgüt üyeliği ile suçlananlar.
Şu gazetede muhabir olan..
Şu dergide köşe yazarı olan ve sadece yazdıkları sebebi ile cezaevinde olan tek kişi gösteremezsiniz siz..
Yazdıklarına ilaveten, şu evde patlayıcı vardır. Bu evde silahlar bulunmuştur.
Ne yapacak devlet?
Bomba ile yakalanan adamın kimliğine bakacak, "Şu derginin muhabiri" diye yazılı.
"Sen basın mensubu imişsin. Sana bomba bulundurmak serbest" deyip, serbest mi bırakacak?
Bunu mu istiyorlar?
Şu an cezaevinde olmayan, sözde gazetecilerin şu ifadelerine bakın. Kim tasvip edebilir, bu ifadeleri, söyler misiniz?
"Serhildanlarımızla düşmanı Kürdistan'dan söküp atalım.."
Düşman kim?
Türk askeri! Bunu söyleyebilen adam, nasıl gazeteci olur?
Teröriste destek veren, güvenlik güçlerine "Düşman" diyen adam, gazeteci nasıl olur?
Aynı internet sitesinden, bir başka gazetecinin(!) yazdığı haberden alıntı: "Batman uyuma şehidine sahip çık, PKK halktır halk burada, İntikam, Bijî Serok Apo ve Şehît namirin sloganları ile karşıladı. Cenaze Bağlar Selimiye Camii'ne getirilirken gençler, cenaze konvoyunun geçtiği anayola çıkan tüm ara sokaklara araba lastikleri ve taşlarla barikat kurdu. Burada da cenazeyi kına tepsisi ile birlikte binlerce kişi karşıladı."
Askere kurşun sıkarken vurulup öldürülmüş.. Onu övmenin, "şehit" diye tanıtmanın, gazetecilikle ne alakası var?
Aynı haberde, PKK'ya katılım şöyle destekleniyor: "BDP Batman Milletvekili Ayla Akat ise, Kürt halkına başsağlığı dileyerek, Şahin'in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tutuklandığı 1999 yılında PKK saflarına katıldığını belirtti. 'O kendi halkına mesaj yollamış. Demiş ki 'Herkes Kürt halkının önderini tutuklayamaz.' Kürt halkının gençleri, çocukları komploya karşı cevabını vermiştir.."
Bunun adı gazetecilik midir? Yoksa PKK'nın basın ayağı mıdır?
Zaman zaman düşünürüm.
Belki eline silah alanlar bile, bunlar kadar suçlu değildir.
Niye?
Onlar aldatılmış, bir şeklide bir çıkmaz sokağa girmişler. Belki dağdan inemiyorlar.
Ama ya bunlar?
Gazetecilik kisvesi altında, dağdaki insanları, sanki doğru yolda imişler gibi övücü ifadelerle teşvik ediyorlar. Başka çocukların da dağa çıkmasını öneriyor, bunun için kışkırtıyorlar..
Böylesi bir durumda, silahı çekenden daha ağır suçlu, çektiren değil midir?
Çektirenler de, gazetecilik kisvesi altında, terörü teşvik edenler değil midir?
O halde?
O halde, "Gazeteciler cezaevinde" diyenlere sormak lazım, "Siz, teröristi gerilla olarak mı görüyorsunuz?"
Siz terörist öldüğünde, ona "şehit" mi diyorsunuz?
Diyorsanız, canınız cehenneme..
Demiyorsanız, "Gazeteciler cezaevinde" derken, oturup düşünün.. Gazeteci olduğu için insanlar cezaevine atılıyorsa, siz niye cezaevinde değilsiniz?
Ali Karahasanoğlu - Yeni Akit
Şu Sözcü'nün ulusalcılığına ne oldu?
Sırf siyasi iktidara muhalefet etmek için, şimdi de PKK'lıların avukatlığına soyundular..
Bir gün manşet atıyorlar, "Şehitlerimiz" diye..
Dün ise manşet atıyorlar, "Türkiye'de 61 gazeteci tutuklu" diye.
Kim o "Gazeteci" denilen 61 kişi?
Söyleyeyim mi, bir zamanlar müstehcen neşriyat konusunda aldığı cezaların sabıka kaydı, sayfalar dolusu tutan Sözcü'nün babası Akbay'a?
Söyleyeyim mi?
O biliyor zaten.
Ona değil ama, bunların palavralarını bir şekilde duyduklarında, "Acaba gerçekten, ülkemizde gazeteciler tutuklu mu?" diye tereddüt eden iyiniyetli vatandaşlara söyleyelim.
Ki, bunların tuzaklarına düşmesinler.
Bunların "Gazeteci" dedikleri; ya evlerinde silah bulunanlar.. Ya bomba bulunanlar.. Ya da bunlarla irtibatlı örgüt üyeliği ile suçlananlar.
Şu gazetede muhabir olan..
Şu dergide köşe yazarı olan ve sadece yazdıkları sebebi ile cezaevinde olan tek kişi gösteremezsiniz siz..
Yazdıklarına ilaveten, şu evde patlayıcı vardır. Bu evde silahlar bulunmuştur.
Ne yapacak devlet?
Bomba ile yakalanan adamın kimliğine bakacak, "Şu derginin muhabiri" diye yazılı.
"Sen basın mensubu imişsin. Sana bomba bulundurmak serbest" deyip, serbest mi bırakacak?
Bunu mu istiyorlar?
Şu an cezaevinde olmayan, sözde gazetecilerin şu ifadelerine bakın. Kim tasvip edebilir, bu ifadeleri, söyler misiniz?
"Serhildanlarımızla düşmanı Kürdistan'dan söküp atalım.."
Düşman kim?
Türk askeri! Bunu söyleyebilen adam, nasıl gazeteci olur?
Teröriste destek veren, güvenlik güçlerine "Düşman" diyen adam, gazeteci nasıl olur?
Aynı internet sitesinden, bir başka gazetecinin(!) yazdığı haberden alıntı: "Batman uyuma şehidine sahip çık, PKK halktır halk burada, İntikam, Bijî Serok Apo ve Şehît namirin sloganları ile karşıladı. Cenaze Bağlar Selimiye Camii'ne getirilirken gençler, cenaze konvoyunun geçtiği anayola çıkan tüm ara sokaklara araba lastikleri ve taşlarla barikat kurdu. Burada da cenazeyi kına tepsisi ile birlikte binlerce kişi karşıladı."
Askere kurşun sıkarken vurulup öldürülmüş.. Onu övmenin, "şehit" diye tanıtmanın, gazetecilikle ne alakası var?
Aynı haberde, PKK'ya katılım şöyle destekleniyor: "BDP Batman Milletvekili Ayla Akat ise, Kürt halkına başsağlığı dileyerek, Şahin'in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tutuklandığı 1999 yılında PKK saflarına katıldığını belirtti. 'O kendi halkına mesaj yollamış. Demiş ki 'Herkes Kürt halkının önderini tutuklayamaz.' Kürt halkının gençleri, çocukları komploya karşı cevabını vermiştir.."
Bunun adı gazetecilik midir? Yoksa PKK'nın basın ayağı mıdır?
Zaman zaman düşünürüm.
Belki eline silah alanlar bile, bunlar kadar suçlu değildir.
Niye?
Onlar aldatılmış, bir şeklide bir çıkmaz sokağa girmişler. Belki dağdan inemiyorlar.
Ama ya bunlar?
Gazetecilik kisvesi altında, dağdaki insanları, sanki doğru yolda imişler gibi övücü ifadelerle teşvik ediyorlar. Başka çocukların da dağa çıkmasını öneriyor, bunun için kışkırtıyorlar..
Böylesi bir durumda, silahı çekenden daha ağır suçlu, çektiren değil midir?
Çektirenler de, gazetecilik kisvesi altında, terörü teşvik edenler değil midir?
O halde?
O halde, "Gazeteciler cezaevinde" diyenlere sormak lazım, "Siz, teröristi gerilla olarak mı görüyorsunuz?"
Siz terörist öldüğünde, ona "şehit" mi diyorsunuz?
Diyorsanız, canınız cehenneme..
Demiyorsanız, "Gazeteciler cezaevinde" derken, oturup düşünün.. Gazeteci olduğu için insanlar cezaevine atılıyorsa, siz niye cezaevinde değilsiniz?
Ali Karahasanoğlu - Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.