Türkler ve Kürtler 1100 yıldır kardeştir
Saadet Partisi Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Kanal D'de Abbas Güçlü'nün hazırlayıp sunduğu "Genç Bakış" programına katıldı.
Sakarya Üniversitesi Kampüsü'nde gerçekleştirilen programda konuşan Kurtulmuş, "Saadet Partisi bu sorunla ilgili ciddi ve samimi bir şekilde çözüm raporu hazırlayan tek partidir. Biz bu sorunun çözülmesini istiyoruz." dedi.
Saadet Partisi Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Kanal D'de Abbas Güçlü'nün hazırlayıp sunduğu "Genç Bakış" programına katıldı. Sakarya Üniversitesi Kampüsü'nde gerçekleştirilen programda üniversiteli öğrencilerin sorularını cevaplayan Kurtulmuş, programın sonunda yapılan güven testinden de tam not aldı.
Eğitim, sağlık, yatırım bunların hepsinin bir model işi olduğunu dile getiren Saadet Partisi Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, hükümetin modeli, bütünüyle dışa bağımlıdır ve neo-liberal politikalardan oluşmaktadır. Bu sebeple de ne eğitime ne sağlığa yatırım yapması, yatırımı teşvik etmesi gibi bir programı yoktur. 2000'li yılların başından beri uygulanan IMF bağımlısı program nedeniyle Türkiye maalesef bütünüyle zayıfların ezildiği güçlülerin ayakta kaldığı bir sisteme dönmüştür. 17. IMF protokolü ile birlikte, Türkiye'de hükümetin bütçede, yatırım kalemleri üzerinde denetim ve söz hakkı kalmamıştır. Hükümet sağlığa, eğitime ne kadar kaynak ayrılacağına kendisi karar vermiyor. IMF memurları ne diyorsa onu yapıyor. Yeni IMF programı ile Gelirler İdaresi özerkleştirilecek. Bunun anlamı Osmanlı'daki Duyun-i Umumiye'yi yeniden hayata geçirmektir. Osmanlı'ya diz çöktürenler, şimdi de Gelirler İdaresi'ni özerkleştirerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne diz çöktürmek istiyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil" dedi.
Yoksulluk ve işsizlik artıyor
Kurtulmuş, "AKP'nin uyguladığı neo-liberal ekonomi politikaları sonucu herkesin tezgâhı dağıtılmış, herkes borçlu hale getirilmiştir. Kimse global krizin arkasına sığınarak, 'ne yapalım kriz var, Türkiye bu yüzden bu halde diyemez. Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri işsizliktir. Hükümetin açıkladığı orta vadeli programa göre de kısa sorunun çözümüne dair umut ışığı görünmüyor. "Orta Vadeli Plan"a göre 2013 yılında kadar ekonomide kayda değer bir düzelme öngörülmüyor. Yeni yatırımlar yapılmayacak. İşsizlik çözülmeyecek hatta daha da artacak" diye konuştu. Saadet Partisi'nin hiç kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği konuları ülkenin gündeme getirerek çözüm önerileri sunduğunu anlatan Kurtulmuş, "Saadet Partisi, 12 Eylül'ün yıldönümünde o dönemde sağcı ya da solcu olsun, idam edilen 16-17 yaşlarındaki çocuklara, iade-i itibar verilmeli ve ailelerinden özür dilenmelidir" diyen tek partidir. Doğu'da yaşanan sorunla ilgili ciddi ve samimi bir şekilde çözüm raporu hazırlayan tek partidir. Biz bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Fakat, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ciddi sorununu çözerken hiç kimse siyasi risk ve siyasi rant hesabı yapmamalı. Bu sorun çözülürken, herkes elini taşın altına koymalı ve ne Türklerin gururu incinmeli ne de Kürtler'in onuru rencide edilmeli. 1100 yıldır bu topraklardan yaşayan kardeşler olarak ve bu ülkenin eşit yurttaşları olarak bu sorunu çözmeliyiz" dedi.
AKP ve Saadet farkı
AKP ile Saadet Partisi'nin arasında önemli farklar olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Sayın başbakan BOP eş başkanlığı yaptığını açıkça söyledi. Bizim böyle bir şeyi bırakın yapmayı düşünmemiz bile mümkün değildir. Yine bizzat Milli Savunma Bakanlığı verilerine göre, İncirlik'ten 131 bin kez uçak kalktı ve bu uçaklar Irak'ı vurdu. Biz iktidarda olsaydık, değil iktidardan düşmek, keseceklerini bilsek İncirlik'i kullandırmazdık. Aramızdaki ikinci önemli fark ise IMF programı ilme ilgilidir. İktidarda olsak asla IMF zulmünü sürdürmezdik ve bu milletin kaynaklarını IMF'ye sömürtmezdik. Aramızdaki üçüncü fark ise Avrupa Birliği ilişkileriyle ilgilidir. Onlar, AB'ye medeniyet projesi olarak bakıyorlar ve AB bu nedenle Türkiye'ye sürekli ev ödevi vererek bizi aşağılıyor. Bizim böyle bir ilişkiyi kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu kabul ettiğiniz an size ev ödevi verirler. Biz asla kavga etmeyip, sadece doğruları söylemeye gayret ederek siyaset yapıyoruz. Hiçbir zaman Allah'tan başka kimsenin önünde kul olmayacak, boyun eğmeyeceğiz. Harun gibi gelip, Karun gibi gitmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ak Parti hükümetinin 22 Temmuz'da verdiği en önemli sözlerden birinin yeni bir anayasa olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye'de bu zamana kadar ya ihtilallerle ya da AB'nin isteğiyle anayasa değişti. İlk kez bu hükümetin eline Anayasayı değiştirecek imkan geçti fakat onlar da, topu taca atmışlardır. AKP verdiği sözü tutup anayasayı değiştirmeli.
Önümüzdeki seçimde de aynı sözü verirse olmaz, aynı nehirde iki kere yıkanılmaz" dedi. Hükümetin iyi yaptığı işleri takdir ve tebrik ettiklerini kötü yaptığı işlerde de en sert eleştiriyi yaptıklarını dile getiren Kurtulmuş, "Örneğin Suriye Sınırı'nın açılması ve Türkiye'nin Suriye ile olan ilişkilerinin normalleşmesini bir basın açıklamasıyla tebrik ettik. Aynı şekilde Davos'taki "one minute" i ilk tebrik edenlerden birisi olduk. Fakat sonrasında bunun gereği yerine getirilmediği için de en ağır eleştirenlerin başında geldik" diye konuştu. Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Dağlık Karabağ ve işgal edilmiş topraklardan Ermenistan çekilmedikçe, Türkiye'nin Ermenistan sınır kapısını açması asla doğru değildir'' dedi. İsrail'in ayrılık dizisinden rahatsız olmasının da sorulduğu programda Kurtulmuş, "Dizinin yönetmeni gerçek hikâyelerden yola çıktığını söylüyor. İsrail rahatsız olacağına, Gazze'yi işgal etmesin. Orada dizideki gibi olayların yaşanmasına izin vermesin" dedi.
Saadet Partisi Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Kanal D'de Abbas Güçlü'nün hazırlayıp sunduğu "Genç Bakış" programına katıldı. Sakarya Üniversitesi Kampüsü'nde gerçekleştirilen programda üniversiteli öğrencilerin sorularını cevaplayan Kurtulmuş, programın sonunda yapılan güven testinden de tam not aldı.
Eğitim, sağlık, yatırım bunların hepsinin bir model işi olduğunu dile getiren Saadet Partisi Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, hükümetin modeli, bütünüyle dışa bağımlıdır ve neo-liberal politikalardan oluşmaktadır. Bu sebeple de ne eğitime ne sağlığa yatırım yapması, yatırımı teşvik etmesi gibi bir programı yoktur. 2000'li yılların başından beri uygulanan IMF bağımlısı program nedeniyle Türkiye maalesef bütünüyle zayıfların ezildiği güçlülerin ayakta kaldığı bir sisteme dönmüştür. 17. IMF protokolü ile birlikte, Türkiye'de hükümetin bütçede, yatırım kalemleri üzerinde denetim ve söz hakkı kalmamıştır. Hükümet sağlığa, eğitime ne kadar kaynak ayrılacağına kendisi karar vermiyor. IMF memurları ne diyorsa onu yapıyor. Yeni IMF programı ile Gelirler İdaresi özerkleştirilecek. Bunun anlamı Osmanlı'daki Duyun-i Umumiye'yi yeniden hayata geçirmektir. Osmanlı'ya diz çöktürenler, şimdi de Gelirler İdaresi'ni özerkleştirerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne diz çöktürmek istiyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil" dedi.
Yoksulluk ve işsizlik artıyor
Kurtulmuş, "AKP'nin uyguladığı neo-liberal ekonomi politikaları sonucu herkesin tezgâhı dağıtılmış, herkes borçlu hale getirilmiştir. Kimse global krizin arkasına sığınarak, 'ne yapalım kriz var, Türkiye bu yüzden bu halde diyemez. Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri işsizliktir. Hükümetin açıkladığı orta vadeli programa göre de kısa sorunun çözümüne dair umut ışığı görünmüyor. "Orta Vadeli Plan"a göre 2013 yılında kadar ekonomide kayda değer bir düzelme öngörülmüyor. Yeni yatırımlar yapılmayacak. İşsizlik çözülmeyecek hatta daha da artacak" diye konuştu. Saadet Partisi'nin hiç kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği konuları ülkenin gündeme getirerek çözüm önerileri sunduğunu anlatan Kurtulmuş, "Saadet Partisi, 12 Eylül'ün yıldönümünde o dönemde sağcı ya da solcu olsun, idam edilen 16-17 yaşlarındaki çocuklara, iade-i itibar verilmeli ve ailelerinden özür dilenmelidir" diyen tek partidir. Doğu'da yaşanan sorunla ilgili ciddi ve samimi bir şekilde çözüm raporu hazırlayan tek partidir. Biz bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Fakat, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ciddi sorununu çözerken hiç kimse siyasi risk ve siyasi rant hesabı yapmamalı. Bu sorun çözülürken, herkes elini taşın altına koymalı ve ne Türklerin gururu incinmeli ne de Kürtler'in onuru rencide edilmeli. 1100 yıldır bu topraklardan yaşayan kardeşler olarak ve bu ülkenin eşit yurttaşları olarak bu sorunu çözmeliyiz" dedi.
AKP ve Saadet farkı
AKP ile Saadet Partisi'nin arasında önemli farklar olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Sayın başbakan BOP eş başkanlığı yaptığını açıkça söyledi. Bizim böyle bir şeyi bırakın yapmayı düşünmemiz bile mümkün değildir. Yine bizzat Milli Savunma Bakanlığı verilerine göre, İncirlik'ten 131 bin kez uçak kalktı ve bu uçaklar Irak'ı vurdu. Biz iktidarda olsaydık, değil iktidardan düşmek, keseceklerini bilsek İncirlik'i kullandırmazdık. Aramızdaki ikinci önemli fark ise IMF programı ilme ilgilidir. İktidarda olsak asla IMF zulmünü sürdürmezdik ve bu milletin kaynaklarını IMF'ye sömürtmezdik. Aramızdaki üçüncü fark ise Avrupa Birliği ilişkileriyle ilgilidir. Onlar, AB'ye medeniyet projesi olarak bakıyorlar ve AB bu nedenle Türkiye'ye sürekli ev ödevi vererek bizi aşağılıyor. Bizim böyle bir ilişkiyi kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu kabul ettiğiniz an size ev ödevi verirler. Biz asla kavga etmeyip, sadece doğruları söylemeye gayret ederek siyaset yapıyoruz. Hiçbir zaman Allah'tan başka kimsenin önünde kul olmayacak, boyun eğmeyeceğiz. Harun gibi gelip, Karun gibi gitmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ak Parti hükümetinin 22 Temmuz'da verdiği en önemli sözlerden birinin yeni bir anayasa olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye'de bu zamana kadar ya ihtilallerle ya da AB'nin isteğiyle anayasa değişti. İlk kez bu hükümetin eline Anayasayı değiştirecek imkan geçti fakat onlar da, topu taca atmışlardır. AKP verdiği sözü tutup anayasayı değiştirmeli.
Önümüzdeki seçimde de aynı sözü verirse olmaz, aynı nehirde iki kere yıkanılmaz" dedi. Hükümetin iyi yaptığı işleri takdir ve tebrik ettiklerini kötü yaptığı işlerde de en sert eleştiriyi yaptıklarını dile getiren Kurtulmuş, "Örneğin Suriye Sınırı'nın açılması ve Türkiye'nin Suriye ile olan ilişkilerinin normalleşmesini bir basın açıklamasıyla tebrik ettik. Aynı şekilde Davos'taki "one minute" i ilk tebrik edenlerden birisi olduk. Fakat sonrasında bunun gereği yerine getirilmediği için de en ağır eleştirenlerin başında geldik" diye konuştu. Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Dağlık Karabağ ve işgal edilmiş topraklardan Ermenistan çekilmedikçe, Türkiye'nin Ermenistan sınır kapısını açması asla doğru değildir'' dedi. İsrail'in ayrılık dizisinden rahatsız olmasının da sorulduğu programda Kurtulmuş, "Dizinin yönetmeni gerçek hikâyelerden yola çıktığını söylüyor. İsrail rahatsız olacağına, Gazze'yi işgal etmesin. Orada dizideki gibi olayların yaşanmasına izin vermesin" dedi.