Türkler Malazgirt Zaferiyle Anadolu'ya Gelmemiş
Türkiye'nin çeşitli illerindeki 100'e yakın yazıtta yapılan incelemelerde Türklerin 1071 yılından önce de Anadolu'da yaşadıkları belirlendiği bildirildi.
Kemer Devlet Hastanesinde hekim olarak görev yapan ancak birçok kişinin çivi yazısı olarak nitelendirdiği Göktürkçe (Orhun alfabesi)hakkında araştırma yapan Cengiz Saltaoğlu, Belgesel Yapımcısı Servet Somuncuoğlu ile Anadolu'nun çeşit bölgelerindeki 100'e yakın yazıt üzerinde yaptıkları araştırma sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi.
Türk yazıtlarına yönelik merakından dolayı eski Türk dillerini öğrendiğini ve Göktürkçe ile yazılmış Türk yazıtlarını okuduğunu anlatan Saltaoğlu, Ankara, Ordu, Kars, Erzurum, Kastamonu, Çanakkale, Hakkari ve Denizli gibi Anadolu'nun çeşitli kentlerindeki 100'e yakın yazıtı incelediklerini kaydetti.
Yazıtlarda ilginç tespitlerle karşılaştıklarını belirten Saltaoğlu, "Yazıtların, Orta Asya'da yaşayan Türklerin kullandığı Türk runik (oyma) yazısıyla yazıldığını belirledik. Bu da gösteriyor ki Türklerin Anadolu'ya ilk girişleri 1071 yılı değil, Türkler en az 500 yıl önce Anadolu'da varlıklarını sürdürmüşler. Yani Türklerin Anadolu'ya 600'lü yıllarda var olduklarını belgelemiş olduk" diye konuştu.
Son yıllarda Türkiye'de Anadolu'nun çeşitli yerlerinde çok sayıda runik yazıtlar içeren kaya resmi alanları bulunduğunu anlatan Saltaoğlu, yazıtların dil özellikleri bakımından eski Türkçe dönemine ait olduğunu ve milattan sonra 6 ile 8'nci yüzyıllar arasında tarihlenebileceğini ifade etti. Yazıtların Ortaasya'daki eski Türkçe yazıtlardan daha erken dönem özelliklerini yansıttığına işaret eden Saltaoğlu, şunları söyledi:
"O dönemlerde Anadolu'nun genel egemeni konumundaki Bizans Devletinin, askeri hizmetlerde kullanmak veya bitmek bilmeyen savaşlar, salgın hastalıklar gibi yıkıcı ve tüketici çeşitli nedenlerle Anadolu'nun, özellikle de toprağı işleyecek köylü nüfusunun iyice azalmış olduğu çeşitli bölgelerini şenlendirmek gibi amaçlarla savaş ya da barış yoluyla ilişkide bulunduğu çeşitli Türk topluluklarını, Hıristiyanlığa geçirerek Anadolu'nun birçok bölgelerine yerleştirmiş olduğu bilinmektedir. Bizans'ın 500 ile bin yılları arasında yani tam da 'eski Türkçe dönemini' kapsayan bir zaman dilimi içerisinde Anadolu'ya arka arkaya yaptığı Türk yerleştirmeleri, kanımca Anadolu Türk runik yazıtlarının oluşumunda başlıca tarihsel etmenlerden biri olmuştur. İşte bizim bugün Anadolu'daki çeşitli kaya resmi alanlarında gün ışığına çıkarmaya başladığımız Türk runik yazılı belgeleri, bu yerleştirilmiş Türk topluluklarından kalmış olmalıdır."
- Yazıtların 500-800 yıllarından kaldığı iddiası
Yazıtların genellikle kaya resmi alanlarında bulunduğuna işaret eden Saltaoğlu, iki yazıtın eski mezarlıklarda yer aldığını bildirdi. Bunların da dua ve adak yazıtları olduğunu söyleyen Saltaoğlu, "Eski Türklerde yani Asya'da kaya resimleri ve yazıtları geleneği var. Kaya resmi alanları eski Türklerde genellikle ziyaret alanları, dinsel alanlar olarak görülüyor. Burada kurban adayıp, dilek dileyip, dualarda bulunuyorlar. Bu dua ve adaklarını da kaya üzerlerine çizerek izlerini bırakıyorlar. Yazıtlarda bu geleneğin Anadolu'daki uzantılarını, örneklerini gördük. Yani Türkler 1071'den önce vardı. Dil özelliklerine bakaraz yazıtların 500-800 yılları arasından kalma olduğunu anlıyoruz" diye konuştu.
Yazıtlar ve bazı mezar taşlarında daha çok dua ve adaklarla ilgili bilgiler yer aldığını ifade eden Saltaoğlu, bu durumun da Türklerin Şaman dinine mensup olduklarını gösterdiğini kaydetti.
Yazıtların Balkanlar'da yaşayan Avar ve Bulgar Türkleri başta olmak üzere çeşitliKıpçak ve Peçenek gibi Türk topluluklarına ait olduğunu dile getiren Saltaoğlu, Türklerin de Bizans tarafından Anadolu'ya savunma birlikleri olarak yerleştirildiklerini anladıklarını bildirdi.
Sevilen hayvanların ve çeşitli meyvelerin resimlerinin yazıtlara ve mezar taşlarına kazındığını belirlediklerini anlatan Saltaoğlu, bu özellikteki yazıtların sadece Ortaasya'da var olduğunun bilindiğini ancak bu yazıtların okunmasıyla Türklerin Anadolu'daki varlıklarının çok daha erken dönemlerde olduğunun kesin olarak kanıtlandığını belirtti.
Göktürkçe'nin yanı sıra Uygurca'yı da öğrendiğini ve bu Türk topluluğuyla ilgili kaynakları da incelediğini dile getiren Saltaoğlu, çalışmalarının bilimsel alanlarda yayınlandığını sözlerine ekledi.
Akdeniz Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mustafa Oral da AA muhabirine yaptığı açıklamada Elmalı ilçesinde Orta Asya'daki Türklerin mezarlıklarına benzer mezar taşları bulduklarını söyledi. Mezarlıkta incelemelerde bulunan Oral, mezarlığa giden yolu gösteren küçük yön taşları örneklerinin sadece Orta Asya'ya özgü olduğunu belirtti. Taşlar üzerinde Eymür boyuna ait semboller bulduklarını anlatan Oral, "Elmalı'daki köy mezarlarında 24 Oğuz boyundan biri olan Eymür Boyu'na ait sembollerin yer aldığı taşların bulunması gösteriyor ki 1071 yılından önce Türklerin izleri Antalya'da da var olmuş" diye konuştu.
AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.