'Türkiye'ye karşı uluslararası ittifak'
İsrail'in söz konusu askerî operasyonu, kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde Türkiye'yi ve Türkiye'nin son yıllarda güçlü bir şekilde büyüyen rolünü hedef alıyordu.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde yayımlanan el Halic gazetesinin internet sayfasında, Muhammed Nureddin imzasıyla yayımlanan makalede şunlara değinildi;
"İsrail'in, Akdeniz'deki özgürlük filosuna yaptığı korkakça saldırının, Türkiye için ve 2002'de iktidar olmasından beri AK Parti için en büyük ve en tehlikeli sorun oluşturacağını söylemek abartı olmayacak. İsrail'in söz konusu askerî operasyonu, kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde Türkiye'yi ve Türkiye'nin son yıllarda güçlü bir şekilde büyüyen rolünü hedef alıyordu.
Bazı hususları başlıklar halinde sıralayabiliriz:
1. İsrail'in saldırısı, "Mavi Marmara" gemisine yönelik olduğundan, şehit düşenlerin çoğu Türk olduğundan ve 400'den fazla Türk taşıdığından doğrudan Türkiye'yi hedef alıyordu.
2. Operasyon, daha önceden hazırlanmış bir operasyon idi. Bu durum, tutuklanma ve sorgulanma yerlerinin ayarlı olmasından açıkça anlaşılıyordu.
3. İsrail'in "Özgürlük Filosuna" saldırısının hedeflerinden birinin de, sivil gemiler göndermek yoluyla Gazze ablukasını kırma girişimlerini engellemek ve buna benzer girişimlerin bir daha tekrarlanmamasını sağlamak olduğunu söyleyebiliriz.
4. Buna ayrıca Erdoğan'ın Davos'taki tarihî tutumundan sonra İsrail'in biriktirdiği intikam duygusu da eklenebilir.
5. Ancak benim görüşüme göre, söz konusu operasyonun asıl amacının, Türkiye'nin sadece Orta Doğu'daki değil, bütün dünyadaki yükselen rolünü dizginlemek olduğunu söylemek yanlış olmayacak.
6. Konuya daha fazla açıklık getirmek için, Türkiye ve Brezilya'nın Tahran ile imzaladığı nükleer anlaşmanın, bardağı taşıran son damla olduğunu söyleyebiliriz. Zira bu anlaşma, Batı ülkelerinin, İran'ın nükleer dosyasında yapmayı başaramadığı hususları, Türkiye'nin yapabildiğini gösterdi. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da Batılı ülkelerin, Türkiye'nin başarısını kıskandığını söylediğinde gerçekleri dile getiriyordu.
7. Türkiye'nin başarısı, Türkiye'yi etkili bir bölgesel ülke konumundan daha yüksek bir mertebeye yerleştirdi.
8. ABD yönetiminin, İran nükleer anlaşmasına gösterdiği karşıt tutumlar bu analizi destekliyor. Zira Hillary Clinton, bu anlaşmanın dünyayı yeni bir tehlikeli döneme sokacağını söyledi. Keza Fransa Cumhurbaşkanı ve İsrail de bu anlaşmayı sert bir şekilde eleştirdiler.
9. İran'a yaptırım uygulama konusunda Çin ve Rusya'nın tutumları ne yazık ki Amerika ve İsrail'in tutumlarından farklı değildi.
10. Bunlardan anlaşılıyor ki söz konusu tutumları sergileyen taraflar, Türkiye aleyhine birleşmişlerdir. Çünkü Türkiye, onların yapamadığını başardı ve dünyada bir barış kahramanı olarak ortaya çıktı. Oysa bu ülkelerin hiçbiri, Türkiye'yi bu denli büyük görmek istemiyor.
11. Bütün bunlardan yola çıkarak "Özgürlük Filosuna" yapılan saldırı kararının, sadece İsrail tarafından verilen bir karar olmayıp aynı zamanda ABD, AB, İsrail, Çin ve Rusya'yı içine alan bir uluslararası ittifak tarafından verilen bir karar olduğunu söyleyebilirim. Bunun amacı da bu güçlerin bazı hassas meselelerde Türkiye'ye koyduğu sınırlara Türkiye'nin uyması gerektiğine ilişkin güçlü bir mesaj göndermek.
İsrail'in Türkiye'ye yaptığı saldırı, eşi görülmemiş bir saldırı idi ve ilk defa bu iki ülke arasında Türk kanı döküldü. "Mavi Marmara" gemisine ve "Özgürlük Filosuna" yapılan saldırı, bütün insanlığa karşı yapılan bir saldırıdır ve aynı zamanda Türkiye'nin egemenliğine, prestijine ve onuruna karşı yapılan bir saldırıdır.
Türkiye'nin yanıtının, saldırının hacminde olması gerekiyor. Yani yanıt büyük olmalı çünkü İsrail'in darbesi büyüktü. Ankara'nın bu saldırı akabinde attığı adımlar örneğin İsrail'deki büyükelçisini geri çağırmak ve İsrail ile olan bazı ortak askerî tatbikatları iptal etmek, İsrail saldırısının hacmiyle mukayese edildiğinde çok mahcup adımlardır.
Türkiye'deki dostlarımıza birkaç şey söylemek istiyoruz: Siz İsrail'i çok iyi tanıyorsunuz. Ancak biz yani Arap dünyası ve özellikle Lübnan, İsrail'i sizden daha iyi tanıyoruz. Bu öfkeli, ırkçı ve bölgeye yabancı olan bu ülke ile kuvvet kullanma dışında (kuvvet derken illaki savaş anlamında olması gerekmiyor) başka bir dil kullanmak yararlı olmaz. Ancak emin olun ki biz sizden Araplar, Müslümanlar ve hatta Gazze ve Filistinliler için büyük bir karar almanızı istemiyoruz; biz sizden Türkiye için ve Türklerin onuru için büyük bir karar almanızı istiyoruz."
BYEGM