Türkiye bunları konuştu
Ergenekon Soruşturması'nda Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün hazırladığı iddianameyi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kabul etti. İşte kabul edilen iddianame;
İlk madde Danıştay: Ergenekon'un ilk maddesi Danıştay'a ayrıldı. Danıştay saldırısıyla ilgili olarak Osman Yıldırım ve Muzaffer Tekin saldırıyı azmettirmekle suçlanıyor. Yıldırım ve Tekin hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
İşçi Partisi: İşçi Partisi Genel Merkezi'nde üç adet ruhsatsız silah bulunmuş olup belgeler arasında "çok gizli" ibareli kopyalar bulunduğu ve İşçi Partisi'nin TSK'da çok gizli biçimde örgütlenmeye çalıştığı görülmüştür. İşçi Partisi'nde bulunan belgeler MİT'e sorulduğunda belgelerin Genelkurmay'a gönderilen belgelerin olduğu anlaşılmaktadır.
Darbe günlükleri yer almadı: İddianamede bazı şüpheliler, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıları azmettirmekle suçlanıyor.
Nokta dergisinde yayımlanan ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen "darbe günlükleri" ise 2 bin 455 sayfalık iddianamede yer almıyor.
Kuvayi Milli Derneği: Yapılan baskınlarda ve aramalarda Kuveyi Milliye Derneği'nin ülkeyi sosyal açıdan zedeleyecek şok suikast planları yaptığı ortaya çıkmıştır.
İddianamedeki suçlamalar: ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''silahlı terör örgütüne yardım etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik'', ''patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek'', ''Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek'', ''devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek'', ''askeri itaatsizliğe teşvik'', ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik''
Başbakan Erdoğan'ın ailesinin danışmanları da fişlendi: "Ergenekon, hizbullah ile bağlantılı", "Ergenekon örgütü PKK ile işbirliği planlıyordu", "Ergenekon örgütü DTP yöneticilerine suikast planlıyordu", "Osman Yıldırım Cumhuriyet'e saldırıyı Veli Küçük'ün talimatıyla yaptığını beyan etti", "Ergenekon mafyayı kendi amaçları için kullanmayı planlıyordu", "Danıştay saldırısının ardından Alparslan Arslan'ın ailesinin hesaplarında artış tespit edildi", "Ergenekon Başbakan Erdoğan'ın 4 danışmanının ailelerini fişledi", "Veli Küçük, Gazi Mahallesi'ndeki kahvehanenin taranması ve adam öldürme emri verdi", "Ergenekon örgütü naylon terör örgütleri kurmayı planlıyordu", "Kuvayi Milliye Derneği cinayetler planlıyordu"
Bir numaralı isim Veli Küçük: İddianamenin bir numaralı sanığı Emekli General Veli Küçük oldu. İkinci sanık ise İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek!
Her ikisi de terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlarından yargılanacak. Küçük, aynı zamanda Danıştay Saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırıları azmettirmekle suçlanıyor.
Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, terör örgütüne destek vermekle suçlanıyor. Selçuk'un yazılarının bir bölümü savcılık tarafından delillendirildi. Selçuk'un 10 yıla kadar hapsi isteniyor. İddianamede diğer sanıklar ise terör örgütüne üye olmak suçundan yargılanacak.
İddianamede hukuki değerlendirme: Örgütün TSK ve MİT ili ilişkisi yok.
Paşalar neden iddianamede yok: Hurşit Tolon, Şener Eruygur ve Sinan Aygün için ek iddianame düzenlenecek.
5 kişi örgütü yönetmekle suçlandı: Ergenekon İddianamesi'nde 5 kişi örgütü yönetmekle suçlanıyor.
İşte iddianamede yer alan o isimler
- İlhan Selçuk
- Kemal Alemdaroğlu
- Doğu Perinçek
- Mehmet Karadağ
- Sevgi Erenerol
Sanıklar ve suçlamaların bir bölümü;
Veli Küçük
(Silahlı terör örgütü kurmak)
Doğu Perinçek
(Silahlı terör örgütü kurmak)
İlhan Selçuk
(Silahlı terör örgütüne üye olmak)
Sedat Peker
(Silahlı terör örgütüne üye olmak)
Sami Hoştan
(Silahlı terör örgütüne üye olmak)
Zekeriya Öztürk
(Silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanıyor)
Muzaffer Tekin
(Silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanıyor)
Güler Kömürcü
(ilahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanıyor)
Ümit Sayın
(Örgüte üyelik ve halkı silahlı isyana teşvikten suçlanıyor)
Kemal Kerinçsiz
(Silahlı isyana tahrik, gizli belgeleri bulundurma ve kaydetmek)
Kemal Alemdaroğlu
(Silahlı örgüt kurmak ve yönetmek)
Mehmet Fikri Karadağ
(Örgütü kurma, hükümeti zorla düşürmeye çalışmak)
Semih Tufan Günaltay
(Terör örgütü üyeliği)
Ergenekon Soruşturması'nda sona gelindi. Mahkeme kritik kararını az önce açıkladı. İşte mahkemenin flaş kararı;
Ağır Ceza Mahkemesi, incelemesini tamamladı. Ergenekon davası kabul edildi. Ergenekon davasında ilk duruşma 20 Ekim'de Silivri Cezaevi'nde yapılacak.
Resmi açıklama henüz yapılmadı ancak İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 2 bin 455 sayfadan ve 441 klasörden oluşan ve 13 ayı aşkın bir süredir devam eden Ergenekon soruşturmasında iddianameyi kabul ettiği öğrenildi.
İddianame, 14 Temmuz'da İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Şüpheliler hakkında ''terör'' suçlarından kamu davası açıldı.
48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheliyi kapsayan iddianamede bazı şüpheliler, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıları azmettirmekle suçlanıyor.
Nokta dergisinde yayımlanan ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen "darbe günlükleri" ise 2 bin 455 sayfalık iddianamede yer almıyor.
1 Temmuz'da yapılan operasyonun dışında kalan 48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheli hakkındaki suçlamalar şöyle:
- Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek
- Silahlı terör örgütüne üye olmak
- Silahlı terör örgütüne yardım etmek
- Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devletini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs etmek
- Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkını silahlı isyana tahrik
- Patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek
- Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik
- Silahlı madde bulundurmak, atmak ve bu suçu azmettirmek
- Danıştay, Cumhuriyet gazetesi saldırılarını azmettirmek
- Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri elde etmek ve kaydetmek
- Askeri itaatsizliği teşvik
Davanın ilk duruşması Silivri Cezaevi'nde 20 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirilecek.
İlk duruşma 20 Ekim'de
Ergenekon davasında ilk duruşma 20 Ekim'de Silivri Cezaevi'nde yapılacak.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ergenekon Soruşturması'nda sona gelindi. Mahkeme kritik kararını az önce açıkladı. İşte mahkemenin flaş kararı;
Ağır Ceza Mahkemesi, incelemesini tamamladı. Ergenekon davası kabul edildi. Ergenekon davasında ilk duruşma 20 Ekim'de Silivri Cezaevi'nde yapılacak.
Resmi açıklama henüz yapılmadı ancak İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 2 bin 455 sayfadan ve 441 klasörden oluşan ve 13 ayı aşkın bir süredir devam eden Ergenekon soruşturmasında iddianameyi kabul ettiği öğrenildi.
İddianame, 14 Temmuz'da İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Şüpheliler hakkında ''terör'' suçlarından kamu davası açıldı.
48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheliyi kapsayan iddianamede bazı şüpheliler, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıları azmettirmekle suçlanıyor.
Nokta dergisinde yayımlanan ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen "darbe günlükleri" ise 2 bin 455 sayfalık iddianamede yer almıyor.
1 Temmuz'da yapılan operasyonun dışında kalan 48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheli hakkındaki suçlamalar şöyle:
- Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek
- Silahlı terör örgütüne üye olmak
- Silahlı terör örgütüne yardım etmek
- Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devletini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs etmek
- Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkını silahlı isyana tahrik
- Patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek
- Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik
- Silahlı madde bulundurmak, atmak ve bu suçu azmettirmek
- Danıştay, Cumhuriyet gazetesi saldırılarını azmettirmek
- Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri elde etmek ve kaydetmek
- Askeri itaatsizliği teşvik
Davanın ilk duruşması Silivri Cezaevi'nde 20 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirilecek.
İlk duruşma 20 Ekim'de
Ergenekon davasında ilk duruşma 20 Ekim'de Silivri Cezaevi'nde yapılacak.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İddianame ile birlikte şok bir ölüm listesi de ortaya çıktı. Listede kimler yok ki... En başta da Büyükanıt var...
İlgili Haberler
Tuncay Güney sanık değil İP suçlamaları uydurma buldu
Basına sızan 2455 sayfalık Ergenekon iddianamesinde şok detaylar yer alıyor. Bunların başında da örgütün ölüm listesi... Listenin zirvesinde çok önemli isimler yer alıyor.
İşte ölüm listesi
-Recep Tayyip Erdoğan (Başbakan)
-Orgeneral Yaşar Büyükanıt (Genelkurmay başkanı: İddianamede yer alan bilgiye göre 2005 yılında Büyükanıt'a suikast planlandı. Büyükanıt'ın koruma planı İşçi Partisi'nde ele geçirildi. Dosyalarda GATA Komutanlarının fotoğrafları da bulundu. )
-Orhan Pamuk (Nobel ödüllü yazar)
-Ahmet Türk (DTP Genel Başkanı)
-Osman Baydemir (DTP Diyarbakır Belediye Başkanı)
-Fehmi Koru (Gazeteci)
-İshak Alaton (İşadamı)
-Bartalameos (Fener -Rum patriği)
-Mesrob Mutafyan (Ermeni cemaati lideri)
-Yargıtay yöneticilerine suikast planlanıyordu.
Ergenekon iddianamede terör örgütü olarak nitelendi. Bu örgüte de çok önemli olaylar not düşüldü. Bazıları gerçekleşmiş olan vakalardı. Bunlardan üçü çok önemli.
Ergenekon işi olduğu iddia edilen 3 olay şunlar;
1-Danıştay saldırısı,
2-Cumhuriyet gazetecine bomba
3-Gazi olayları
Ergenekon örgütünün aynı zamanda NATO tesislerine saldırı planladığı da iddianamede yer alıyor. Bunun yanı sıra Genelkurmay başkanlığı önündeki üst geçit de havaya uçurulacaktı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ergenekon'un tanık listesi açıklandı. Listede sürpriz isimler var. Hanefi Avcı, yıllar sonra tekrar gündemde...
Susurluk skandalında yaptığı şok açıklamalarla gündeme gelen Edirne Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın Ergenekon Operasyonu'nda da tanık olduğu ortaya çıktı.
Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ ve Çatlı'nın sevgilisi Gonca Us'un öldüğü trafik kazası ile ortaya çıkan Susurluk skandalının perde arkasını, yaptığı açıklamalarla ortaya çıkartan dönemin istihbaratçısı Hanefi Avcı, yıllar sonra tekrar gündeme geldi. 47'si tutuklu 86 sanığın yargılandığı Ergenekon davasında 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin iddianameyi kabul etmesi ile beraber izlenen önemli tanıklardan birinin de halan Edirne Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten Hanefi Avcı olduğu ortaya çıktı.
Ergenekon Davası'na tanıklık yapacak isimler belli oldu.
Edirne Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın yanı sıra Yurtbank'ın eski sahibi batık bankacı Ali Avni Balkaner, Muzaffer Tekin'in kardeşi Ahmet Rıza Tekin ve cezaevinde bulunan Nuri ve Vedat Ergin kardeşler de Ergenekon iddianamesindeki tanık listesinde yer aldı.
Aralarında 3 gizli tanığın da bulunduğu, tanıkların tam listesi şöyle:
- Ali Avni Balkaner
- Ahmet Rıza Tekin
- Abdulcabbar Kibaroğlu
- Engin Bağbars
- Hasan İzmirli
- Vedat Ergin
- Nuri Ergin
- Mehmet Seven
- Çetin Göç
- Sedat Tatar
- Doğan Ceylan
- Nuri Seçkin Albayram
- Gizli Tanık A
- Gizli Tanık B
- Gizli Tanık C
- İsa Öztürk
- Faik Büyükteoman
- Tevfik Remzi Arasan
- Rüstem Kürşat Rüstemoğlu
- Erdal Can
- Nevzat Bozdoğan
- Fatma Müge Tekin
- Metin Sadi
- Dursun Koç
- Cem Akar
- Hanefi Avcı
- Pınar Güner
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ergenekon'un suç listesi bir hayli kabarık. PKK ile işbirliği en çarpıcı olanı. Bir de fişleme olayı ve naylon terör örgütü var.
Ergenekoncuların suç listesi bir hayli kabarık. Listede deyim yerindeyse yok yok... Hükümeti yıkma girişimi, silahlı suikastler, Danıştay saldırısı en sarsıcı olanlar...
İşte suçlamalar;
-Silahlı terör örgütü kurmak
-Silahlı terör örgütüne yardım etmek
-Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs
-Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik
-Patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek
-Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek
-Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek
-Askeri itaatsizliğe teşvik
-Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik
HİZBULLAH VE PKK İLE İŞBİRLİĞİ
-Ergenekon, hizbullah ile bağlantılı",
-Ergenekon örgütü PKK ile işbirliği planlıyordu
-Kürt -Türk çatışması çıkarmak için DTP yöneticilerine suikast planlamak.
-Osman Yıldırım Cumhuriyet'e saldırıyı Veli Küçük'ün talimatıyla yaptığını beyan etti
-Ergenekon mafyayı kendi amaçları için kullanmayı planlıyordu
-Danıştay saldırısının ardından Alparslan Arslan'ın ailesinin hesaplarında artış tespit edildi
-Ergenekon Başbakan Erdoğan'ın 4 danışmanının ailelerini fişledi
-Veli Küçük, Gazi Mahallesi'ndeki kahvehanenin taranması ve adam öldürme emri verdi
-Ergenekon örgütü naylon terör örgütleri kurmayı planlıyordu
-Kuvayi Milliye Derneği cinayetler planlıyordu.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ergenekon iddianamesinin her satırı şaşırtmaya devam ediyor. Mustafa Kemal Atatürk de iddianamede yer alıyor. Bakın nısıl?
İlgili Haberler
Hakim Cumhuriyet okuru! Mumcu'nun katili iddianamede!
Ergenekon iddianamesi açıklandı. İçinde 1923 yılında kurulan Kuvay-ı Milliye örgütünden Mustafa Kemal Atatürk'e kadar birçok çarpıcı iddia var.
İddianamenin 8. maddesine göre sanık Sevgi Erenerol'dan 'Derin Ergenekon' adlı bir belge çıktı. Belgede Atatürk'ün de kendi örgütlerinin tarikatvari ve dini yapısının içinde olduğu belirtiliyor.
"ATATÜRK DE ÖRGÜTÜN İÇİNDE"
'Derin Ergenekon' isimli belgeden iddianameye yansıyan çarpıcı ifadeler ise şöyle;
"Alpler alperenlar adlandırılan örgütsel konumda kişilerin Türk ordusuna sızmaya çalıştıkları ve gizlilik gereği olan bazı şeylerin açıklanmaması gerektiği, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın Ergenekon'un gözbebeği olduğu, hatta daha da ileri gidilerek Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün dahi kendi örgütlerinin tarikatvari ve dini yapısının içerisinde olduğu ancak bunun henüz açıklanmasının zamanı gelmediğinden açıklanmaması gerektiği şeklinde ibarelerin bulunduğu görülmüştür"
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Öyle bir iddianame ki bugüne kadar cevap arayan her şey var... Uğur Mumcu'nun katili bile... Bakın Mumcu'yu kim öldürmüş?
Ergenekon soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan ve Ergenekon Örgütü'nün lideri olduğu iddia edilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün evinde bulunan bir belge gazeteci Uğur Mumcu cinayetine ilişkin tartışma yaratacak önemli bir detayı ortaya koyuyor. Belgeye göre Mumcu'yu İsrail'de eğitim alan özel tim öldürmüş.
13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edilen Ergenekon İddianamesi'nde, Veli Küçük'ün evinde ele geçirilen belgelerden biri Uğur Mumcu hakkında.
İddianamede, Haki renkli '2005' ibaresi bulunan ajandada yeraldığı belirtilen rapora ilişkin bilgi aynen şöyle yer aldı:
UĞUR MUMCU'NUN KATİLİ
Bu ajanda içerisinde bulunan doküman; 02 Şubat 1993 tarihli ve 01.789.0879/435 sayılı Milli İstihbarat Teşkilatı'dan, Sönmez KÖKSAL müsteşar imzası ile 'ÇOK GİZLİ' ibaresi ile Başbakanlık Makamına hitaben yazılmış, imzalı, Uğur Mumcu konulu resmi belgede; ABD'nin Ortadoğu'yu kontrol altına alıp Türkiye'nin dine dayalı bir yönetim altına girmesini önlemek amacıyla, ABD Haberalma Servisi CİA denetiminde, İsrail Kabine görevlisi HAİM BAR-LEV kontrolünde, İsrail 'OADNA' birliklerinde eğitim gören altı kişilik özel tim 'Hayre' deniz üssünden botla Türkiye'ye giriş yaptıkları, bahse konu timin hedefinin Gazeteci Uğur Mumcu ve Mehmet Ali Birand'ı öldürtmek olduğu, gazeteci Uğur Mumcu'yu öldüren tim elemanları ikinci görevleri Mehmet Ali Birand'ı öldürmek için ülkemizden çıkış yapmadıkları, Tim elemanlarının İsrail Hükümetinin Ankara temsilciliğinde kaldıklarının tespit edildiğine dair istihbarat raporu olduğu..
RAPOR MUMCU'NUN ÖLÜMÜNDEN 10 GÜN SONRA YAZILMIŞ
İddianamede yeralan MİT ile ilgili bu raporun gazeteci Uğur Mumcu'nun öldürülmesinden 10 gün sonra yazıldığı anlaşılıyor. Turgut Özal'ın MİT Müsteşarlığı'na getirdiği ilk diplomat kökenli Müsteşar olan Sönmez Köksal, o dönem iş başında bulunan DYP-SHP hükümeti sırasında da görev yaptı. Bağdat Büyükelçiliği'nden sonra 1992'de bu göreve getirilen Köksal'ın raporu dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'e verdiği anlaşılıyor.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İddianamede Ergenekon'un örgütlenme yapısı ve faaliyet alanlarına yönelik ifadeler de yer aldı. Nazi benzetmesi yapıldı.
Ergenekon iddianamesinde örgütün, faaliyet yapısı, örgütlenmesi, gelirleri ve amaçlarına yönelik şiddet eğilimlerine yönelik faaliyetleri de yer aldı.
İddianameye göre Ergenekon'un örgütlenme yapısı Nazi örgütlenişine benzetilirken, kitle imha silah üretimi, hacker yoluyla banka soyma ve kara para aklamak için kargo ticareti yaptığı ifadelerine yer verildi.
İddianamede örgütlenmenin faaliyet alanlarına yönelik şöyle denildi:
Örgüt belgeleri ve elde edilen delillerden Ergenekon örgütünün değişik alanlarda örgütlenmek ve taban oluşturmak için faaliyetlerde bulunduğu örgütlenmeye masonik Bilderberg Örgütü, Alman Nazi örgütlenişi, İngiliz İstihbaratının örtülü örgütlenme modelleri ve bazı Avrupa ülkelerinde sivil toplum örgütlenişleri ile doğu kaynaklı bazı istihbarat ve siyasal örgütlenmelerinin kaynaklık ettiği belirtildi.
İddianameye göre yapılan örgütlenmenin tespit edilen faaliyetleri şu şekilde:
YURTİÇİ VE YURTDIŞI ÖRGÜTLENMEYE YÖNELİK FAALİYETLER
1- TSK içine sızarak örgütlenme faaliyetleri
2- Devlet içine sızarak yapılanma ve örgütlenme faaliyetleri
3- Tüm sivil toplum kuruluşları içinde örgütlenip gizlice yönetme ve yapılanma faaliyetleri
4- Medya ve yayın organlarının kontrol altına alınıp hakim güç olma faaliyetleri
5- Kontrol altındaki medya kuruluşlarıyla dezenformasyon amaçlı faaliyetler
6- Terör örgütü kurup yönetme ve terör örgütleriyle işbirliği yapılması faaliyetleri
7- Sendikalar ve işçi örgütlerini tek merkezden yönetme faaliyetyleri
8- Üniversitelerde gençlik teşkilatlarıyla örgütlenme faaliyetleri
9- Tüm kamu personeli ile siyasi ilişkiler hakkında istihbarat toplama faaliyetleri
10- Sistemle barışık olmayanların örgüte alınması
11- İllegal kişileri örgüte alıp kullanma
ÖRGÜTE GELİR GETİRİCİ İLLEGAL FAALİYETLER
1- Mafyanın kontrol altına alınması faaliyetleri
2- Uyuşturucu ticaretinin kontrol altına alınması faaliyetleri
3- kamu ve hazine arazilerinin illegal olarak satılması
4- Bankalardan hackerlar yoluyla para çalma
5- Kimyasal silah üretim ve ticareti
6- Hava kargo ticareti (Kara para aklamak için)
7- Naylon dini içerikli vakıflar kurulması
8- Naylon şirketler kurulması
9- İnsan kaçakçılığı ticareti
10- Sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla yardım toplama faaliyetleri
ELDE EDİLECEK İLLEGAL GELİRLERİN AKLANMASI
1- Ticari şirketler kurulması
2- Holdingler kurulması
3- Bankalar kurulması
4- İlaç kimya sanayi kurulması (kitle imha silahlarının üretilmesi için)
5- Özel güvenlik şirketlerinin kurulması
6- Hazine arazileri üzerinde yeni organize sanayi alanları
7- Yeni toplu konut alanlarının oluşturulmasından rant elde etmek
8- Kargo ve taşımacılık şirketlerini kurulması.
AMAÇLARINA ULAŞMAK İÇİN SİLAHLANMA VE ŞİDDET EYLEMLERİNE YÖNELİK FAALİYETLER
1. Terör örgütün kurulup yönetilmesine ilişkin faaliyetleri
2. Çeşitli yollarla psikolojik harp yöntemlerinin kullanı8lması yoluyla dezenformasyon faaliyetleri
3. Darbe zemini için ülkede kaos ortamı oluşturup etnik çatışma çıkarma faaliyetleri
4. Siyasileri dize getirmek için suikast yapılması faaliyetleri
5. Suikastlar ve provokasyonlar için silahlanma faaliyetleri
6. Suikastlar için hücre yapılanması şeklinde timler oluşturulması
7. Devlete ait gizli belgeleri elde edip Ergenekon Terör Örgütünün amaçlarına uygun olarak kullanılması eylem ve faaliyetleri
8. Ergenekon Terör Örgütünün amaçları arasında bulunan bilginin paraya dönüşebilmesi amacıyla yapılan istihbarat ve bilgi toplama faaliyetleri
9. Kurulan özel güvenlik şirketlerinin bu amaçla (istihbarat) kullanılması faaliyetleri
10. Kurulan dernek ve vakıfları istihbarat elde etmede kullanma faaliyetleri
11. Kurulan derneklerin toplumsal olaylarda ve provokasyonlarda kullanılması faaliyetleri
12. Dernek üyelerini silahlandırıp silahlı eğitim verme faaliyetleri
Olarak tespit edildiği bu faaliyetlerin tümünün örgütsel içerikli dokümanlardan yazılı olduğu ve bu yazılı karaların tamamının uygulamaya geçirilip eyleme dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
2500 sayfalık iddianamede adı hiç geçmiyor ama eşgali belli. Ergenekon Örgütü'nün gizli liderinin eşgali bakın nasıl?
Ergenekon Davası'nda 1 numaralı sanık olarak Veli Küçük görünüyor. Ancak örgütün 1 numarasının yani gizli liderinin adı 2455 sayfalık iddianamede hiç geçmiyor.
Peki 1 numara kim? Adı bilinmiyor ama eşgali belli... Tutuklu sanıklardan "Ergenekon'un çöküşü" kitabının yazarı Zihni Çakır ifadesinde bakın onu nasıl tanımlamış:
60 YAŞLARINDA, KIR SAÇLI, GÖÇMEN TİPLİ
"1 Numara hitap ettikleri kişinin adı görüşmelerde Doğu Bey, Hayrettin Bey ve Sadullah Bey diye geçti. Türkeli Gazetesi'ne sık sık gelen 1 Numara, 60-65 yaşlarında, sarı saçlı, göçmen tipli, saçları seyrek, sert mizaçlı, bıyıksız, sakalsız. Çevresi kendisine "Komutanım" diye hitap ediyor. 1 Numara tip olarak sanıklardan Muzaffer Tekin'e benziyor, ancak ondan daha zayıf. Hiçbir gazetede resmini görmedim. Telefon kullanıyor, ancak telefon numarasını kimseye vermiyor. Onun gücünü özellikle 28 Şubat döneminde iyi gördüm"
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ergenekon biri hariç tüm gazetelerde manşetti. Peki o manşetlerde neler vardı? İşte tüm gazetelerin Ergenekon yorumu:
İNTERNETHABER
Dün yayınlanan Ergenekon iddianamesi bugün gazetelerin manşetindeydi. Neredeyse tüm gazeteler Ergenekon olayını manşet ya da sürmanşetten verdi. Sadece Birgün Gazetesi Ergenekon'u birinci sayfadan görmedi.
İddianamede başyazarı da yer alan Cumhuriyet Gazetesi'nin manşeti "Av tüfeğiyle darbe" başlığıyla çıktı ve "hukukçulara göre bu dava 1000 yıl sürer" diye yazdı.
Doğan Grubu gazeteleri yorumsuz başlıklarla çıkarken, en yorumlu başlık "Kan, kaos, cunta" başlığıyla Sabah Gazetesi'nin oldu. Yayın yönetmeni operasyon kapsamında gözaltına alınan Tercüman Gazetesi de "İddianamede müthiş iddialar" diye tarafsız bir başlık attı.
Ergenekon yayınlarıyla dikkat çeken Taraf'ın manşeti ise yine destek verir nitelikteydi: "1923'te kuruldu, 2008'de arınıyor"
ERGENEKONLA İLGİLİ TÜM GAZETELERİN MANŞETLERİ ŞÖYLE:
Hürriyet: İşte Ergenekon
Milliyet: Şok suçlamalar!
Sabah: Kan, kaos, cunta!
Vatan: İddialar vahim, söz savunmada
Akşam: İşte o iddianame
Zaman: Yüzyılın en büyük davası
Radikal: Suçlamalar tüyler ürpertici
Star: Hakimin katili Ergenekon
Yeni Şafak: İhanet davası
Vakit: Ergenekon iddianamesine mahkemeden onay
Tercüman: İddianamede müthiş iddialar
Takvim: Karanlık destan
Türkiye: Ergenekon'da şok iddialar
Bugün: İşte kaos planı
Cumhuriyet: Av tüfeğiyle darbe
Güneş: Ergenekon'da Mit ve asker yok
Posta: Ergenekon bombası
Taraf: 1923'te kuruldu, 2008'de arınıyor
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İddianamede Cumhuriyet gazetesi önemli bir yer tutuyor. Selçuk'u yakan isim ise Tuncay Güney olmuş! İşte önemli ayrıntı;
Açıklanan Ergenekon İddianamesi en çok da Cumhuriyet yazarları ve çalışanlarını hayal kırıklığına uğracak gibi! İlhan Selçuk'un gözaltına alınmasıyla birlikte gazetede başlayan Ergenekon savunmaları, Selçuk'un teknik takibe takılan telefon konuşmalarıyla neredeyse çürüdü!
Ergenekon İddianamesi'nin medya bölümlerini irdeleyen Gazeteciler.com,en çok dikkat çeken kısımlarını okuyucuları için deşifre etti. Süzgece takılan en önemli kısım ise Cumhuriyet gazetesi ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un, aylarca süren teknik takip sonunda kayıt altına alınan telefon konuşmaları oldu. Selçuk'un Ergenekon ilişkisi iddianamede savcılık tarafından tüm detaylarıyla delillendirmiş! İddianamaye göre Ergenekon'un amiral gemileri Cumhuriyet gazetesi ve Ulusal Kanal! Her iki medya kuruluşunun görevi ise örgütün iletişim yapılanmasını sağlamak.
ADI 2000 KEZ GEÇİYOR
İddianamenin tüm bölümleri incelendiğinde iki bine yakın İlhan Selçuk ismine rastlanıyor. Örgütün Teori Tasarım ve Plânlama Dairesi Başkanlığı olarak adlandırılan bölümünün başkanlığını üstlendiği belirtilen iddianemede, Selçuk'un ismi çoğunlukla ad-soyad olarak yer alırken; zaman zaman da İ. Selçuk, Selçuk Abi ve Selçuk gibi ifadelere de rastlanıyor. 2455 sayfanın tamamı incelendiğinde
SELÇUK'U YAKAN İSİM TUNCAY GÜNEY
Selçuk'un, örgütün yapılandırılmasında aktif rol oynadığı ve medya ayağını sağladığı iddia ediliyor. İlhan Selçuk'u Ergenekon Soruşturması'nın tam ortasına düşüren isim ise Ergenekon'un kara kutusu olarak tanımlanan Tuncay Güney. Polis, Tuncay Güney'in ifadesinin ardından gerekli mahkeme izinleri de alınarak İlhan Selçuk'u dinlemeye alıyor.
"AK PARTİ'NİN KAPANMASI BİZE YARAR"
İddianemede İlhan Selçuk'a ait bir telefon konuşması ise bir hayli ilginç. Selçuk, İ. Yıldız'la yaptığı telefon konuşmasında AK Parti'nin kapatılması ve ekonomik bir kriz yaşanması halinde Türkiye'nin karıyabileceğini böyle bir durumda da kendileri için biraz umut doğabileceğini söylüyor.
CUMHURİYET ERGENEKON'UN
İddianamede bariz biçimde ortaya çıkan bir diğer unsur ise Ergenekon-Cumhuriyet gazetesi ilişkisi! Ergenekon'un medya ablukasının en önemli ayağını oluşturduğu iddia edilen Cumhuriyet için örgüt, reorganizasyon yani yeni bir yapılanma istiyor.
DARBE YAPMAYA TEŞVİK
Öte yandan iddianamenin İlhan Selçuk'a yöneltilen suçlamalar bölümünde, örgütün üst düzey kadrosu hakkında bilgi veriliyor. İddianamaye göre daha önce benzer örgütsel suçlardan dolayı hakkında yasal işlem yapılan Selçuk'un bugünde aynı örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğü, iktidarla mücadele görünüşü altında ülkenin her yandan işgal edildiği evham ve hezeyanları uyandırarak halkı devlete ve hükümete karşı ayaklandırmaya çalıştığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini darbe yapmaya teşvik ettiği belirtildi.
ULUSAL MEDYA 2001 VE CUMHURİYET PLANI
Ergenekon İddianamesi'nde Cumhuriyet gazetesi ise iki önemli projede temel görevler üstleniyor. Bunlardan ilki örgütün çıkarları için medyanın tek elden toplanma planı. Bunun içinde Cumhuriyet için yeni bir strateji hazırlığı içine giriliyor. Örgütün bir diğer planı ise Cumhuriyet'i İlhan Selçuk'u da ikna ederek tamamen ele geçirmek ve Ulusal Medya'nın merkezi haline getirmek (159. sb) Bu amaçla Ulusal TV'de ele alınırken, Ulusal TV'nin Cumhuriyet'in başarısına gölge düşürebileceği bu nedenle Cumhuriyet'in Kanal 6 ile evlilik yapması gerektiği belirtiliyor.
CUMHURİYET REORGANİZASYONU
İddianameye göre örgüt Cumhuriyet için yeni bir yapılanma öngörüyor. Cumhuriyet Reorganizasyonu olarak ifade edilen bu yeni yapılanma gereği, gazetenin A'dan Z'ye tüm kadrosu değiştirilecek ve gazetenin başına saplantıları olmayan, değişik koşullara uyum sağlayabilme ve öngörü yeteneğine sahip, gerçek bir gazetesi portesi geçirilecek. İddianamenin 159. sayfasında ise örgütün üç medya kuruluşundaki yapılanmayı tamamladığından bahsediliyor. Buna göre örgüt, ortak bir akıl ile Cumhuriyet, Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisindeki yapılanmayı tamamlayarak, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmaya başlıyor.
Kaynak: www.gazeteciler.com
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İddianamedeki telefon görüşmelerinden hayli ilginç bilgiler çıkıyor. Bunlardan biri de atv'yle ilgili. Bakın Ergenekoncuların hedefi neydi?
İddianameye göre Ergenekon örgütünün en büyük hedefi kendi medyasını oluşturmaktı. Böylece ulusal ve uluslar arası oluşumları, doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme denetleme ve kontrol altına alabileceklerdi. Örgüt bu hedefini gerçekleştirmek için TMSF'nin satışa çıkardığı ATV televizyonun ihalesine girmek için konsorsiyum oluşturmuş.
Bu olay Hayrettin Ertekin'in, Ergenekon iddianamesinde bulunan 1617 tape numaralı telefon görüşmesinde ortaya çıkıyor. Ertekin, N.A. isimli şahısla yaptığı konuşmada şunları söylüyor:
ATV İÇİN KONSORSİYUM
"Televizyon devam ediyor. İşte şimdi bu ATV ihalesi için bir konsorsiyum oluştu. Ona girmeye çalışıyoruz Bizim Beyefendinin organize ettiği bir grup var Onla çalışıyoruz. Ben de oradayım yani"
İddianamede ATV ihalesi hakkındaki bu konuşmanın bahsedildiği bölümde Ergenekon terör örgütünün medyayı kontrol etme ve kendi medyasını oluşturma amaçlı planlarından bahsediliyor.
MEDYAYI KONTROL ETME AMACI
İddianamede, yasadışı Ergenekon terör örgütünün "ERGENEKON Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi İstanbul 29 Ekim 1999" isimli dokümanında Ergenekon'un medya kuruluşlarını kontrol etme amacı anlatılıyor.
İddianamede söz konusu dokümanda "kendi medya kuruluşlarını oluşturarak mevcut ulusal ve uluslar arası oluşumları, doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini uygulamaya koyma" zorunluluğunun anlatıldığı kaydediliyor.
İddianamede Ergenekon'un sivil yapılanması olarak faaliyet yürüten Lobi yapılanmasının faaliyet ve hedefleri de anlatılıyor. "Lobi Çok Gizli Aralık 1999/İstanbul" isimli dokümanın "7/7) İLETİŞİM VE PROPAGANDA" başlığı altında; İletişim ve Propaganda departmanının bir başkan ve beş yardımcıdan oluştuğu, bu departmanın görevinin, amaçlara uygun olarak medya kuruluşlarını bilgilendirmek, yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmak görevinin olduğu, ayrıca faaliyetlerde amaçlara uygun kamuoyu oluşturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması çalışmalarını yürüteceği ..." anlatılıyor.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İddianamede Veli Küçük'ün fişlediği sanatçılar da yer alıyor. Sibel Can'dan İbrahim Tatlıses'e birçok isim var. İşte o sanatçılar;
Ergenekon iddianamesinde Veli Küçük'ün sanatçılardan gazetecilere kadar birçok kesimden ünlü ismi fişlediği iddiaları da yer aldı
Veli Küçük'ün evinde elde edilen örgüt dökümanları içerisinde 'Arenadaki Sanat Gladio Sanatçıları' isimli dökümanın "İstihbarat Örgütlerinin Fuhuş ve Eğlence Sektörü Bağlantıları başlığı altında sanatçılar arasında Nükhet Duru, Nuri Sesigüzel, İbrahim Tatlıses, Erol Simavi, Sibel Can, Gülben Ergen, Sezen Aksu, Emel Sayın, Ayman Artun, Lüks Nermin, Terzi Mualla, Kenan Kalav, Turgut Demirağ, Leyla Sayar, Rüçhan Çamay gibi birçok kişinin özel hayatları etnik kimlikleri ve ideolojik düşünceleri ile ilgili fişleme yapıldığı görülüyor.
ARAŞTIRMACI GAZETECİ LİSTESİ
"Araştırmacı Gazeteci Prototipleri" başlığı altında ise kamuoyunca da tanınan birçok televizyoncu, gazeteci ve yazar hakkında, CIA, MOSSAD, MİT, Hiram Abas ekibinden, Sönmez Köksal ekibinden, Mehmet Eymür ekibinden, Miktat Albay ekibinden gibi medyanın içinde MİT ve yabancı istihbarat örgütleri ile bağlantılı olan gazeteciler şeklinde bir ayrıntılı tasnifin yapıldığı görülüyor.
Ayrıca emekli bir üst düzey bürokrat hakkında MİT üyesi olduğu ve bu kişi aracılığıyla kamuoyu oluşturulduğu yönünde bilgiler de bulunuyor. Oluşum isimli dökümanda ise Mesut Yılmaz, Güneş Taner, Alaattin Çakıcı hakkında bilgilerin yer aldığı , bunun yanı sıra özellikle Yiğit hakkında ayrıntılı bilgilerin yanı sıra şahıslar arasındaki ilişkileri bulunduğu, Biyografı isimli dökümanda ise Kemal Gülman isimli bir işadamı hakkında ayrıntılı bilgilerin bulunduğu, Örtülü Faaliyetler Bir isimli döküman içeriğinde de Orgeneral Çevik Bir hakkında ayrıntılı bilgiler bulunuyor.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Eski rektör Alemdaroğlu ve eski Gnkur. Başkanı Org.Karadayı arasındaki dikkat çeken telefon konuşması da iddianamede.
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ancak daha sonra serbest bırakılan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı arasında yaşanan ilginç bir telefon konuşması da Ergenekon İddianamesi'nde yeraldı.
İddianamede, 9 Şubat 2008 tarihinde Karadayı ile Alemdaroğlu arasında yapılan ve teknik takibe takılan telefon görüşmesinde, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yaşanan sürecin sorumlusu olarak gösterilirken, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, dönemin hükümet ortağı ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz tarafından yeniden seçilmesinin engellenmesi eleştiriliyor.
İddianamede yeralan telefon görüşmesinin diyaloga çevrilmesi halinde Alemdaroğlu ile Karadayı arasında aynen şöyle bir konuşma yaşanıyor:
-İ.H.KARADAYI : "Akşam ekranda izledik ki gayet hoşuma gitti gayet güzel konuştunuz" "haber türkte" "ama geç kaldı geç soktular sizi" "halbuki bir sürü şeylerden bahsedeceksiniz siz"
-K.ALEMDAROĞLU : "E evet çok bahsedilecek şey var bu arada sizin gönderdiğiniz e-maili de hemen orda kullandım" "O İranlı heykeltıraşı siz gönderdiniz gibi hatırladım ben"
-İ.H. KARADAYI : "Ha ha tabi tabi tabi" Kitap adamın esas kitabı bütün dünyada var ayrıca"
K. ALEMDAROĞLU: "Fakat ben eğer izledinizse son sözde bugün geri çeksin geri çeksin dedim ama birisi bi güç geri çektirtmeli böyle şey mi olur yani"
-İ.H. KARADAYI: "Evet aynı fikirdeyiz ama ne yapalım dur bakalım ne olacak" "bugün Celal Şengörün de yazısı var bilim teknikte şimdi hanım onu okuyor sizin hakkınızda çok olumlu" "bu günkü cumhuriyetin eki"
-K.ALEMDAROĞLU: "Gördüm sağolsun ama işte yani bütün suçlu Ahmet Necdet Sezer'dir ve bu durumların Türkiye'nin gelmesinin tek müsebbibi o dur"
-İ.H.KARADAYI: "Maalesef"
-K.ALEMDAROĞLU: "Mesala Demirel olsaydı bunlar asla bu noktaya gelemezdi"
-İ.H. KARADAYI: "Gelmezdi canım yani çok tatsız bi gidiş var hayırlısı" "bakalım ne olacak"
-K.ALEMDAROĞLU: "Mesut Yılmaz Demirel'i engelleyen yani böyle birkaç kişinin yüzünden Türkiye bu hallere geldi"
-İ.H.KARADAYI: "Bahçeli Bahçeli" "Sorumlusu iki şubatı icat etti" "ondan sonrası cumhurbaşkanlığı seçiminde ben hemen meclise girecem dedi ya, adam uzlaşmayla seçeceğiz dedi, girecem diyince ne uzlaşma ben seçiyorum bunu dedi" "ondan sonra bide anlaşılmıyor bu şeyi anlaşma yaptı ama muazzam bi yakınlık var MHP'ye karşı korkunç bi nefret var"
-K.ALEMDAROĞLU: "Sözüm ona vakıflar yasasına karşı çıkıyor Lozanı deliyolar diyo Lozanın ana moktaları laiklik onu deliyor şimdide yani orda göstermelik işler yapıyo"
-İ.H.KARADAYI: "Evet fakat siz zaman zaman çıkın televizyona"
-K.ALEMDAROĞLU: "Efendim valla komutanım bende artık komutanım bilemiyorum beni mahkemelerle uğraşırkan arda televizyonlara tabiî ki davet edildiğim yere hayır demiyorum ama"
-İ.H.KARADAYI: "Hayır demeyin gidin gidin" "çok faydalı oluyor" "onların hepsini geçecek atlatacaksınız"
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ergenekon Operasyonu'nda Konya Merkezli gözaltına alınan 20 kişi serbest bırakıldı.
Konya merkezli olarak 5 ilde düzenlenen operasyon kapsamında, bugün adliyeye getirilen ve aralarında dün akşam saatlerinde teslim olduğu belirtilen bir kişinin de bulunduğu 20 kişi, serbest bırakıldı.
Aralarında Milli Çözüm Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Akgül'ün de bulunduğu 19 kişi Konya Emniyet Müdürlüğündeki sorgulamalarının ardından Adana'ya gönderildi. Bu gruba, aynı kapsamda aranırken teslim olan bir kişinin daha eklendiği belirtildi.
Cumhuriyet Savcılığı, ''terör örgütü kurmak ve üye olmak'' iddiasıyla ifadeleri alınan 20 kişiyi, serbest bırakıldı.
Gözaltına alınanlardan Prof. Dr. Uçkun Geray'ın kızı Elif Geray, babasının haksız yere gözaltına alındığını söyledi. Elif Geray, ''Başımız dik, alnımız ak. Onun ailesi olmaktan gurur duyuyoruz'' dedi.
Ahmet Akgül de, adliyeden çıkarılırken gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de dış güçlerin oyunlarının tutmadığını iddia ederek, ''Ergenekon yapılanmasıyla milli görüşün hiçbir bağlantısı yok. Serbest bırakılma çok büyük ve hayırlı gelişmelere vesile olacak'' diye konuştu
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Şimdi tüm gözler ona çevrildi. Davanın hakimi Köksal Şengün nasıl biri? Arkadaşlarına göre davanın kararı belli. Bakın neler anlattılar?
Ergenekon davasında gözler, davaya bakacak İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'e çevrildi. Tempo dergisinden Eyüp Erdoğan, Hakim Şengün'ü, dostlarına ve meslektaşlarına sordu. Söyledikleri çarpıcı: Mizacı mahkûmiyete yöneliktir ve bir Cumhuriyet okuru!
İddianame açıklandı. Gözler ona çevrildi. Davanın hakimi Köksal Şengün nasıl biri?
ÇATIK KAŞLI HAKİM
Sert bir hâkim olarak bilinen Köksal Şengün'ün davalarında bulunan bir avukat onu şöyle tanımlıyor: Kürsüsüne hâkim bir insandır. Zaman zaman sertleştiği anlar da olur. Ama savunmayı kısıtlayan, 'sus sus' diyen bir adam değildir. Çok zeki bir adam. Usul kurallarına bağlı ve otoriter biri. Benim aldığım izlenime göre, sosyal demokrat bir dünya görüşüne sahip. Köksal Şengün, kürsüde kaşları çatık bir hâkimdir.
MAHKUMİYET KARARI VERİR
Köksal Şengün ile bir başka ağır ceza mahkemesinin başkanı olarak aynı kulvarda çalışan emekli bir hâkimse, Şengün'ün cezaya dönük mizacının altını çiziyor: İddianameleri mahkûm ettirmek niyetiyle okur. Karakter olarak bir hâkim cezalandırmaya dönük yapıya sahipse, ister istemez mahkûmiyet kararı verir. Köksal'da da öyle bir yapı var. En azından bazılarını mahkûm eder.
UÇ FİKİRLERİ YOKTUR
Emekli hâkim, Köksal Şengün'ün dünya görüşüyle ilgili olarak ise, Köksal dinci bir adam değil. Sosyal demokrat bir insandır. Uç fikirleri olan bir insan değildir diyor.
CUMHURİYET OKURU
Hâkimlikte kariyer merdivenlerini hızla tırmanan Köksal Şengün, acaba günlük yaşantısında nasıl bir insan? Bu sorunun yanıtını Sürmene'nin Baştımar Köyü'nden Köksal Şengün'ün bir aile dostunun kızından alıyoruz. Kürsüde sert bir hâkim olduğu bilinen Şengün için yakın dostunun kızı, Çok cana yakın, konuşkan ve hatırlı bir insandır. Sürmene'ye her yaz gelir. Kitap ve gazete okumayı seviyor. Mahallesindeki insanlarla iç içe. Memleketinde düğün olduğunda da ilgilenen bir insan. Köye geldiğinde muhtarlığa gidiyor ve oradaki çay ocağına takılıyor. Ev ziyaretleri yapmayı, çay içmeyi ve karalahana sarmasını çok seviyor. Eskiden babamla beraber Cumhuriyet gazetesi okurdu. Şimdi okuyor mu bilmiyorum. Buraya geldiğinde babasının eski evini yıktırarak yaptırdığı iki katlı evde kalıyor diyor.
TOLON VE ERUYGUR'UN TUTUKLANMASINA KARAR VERDİ
Ergenekon davası bilgisayarla yapılan kura çekimi sonucu İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıktı. Mahkeme heyeti, başkan, iki üye, bir yedek üye ve mahkeme savcısından oluşuyor. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, üyeler Kemal Can ve Hasan Hüseyin Özese, yedek üye Sedat Sami Arışıloğlu. Mahkeme savcısı ise Emin Aydinç. Mahkeme, iki bin 455 sayfalık iddianame doğrultusunda davayı inceleyecek ve karara bağlayacak. 13'üncü Ağır Ceza, daha önce de orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur'un tutuklanmasına karar vermişti.
DİĞER DAVALAR
Mahkeme, baktığı önemli davalarla biliniyor. Bu davalar arasında DTP milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata hakkında, Yasa dışı örgüte üye olmak iddiasıyla açılan dava da var. Hizbullah ana davasının yanı sıra Loui Sakka'nın avukatı Osman Karahan'ın davası, yasadışı DHKP-C davası da bu mahkemede görülüyordu. Ergenekon davasının bu mahkemeye verilmesinin ardından, baktığı diğer tüm davalar elinden alındı ve bu davaya odaklanması sağlandı.
DÜNDAR KILIÇ'IN KÖYÜNDEN
Sürmene'nin Baştımar Köyü'nden Köksal Şengün dışında başka ünlü isimler de çıktı. Mesela gözaltılar hariç hayatının 21 yılını cezaevinde geçiren ünlü mafya babası Dündar Kılıç, 1953'te Baştımar'da doğdu. Köyün bir diğer ünlüsüyse 'Banker Kastelli' adıyla tanınan ve geçen ay intihar eden Abidin Cevher Özden. Baştımar Köyü'nden çıkan ve adını tüm Türkiye'ye duyuran son isimse Zeki Baştımar. Türk sol hareketinin önderlerinden Zeki Baştımar, Türkiye Komünist Partisi İcra Komitesi üyesiydi. Sürmeneliler, Baştımarlılara genellikle Mahnolu anlamına gelen 'Mahnoli' diyor. Mahno, Sürmenelilerin Baştımar Köyü'nün de bulunduğu bölgeye verdikleri ad. Baştımar, Sürmene'nin hiç Rumca konuşulmayan ve ismi Türkçe olan nadir köylerinden biri.
RÜŞVET ÇARKINI BOZMUŞTU
Köksal Şengün, 1993 yılında DGM'de ayak uyduramadığı rüşvet çarkını ve meslektaşlarının rüşvet karşılığı tahliye kararlarını savcıya ayrıntılarıyla anlatmasıyla biliniyor.
Kaynak: Eyüp Erdoğan / Tempo
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kars'ın Kağızman ilçesinde askerle PKK arasında bir çatışma çıktı. Kötü haber tez ulaştı.
Kars'ın Kağızman ilçesinde askerle PKK arasında çıkan çatışmada bir onbaşı şehit oldu. Bir er de yaralandı.
Güvenlik güçleri, gece Kağızman ilçesi Çemçe Dağı'nda sürdürdükleri operasyonda bir grup teröristle karşılaştı. Çıkan çatışmada Piyade Onbaşı Onur İlhan ile Piyade Er Osman Candan yaralandı.
Helikopter ile Erzurum'a gönderilen yaralılardan İlhan yolda şehit olduğu, Candan'ın ise tedavisinin sürdüğü bildirildi.
Şehit Onbaşı İlhan'ın bugün memleketi olan Artvin'e gönderileceği öğrenildi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu pazar seçim olsa oyununuzu kime verirdiniz? Bu sorunun sonucu iktidar partisine pek yaramamış. İşte anket sonuçları;
Sonar'ın araştırma şirketi bugün
Kaynak: