Türkçe'den dünyaya armağan
TDK Başkanı, bir dünya dili olduğunu açıkladığı Türkçe'deki son gelişmeleri anlattı.
Türkçe'den dünyaya armağan: döner ve dolmuş
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Akalın'ın Türkçe'nin gücü konulu konuşmasından göze batanlar
Türkçe'nin tüm lehçeleriyle bugün dünyada en fazla konuşulan 5. dil olduğunu belirten Akalın, 12 milyon kilometrekarelik bir alanda 200-220 milyon insanın Türkçe'yi (tüm lehçeleri dahil) konuştuğunu söyledi.
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Türkçe'nin yapısı ve söz varlığıyla son derece güçlü ve zengin bir dil olduğunu söyledi.
Prof.Dr. Akalın New York'ta Türk Kültür Merkezi'nde ''Türkçe'nin Gücü'' konulu bir konuşma yaptı.
Akalın, uzun geçmişiyle, geniş bir alanda konuşulmasıyla, yapısıyla, söz varlığıyla ve diğer dillere olan etkisiyle son derece güçlü ve zengin bir dil olan Türkçe'nin söz konusu alanlardaki gücünü örnekler vererek anlattı.
Türkçe'nin yazıyı dünyada ilk kez kullanan Sümerlere 167 sözcük verdiğini kaydeden Akalın, Sümerce'yle de yaşıt olduğunu söyledi. Sümerce'nin yok olduğunu, ancak Türkçe'nin varlığını sürdürdüğünü ifade eden Akalın, Orhun Yazıtları'nda kullanılan Türkçe'nin ''Türk siyaset biliminin, tarih biliminin, hitabet sanatının ilk örneği ve son derece gelişmiş bir dil'' olduğunu anlattı.
Uygurlar zamanında Türkçe bilim diliydi
Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072 yılında yazılan Divanü Lugati't Türk'ün, ''Türkçe'nin ilk sözlüğü, ilk dil bilgisi kitabı ve ilk Türk ansiklopedisi'' olduğunu belirten Akalın, Türkçe'nin IX. yüzyılda Uygurlar zamanında ise bilim dili olarak geliştiğini ifade etti.
Türkçe'nin tüm lehçeleriyle bugün dünyada en fazla konuşulan 5. dil olduğunu belirten Akalın, 12 milyon kilometrekarelik bir alanda 200-220 milyon insanın Türkçe'yi (tüm lehçeleri dahil) konuştuğunu söyledi.
Türkçe'nin bir diğer güç kaynağının da yapısı olduğunu kaydeden Akalın, eklemeli dil olarak adeta matematiksel bir yapıya sahip olduğunu ve bilgisayar diline de son derece yakın olduğunu belirtti. Yabancı araştırmacıların Türkçe'nin yapısıyla ilgili araştırmalarından da söz eden Akalın, bu çalışmalarda dünyada en erken anadilini öğrenen çocukların 2-3 yaşlarındaki Türk çocukları olduğu yönünde de bazı bilgiler bulunduğunu söyledi.
Prof. Dr. Akalın, Atatürk'ün 1932 yılında TDK'yı kurmasının ardından son derece kısa zamanda yeni sözcükler türetilerek Türkçe'nin dil varlığının zenginleştirildiğine işaret ederek, Atatürk'ün de bizzat kendi dil çalışmalarının olduğunu, özellikle geometri alanında ve askeri terimlerde pek çok yeni sözcük ürettiğini anımsattı.
Türkçe'nin söz varlığının da son derece güçlü olduğunu anlatan Akalın, yazı dilinde sözcük sayısının 117 bine ulaştığını, deyimler, sanat ve bilim terimleriyle ise 617 bin civarında söz varlığından söz edildiğini anlattı.
Türkçe'nin özellikle akrabalık, renk ve yemek adlarında son derece zengin olduğunu kaydeden Akalın, Koreli bir dil bilimcisinin Türkçe'nin tüm lehçelerinde akrabalık ifade eden sözcüklerin sayısının yaklaşık 9 bin civarında olduğunu söylediğini belirtti.
TDK Başkanı Akalın, Türkçe'nin diğer dillere olan etkisinin de son derece güçlü olduğunu vurgulayarak, aralarında Sırpça, Çince, Macarca, Farsça gibi pek çok dilde Türkçe kelimeler olduğunu örneklerle anlattı.
Akalın, Türkçe'nin son olarak hangi sözcükleri diğer dillere verdiğine bakıldığında ise ''döner ve dolmuş'' kelimelerinin görüldüğünü belirterek, bir dilin diğer dillere verdiği kelimelerin o dilin kültürde, bilimde geldiği evreyi de gösterdiğini, Türkçe'nin verdiği son 2 kelimenin ise ''ortaya pek fazla yeni birşeyler konulmadığını'' gösterdiğini dile getirdi.
Akalın bir soru üzerine, ABD'de yaşayan Türk anne ve babaların çocuklarının Türkçe'yi ''iyi şekilde edinebilmeleri ve öğrenmeleri'' için çaba sarf etmeleri gerektiğini belirtti.
TDK'nın yabancı sözcükler yerine Türkçe kelimeler bulup kullanılmasını önerdiğini belirterek, Kurumun bu konuda bir yaptırım gücü olmadığını, ancak okul ve kitle iletişim araçlarında bu yeni kelimelerin kullanılmasının önemli olduğunu anlattı.
Şapkalar gitmedi, uygulama alanları daraltıldı
''Öztürkçe-eski Türkçe'' tartışmalarının artık geride kaldığını ve TDK'nın bunu bir ayrım gibi görmek yerine bir zenginlik olarak gördüğünü anlatan Akalın, asıl ilgi alanlarının İngilizce gibi yabancı dillerden Türkçe'ye geçmeye başlayan sözcükler yerine hemen Türkçe karşılıklar bulmak olduğunu söyledi.
Akalın bir soru üzerine de Türkçe'de bazı kelimelerin bitişik mi ayrı mı yazılacağı konusunda başka dillerde olduğu gibi bazı tartışmalar yaşanmasının doğal olduğunu söyledi. Akalın Türkçe imla kurallarına bakıldığında düzeltme işareti, ya da şapkanın (^) kalkmadığını da belirterek ''şapkalar gitmedi, ancak uygulama alanları daraltıldı'' diye konuştu.