Türbanlı mı, türbansız mı?

Türbanlı mı, türbansız mı?

Tanık olduğu bir olayı anlatıyor doktor okurum:

"(...) Sincan dolmuşlarına bindim ve yer yok. Hiç kimse bana yer vermedi ve elbette benim de böyle bir beklentim yoktu. Ancak biraz sonra 16-17 yaşında bir öğrenci olduğunu tahmin ettiğim bir türbanlı bindi ve 2 kişi birden "buyur bacı" diyerek yer verdi. Ben 43 yaşındayım türban takmıyorum. 17 yaşındaki kız ise türbanlı. Ben ayakta, o rahatça oturdu."

Sonra da soruyor:

"Kim zalim, kim mazlum?"

Biziz zalim olan!

Erkekler...

Mazlum olan ise hiç kuşku yok ki kadınlar...

Başörtülüsü de mazlum...

Başı açık olan da...

Etle tırnak gibiydiler eskiden...

Onları biz ayırdık!

Balçiçek Pamir'in de yazdığı gibi, "cüzzamlı" muamelesi yaptık başörtülü/türbanlıya. Horladık, dışladık, kapının dışına ittik. Onları gördüğümüzde, başımızı çevirmedik, laf attık, taciz ettik, küfür ettik, hatta başındaki örtüyü çekip tartakladık!

Doktor okurumun yaşadıklarına ne demeli peki?

Hiç lafı eveleyip gevelemeyelim, bir çeşit cezalandırmadır bu. "Cüzzamlı" muamelesinin öteki adresi yani! Hangi yana bakarsak bakalım, her iki cephede de yapılanlar çok aşağılık!

Ve bu aşağılık davranışı biz yapıyoruz!..

Erkekler yani...

Biz kadının örtüsünü (her iki taraf) ne zaman siyaset malzemesi yaptık, işte böyle bir ayrışma, kutuplaşma olmaya başladı. Düşmanca bakışlar yoktu eskiden, yeni başladı!..

Laf atmalar yoktu, kimse kimseyi tehdit etmiyordu...

Biz yaptık bunu!..

Zalim biziz doktor hanım biz..

Yaptığımızı yaptık, çekildik aradan.

Sizleri, "onlar" ve "biz" diye ayırmanın keyfini yaşıyoruz şimdi.

Kaynak:Haber Kaynağı