Başarılı oyuncu Erhan Yazıcıoğlu’nun ABD Başkanı Donald Trump’ı tiyatro sahnesine taşıdığı “Aşk-ı Memduh”, 13 Şubat’ta izleyiciyle buluşacak.

Yazıcıoğlu, Trump AVM Kültür ve Gösteri Merkezi’ndeki basın toplantısında, yavanlığı sevmediğini belirterek, "Hiç rahat durmam. Oyun oluşurken Bora ile paslaştık ve Trump'a karar verdik. Sonra, 'Teksti Trump'a nasıl uydururuz'u düşündük ve onu da ben üstlendim. Onu yakından takip etmeye başladım. Yaptıkları, yapamadıkları, günahı, sevabıyla, ironik bir biçimde, onu oyunun içine soktuk ve oyunla birleştirdik." dedi.

Yazıcıoğlu, eserin ilişkiler ve aşk üzerine olduğunu aktararak, "Biraz politik ögeler koyduk. Güzel ve lezzetli bir çorba çıktı ortaya. Sanıyorum halk da benimseyecektir. Yani bu karakteri, tiyatro sahnesinde böyle bir komediyle birleştirip çıkarmak bizim için büyük bir şans." diye konuştu.

Donald Trump'ın dünya gündeminde oldukça fazla yer aldığına değinen sanatçı, "O kadar iyi bir malzeme ki bir oyuncu için, o yüzden benimsedik. Tabii hatalı taraflarını da gösteriyoruz yani övgülerle göğe çıkarmıyoruz. Ne söylememiz gerekiyorsa, tiyatrocu kafamızla, mümkün olduğu kadar ironiyle karışık eleştiriyoruz da. Piyesin de dışına hiç çıkmıyoruz." ifadelerini kullandı.

Sanatçı Yazıcıoğlu, siyasetçileri canlandırmanın zor tarafları olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:

"Onu sevenler, lehinde konuşursan seni seviyor, aleyhinde konuşursan sevmiyor. En büyük çizgisi bu. O yüzden, günahıyla sevabıyla ama tabii bunların karikatürize olduğunu düşünüp çok da fazla takılmamak gerekir. Amacımız, insanları şu zor günlerde biraz olsun nefeslendirmek ve güldürmek."

Geçmişte Demirel ve Özal gibi siyasi karakterlerin tiyatroda canlandırıldığını sözlerine ekleyen Yazıcıoğlu, "Bugün daha hassas bir dönem yaşıyoruz. O genişlik ve hoşgörü, umarım bir süre sonra, Türkiye'de her şey rayına oturduktan sonra... Neden olmasın?" değerlendirmesini yaptı.

Erhan Yazıcıoğlu, oyundaki makyajını kendi yaptığını dile getirerek, peruğunu ise Derya Ergün’ün hazırladığını söyledi.

- "Küresel kültür üzerinden bir eleştiri yapmak istiyoruz"

Yönetmen Bora Severcan da romantik komedi türündeki oyunda insan ilişkilerinin ele alındığına dikkati çekerek, "Fakat biz bu oyunu sahnelerken, Erhan Yazıcıoğlu'nu Trump tiplemesiyle gösteriyoruz. Aslında Trump değil kendisi. 'Doktor Aşkın Sevgi Seli' diye bir ilişki uzmanı. Fakat biz küresel kültür üzerinden bir eleştiri yapmak istediğimiz için onu biraz daha Trump'la birleştirmek istedik." ifadelerine yer verdi.

Dünyada ekonomi ve politikanın çok kötü bir yere gittiğini öne süren Severcan, "Buradan bir gönderme yapmak istiyoruz. Dünyadaki petrol rezervlerinin kimin eline geçeceğinden tutun da şu anda Amerika'da yaşanan huzursuzluk bile dünyanın herhangi bir yerindeki insanı etkiler durumda. Biraz bunu eleştirmek istedik ve dünyanın biraz daha sakinlesmeşi, olaylara daha toleranslı ve hoşgörülü bakılması gerektiğini düşünüyoruz. Fakat oyunumuzda Trump karakteri sadece light bir motif olarak var. Normalde bu bir aşk komedisi." diye konuştu.

Severcan, oyunda Trump olarak canlandırılan "ilişki uzmanı"na da değinerek, şöyle devam etti:

"İlişki uzmanını her yerde görüyorsunuz. Televizyonda kadın programlarından tutun da bütün programlarda birçok insan çıkıyor ve insanlara nasıl aşık olacaklarını, nasıl davranacaklarını, evliliklerine devam etmeliler mi etmemeliler mi? Nasıl diyet yapmalılar, bunları anlatıyor. Hayatlarındaki her şeye televizyondan karar veren bazı insanlar var. Bu kişiler kitaplar yazıyor ve onlara soru sorulduğunda da bu kitapları satmak adına televizyondan kitaplarının reklamını yapıyorlar. Dolayısıyla biz de bu mantıkla ilerledik. Doktor Aşkın Sevgi Seli oyunda herkese kitap satmaya çalışıyor. Hatta seyirci ve oyunculara da satmaya çalışıyor."

Oyunda Yazıcıoğlu'na eşlik eden Nurseli İdiz de Donald Trump'ın Türkiye'ye ziyaret gerçekleştirmesi durumunda Ankara'da ya da özel gösteriminde kendilerini izleyebileceğini söyleyerek, "Çok eğleneceğine eminim." dedi.

Yazıcıoğlu ve İdiz'in yanı sıra oyunda Volkan Severcan ve Melda Gür de rol alıyor. Barış Dönmez’in yazdığı iki perdelik eserin, yapımcılığını ise Kerem Gök üstlendi.