TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülüyor
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak:- "Salgında her gün binlerce yurttaşımız hastalanıyor, yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybediyor ama ülkeyi yönetenler hasta ve vefat sayılarını milletimizden gizleyerek salgınla mücadele ettiklerini sanıyorlar"
TBMM (AA) - CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Salgında her gün binlerce yurttaşımız hastalanıyor, yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybediyor ama ülkeyi yönetenler hasta ve vefat sayılarını milletimizden gizleyerek salgınla mücadele ettiklerini sanıyorlar." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı kurumların 2021 yılı bütçelerinin görüşmelerinde CHP'li milletvekilleri söz aldı.
Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, ABD'nin, Türkiye'ye yönelik açıkladığı yaptırım kararını derin bir endişeyle karşıladıklarını ve şiddetle kınadıklarını söyledi.
Bu kararın, NATO ittifakının savunma kapasitesini zayıflatacak nitelikte olduğunu ifade eden Öztrak, "Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sorunun aşılmasında gösterilecek her çabanın yanında olacağız." dedi.
Son 2,5 yıldır ekonomik, siyasal ve toplumsal hayatın, iç içe krizlerle sarsıldığını belirten Öztrak, yaşanan sorunlar karşısında ülkenin derin bir buhran içinde olduğunu ileri sürdü.
Öztrak, "Milletimiz yokluktan cinnet geçiriyor, eline yazdığı iş, aş mesajıyla ülkeyi yönetenlere canıyla ihtarname çekiyor. Salgında her gün binlerce yurttaşımız hastalanıyor, yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybediyor ama ülkeyi yönetenler hasta ve vefat sayılarını milletimizden gizleyerek salgınla mücadele ettiklerini sanıyorlar. Gerçeği öğrenemeyen yurttaşlarımız da salgını hafife alıyor, salgın büyüyor, bu sefer suçlu vatandaşlarımız oluyor." dedi.
TBMM'ye milletin sorunlarına çözüm yolu bulunması için büyük görevlerin düştüğünü, parti ayrımı yapılmaksızın milletin sesine ses, derdine derman olmak adına çalışmak zorunda olduklarını anlatan Öztrak, şöyle konuştu:
"Bugün varlık sebebini unutmuş hükümete, şahsını devlet sanma gafletine düşenlere gerçek yerlerini ve asli vazifelerini hatırlatmak zorundayız. İlk cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle, Cumhurbaşkanlığı, büyük bir ulusun erdemini, yönünü, uygun niteliklerini belirleyen makamın adıdır. Cumhurbaşkanlığı makamı, anayasal ve siyasal sistemimizde devletin sigortası olarak vurgulanmıştır. Cumhurbaşkanı işte bu nedenle bu kürsüde tarafsızlık yemini etmiştir. Ancak Cumhurbaşkanı bu tarafsızlık yeminine rağmen parti genel başkanı koltuğuna oturunca bu makam işlevsiz kalmıştır, devletin sigortası yanmıştır. Devleti şirket gibi yönetmek için devletteki kariyer kurumları birer birer kapatılmıştır. Oysa devletler, kurumlarıyla var olur. Nitelikli kurumlara sahip devletler etkili, verimli ve iyi çalışır."
Ankara Milletvekili Tekin Bingöl de 2021 yılı bütçesinin, rakamlarıyla hiçbir gerçeklik ifade etmediğini, İşkur'un işsizlik rakamları ile TÜİK'in enflasyon rakamlarının AK Partili milletvekillerine bile inandırıcı gelmediğini ileri sürdü.
Açıklanan rakamları pazarın, marketin, konfeksiyon dükkanları yalanladığını iddia eden Bingöl, "Bu bütçe halkın bütçesi değildir. Bütçe açıkları her geçen yıl büyümektedir. 2017 yılında 48 milyar lira bütçe açığı varken 2018 yılında bu açık 66 milyar lira, 2019 yılında 123 milyar lira, 2020 yılı öngörüsü ise 139 milyar liradır. Ama daha yılın dokuzuncu ayında 140 milyar; göreceğiz, bu yılın sonunda bütçe açığı en az 200 milyarı aşacak. 2021 yılı bütçesinde bir rekor var, 245 milyar açık ile başlayan bir bütçe var. Bu açık bununla kalmayacak ve 300-400 milyar lirayı bulacak." dedi.
Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da Cumhurbaşkanlığı makamının, devletin uyum ve düzenli bir şekilde çalışmasını gözetmekle görevli olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı makamının bugün bir husumet makamı haline geldiğini iddia eden Tezcan, "Şeklen tarafsızlık yemini etmiş, aslen husumet yemini içmiş bir cumhurbaşkanı makamı ile karşı karşıyayız." dedi.
Tezcan, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasında alınan OHAL kararının, sivil bir darbe olduğunu öne sürdü.
Böylece Türkiye'de yeni bir darbe kültürünün inşa edildiğini iddia eden Tezcan, şunları kaydetti:
"20 Temmuz sivil darbesiyle Türkiye'de yeni bir darbe kültürü inşa ettiniz. Kuvvetler bir kişinin elinde toplanmış vaziyette. TBMM'nin, milletvekillerinin itibarı ayaklar altında. Yargı bağımsızlığı ayaklar altında, hakimler ve savcıların karar verirken saraya yaranma telaşı, adalet duygusunun önüne geçmiştir. Bugün Anayasa Mahkemesi kararına uymayan hakimler var. 12.5 milyon işsiz, 30 milyona yakın yoksul vatandaşımız var. Yeni bir vesayet düzeni kuruldu. Sandığa saygı duymayan bir vesayet sistemi. Bu tek adam rejimi 18 yıl önce sandıkla geldi, şimdi sandıkla gideceği gün yaklaştıkça, saygısızlığa başladı. Liyakat düzeni yok edildi. Rüşvet zanlısı daha mahkemede aklanmadan büyükelçi atıyorsunuz. Bir bakanın istifasını 5 kanal ancak verebildi. Basın İlan Kurumu, basın infaz kurumu olmuş. Bu bütçe şımarıkların bütçesidir ve biz bu şımarıklığın ortağı olmayacağız."
İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç da vatan savunmasında kutsal bir görevi ifa eden tüm güvenlik güçlerine başarılar diledi. Kılınç, ABD'nin yaptırım kararını asla kabul etmediklerini, kararı tanımadıklarını ifade etti.
Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ise CHP olarak hizmete karşı olmadıklarını belirterek, "Biz hizmet yapılırken yapılan soyguna karşıyız." dedi.
İzmir Milletvekili Atila Sertel de İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un Türkiye'de "küçük bir Recep Tayyip Erdoğan" olduğunu iddia etti. Sertel, Altun'un istediği kişiye basın kartı verirken, istemediğine vermediğini ileri sürdü.
Sertel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emekliyi, köylüyü, maden işçisini sevmediğini, 13,2 milyon emeklinin 9 milyonunun asgari ücretin altında maaş aldığını ifade etti.
Tarım kesimine bakıldığında köylü ne ekerse eksin "dert" biçtiğini öne süren Sertel, "Çıkmış dün Tarım Bakanı nelerden bahsediyor. Saraydan bakınca hayat öyle güzel ki, hele bir de 5 maaş, 10 maaş cebe koyarsan... Sevmiyorsunuz, gençleri sevmiyorsunuz, emekliyi sevmiyorsunuz, PTT memurunu sevmiyorsunuz, itfaiyecileri hiç sevmiyorsunuz, onları meslek olarak dahi kabul etmiyorsunuz. Hiç kimseyi sevmiyorsunuz." ifadelerini kullandı.
CHP grubunun konuşmalarının tamamlanmasının ardından AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin söz istedi.
Yapılan eleştirileri iki boyutuyla düşünmek gerektiğini, eleştiri hacminin aşıldığında inancın da kaybolduğunu ifade eden Zengin, "Yapılan yorumlar tamamen sizin kodlamanız. Konuşmalardaki tekerlemelere bakınca vatandaşın algılama düzeyini ilkokul düzeyinde zannediyorsunuz. Vatandaş sizi, bizi sulu götürür, susuz getirir. Vatandaşımızın algılaması, değerlendirmesi böyle bir zeminde değil. Vatandaş son derece yüksek düzeyden değerlendirme yapıyor. İnanılmaz bir doz aşımı ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ise 2019 yılı Sayıştay Raporu kapsamında Cumhurbaşkanlığının harcamalarının afaki rakamlar içerdiğini belirterek, "Her şeyi geçiyorum sarayın ek binalarına 2020 sonuna kadar 748 milyon dolar harcanmıştır." ifadelerini kullandı.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise CHP'li milletvekillerinin konuşmaları sırasında MHP'ye yönelik "Sarayın küçük parçası" gibi ifadeler kullandıklarını söyledi.
AK Parti ve MHP'nin Cumhur İttifakını oluşturduğunu, her şeyin açık, şeffaf olduğunu aktaran Akçay, şöyle konuştu:
"Ama siz yaptığınız ortaklıklardan utanıp sıkılıyor, bunu açıkça deklere edemiyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, çok başlılığı ortadan kaldırırken sizler hala vesayet makamlarını savunuyorsunuz. Sizler pasif, edilgen muhalefetsiniz, çünkü kendi gündeminiz yok. Sadece iktidar karşıtlığına odaklanmışsınız. Değirmencinin kör beygiri gibi iktidarın etrafında dönüp duruyorsunuz. Biz Cumhur İttifakıyız. MHP size çok büyük geldiği için bu acıyı yaşıyorsunuz. MHP gerektiğinde hamle yapan aktif bir siyasi partidir. Siz ise ABD'den iktidar dilenen saray dilencilerisiniz."
Bunun üzerine tekrar söz isteyen Engin Özkoç ise "Teessüf ederim, MHP nasıl bize büyük geliyor? Siz nerede oturuyorsunuz, biz nerede? Milletimiz kimin büyük olduğuna, kimin olmadığına oylarıyla karar veriyor. Muhalefet, muhalefetliğini yapıp muhalefetin yanında dursaydı millet bu durumda olmazdı." diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.