TBMM Başkanı Şentop, "Milli Şair'i Anma" programında konuştu
"Bu millet var oldukça kıymetli şairini, sinesinde anmaya ve yaşatmaya devam edecek, Akif'i anmak, anlamak ve anlatmak için tüm samimiyet ve gayretiyle çalışacaktır"- "Akif, iman dolu göğüslere heyecan veren, vatan aşkımızın, millet ve memleket...
ANKARA (AA) - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Türk milletinin var oldukça Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'u sinesinde anmaya ve yaşatmaya devam edeceğini, onu anmak, anlamak ve anlatmak için tüm samimiyet ve gayretiyle çalışacağını söyledi.
Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi'nde "Milli Şair'i Anma" programı düzenlendi. Şentop, buradaki konuşmasında, insanlar gibi mekanların da ruhunun olduğunu, bir mekanın, orayı mekan tutanla değerlendiğini ifade etti. Taceddin Dergahı'nın da bu şekilde zikredilebilecek nadir mekanlardan olduğunu belirten Şentop, dergahın 1921'de Türk milletinin mukadderatıyla bütünleşecek şiirin yazılışına şahitlik ettiğini vurguladı.
Şentop, iki gün bu dergaha kapanan Milli Şair'in, çıktığında İstiklal Marşı'nın satırlarını dergahın odalarına, duvarlarına nakşederek yazdığı 10 kıta ve 41 mısralık eşsiz eseri Birinci Meclis'e teslim ettiğini anlattı.
Bugün, İstiklal Marşı'nın ve onun şairi Mehmet Akif Ersoy'un, yurdun dört bir yanında, saygıyla hasretle ve minnetle anıldığını, aziz hatırasının yüreklerde ve hafızalarda yeniden tazelendiğini dile getiren Şentop, şöyle devam etti:
"Bu millet var oldukça da kıymetli şairini, sinesinde anmaya ve yaşatmaya devam edecek, Akif'i anmak, anlamak ve anlatmak için tüm samimiyet ve gayretiyle çalışacaktır. Çünkü Akif, iman dolu göğüslere heyecan veren, vatan aşkımızın, millet ve memleket sevdamızın müşahhas bir halidir. Mazlumun dostu, zalimin hasmı, istiklal ve istikbal davamızın güçlü ve gür sesidir."
Milletin manevi cephesinin önderi Mehmet Akif'in hayatı boyunca devletine ve milletine tam sadakatle yaşadığını, Milli Mücadele’ye kayıtsız şartsız destek verdiğini, devletinden emekli maaşı dahi almadığını, hiçbir karşılık beklemeksizin devleti ve milleti için çalıştığını vurgulayan Şentop, Meclis tarafından İstiklal Marşı yarışması için ödül takdir edilince bu sebepten yarışmaya katılmayı "zül" addettiğini belirtti.
- "Yüz değil, bin yıl geçse bile unutulmayacak"
Gönderilen 724 şiir, milli marş olmaya layık görülmeyince Mehmet Akif Ersoy'un ödül hassasiyetini öğrenen maarif vekili Hamdullah Suphi Bey'in, Mehmet Akif'e gönderdiği mektupla onun bu hassasiyetini giderdiğini ve nihayetinde onu milli marş yazmaya ikna ettiğini dile getiren Şentop, şunları anlattı:
"İki gün kapandığı işte bu evde, vecd halinde kahraman ordumuza ithaf ettiği İstiklal Marşı'mızı kaleme almıştır. Marşın oylanarak kabul edildiği 12 Mart günü bir paltosu olmadığı için arkadaşından palto ödünç alarak Meclis’teki toplantıya katılabilmiştir. Burdur mebusu Mehmet Akif, ait olduğu yer olan Meclis’te hemen hemen hiç bulunamamış, Milli Mücadele boyunca Anadolu'da şehirden şehre, kürsüden kürsüye koşarak bir mana kumandanı olarak milleti düşmana karşı teşkilatlandırmıştır. İstiklal Marşı'nın kabulü sonrasında ihtiyacı olduğu halde Akif, para ödülünü, şehit ve gazi eşlerine meslek öğreten Dar'ul Mesai'ye bağışlamış büyük bir ruh kahramanıdır. Bu yüzden Akif, değil yüz yıl, bin yıl geçse bile unutulamayacak bir ihtişamla maşeri vicdandaki tahtına kurulmuş, aziz milletimizin gönlündeki en mutena yere oturmuştur."
Mehmet Akif Ersoy'un, her şeyden önce davasına inanmış ve adanmış samimiyet sahibi bir Müslüman olduğunu belirten Şentop, aynı zamanda Batı’yı ve Doğu’yu, milletleri ve idareleriyle bilen, dönemin sosyal ve siyasi meselelerine tam vukuf sahibi bir mütefekkir olduğunu söyledi.
Mehmet Akif'in, Sevr’i memlekete dayatan müstevlinin, milleti önce Rumeli'den sonra da Anadolu'dan atma fikrini çok erken zamanda fark eden gerçek bir siyaset adamı olduğunu dile getiren Şentop, şunları kaydetti:
"Osmanlı'nın inkırazını yüreğinde duyan şair, Rumeli’den çıkarılan milletimizin, birlik ve beraberlik sağlanmazsa, Anadolu’dan da atılacağını bulduğu her muhataba anlatmıştır. Sadece Türklerin değil dünya üzerindeki bütün Müslümanların, emperyalistlerin zulmü altında bin bir çeşit oyunla, nifakla ayrıştırıldığının, parçalandığının farkındadır. Müslümanları parçalayan ve topraklarına çöreklenen emperyalistlerin tek derdinin o dönem için çok yeni bir ekonomik unsur, petrol olduğunu haykıran birkaç aydından biridir. Vaazlarında, şiirlerinde, sohbetlerinde, yazılarında hep bunu anlatmaya, halkı şuurlandırmaya çalışan, eğitime inanan, bir asır önce bile dayakla öğrenci yetiştirilemeyeceğini savunan ileri görüşlü bir alimdir. Milli Mücadele döneminde ailesini ve evlatlarını vatan uğruna senelerce geri plana koyan 'önce vatan' diyen Milli Şair Mehmet Akif için ne söylesek, bu kısa zaman diliminde onu anlatmaya yeterli olmayacaktır. Hepinizin bildiği Çanakkale Savaşı için yazdığı şiirde, kahraman askerlerimizin gösterdiği beşer üstü azme yazdığı, yaklaşık yirmi satırlık teveccüh ve sıfatlandırmalardan sonra kendini yine de aciz hissedercesine, 'Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana' der. Ben de burada Akif'i ne kadar anlatsam onun aziz hatırasına tam manasıyla layık kelimeleri bulmakta acz içinde kalacağımın idrakindeyim."
Şentop, Milli Mücadele'ye katılmak üzere Mehmet Akif'in Ankara'ya geleceğini haber alarak dergahı onun için hazırlayan ve onu burada ağırlayan Tevfik Hoca'nın da dualarla anılması gerektiğini belirterek, yolu bu dergahtan geçmiş İstiklal davasına bütün varını vakfetmiş irfan ehli mütefekkirleri de minnetle andığını söyledi.
Mustafa Şentop, "O yıllarda günlerini bu mütevazı dergahta geçiren, dostlarıyla Milli Mücadele meselelerini burada tartışan milli şairimiz, vesilesiyle ahirete irtihal eden Milli Mücadele'nin komutanlarını, bu vatan için fedayı can eyleyen kadın-erkek, harbeden aziz şühedayı rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları ali, mekanları cennet olsun." ifadelerini kullandı.
- "Büyük bir mütefekkir"
Ankara Valisi Vasip Şahin de 100. yıl dönümü gururla idrak edilen İstiklal Marşı'nın Türk milletinin ayakta kalma mücadelesinin en zorlu günlerinde, milletin direniş kararlılığının zirvede olduğu bir sırada kaleme alındığını ve milletin ortak iradesinin, hassasiyetinin en güçlü ifadesi olduğunu söyledi.
Şahin, Büyük Millet Meclisi'nde çok büyük bir heyecan ve mutabakatla kabul edilen İstiklal Marşı'nın o zamandan beri milletin bağımsızlık nişanesi olarak her ağızdan gür bir sesle okunduğunu belirtti.
Mehmet Akif Ersoy'u yalnızca bir edebiyatçı veya şair diye nitelemenin hakkaniyetli bir tespit olmayacağının altını çizen Şahin, "Mehmet Akif Ersoy, hakikatin peşinde koşan, her ne demişse samimiyetle görüp söyleyen, toplumdaki bütün sosyal, siyasi, ekonomik olayları gerçeklikle anlatan ve bunlara çözüm yolları arayan büyük bir mütefekkirdir." değerlendirmesini yaptı.
Milli mücadele döneminde milletin, bütün yokluk ve sıkıntılarına rağmen kazanılması imkansız görülen savaştan galibiyetle çıktığını anımsatan Şahin, "Türk milletinin bu azim ve kararlılığı Mehmet Akif'in şahsiyetinde vücut bulmuş ve onun kaleminden bütün dünyaya haykırılmıştır. İşte Milli Marşımız milletimizin bu yüksek karakterinin temsil edildiği ve bu nedenle de İstiklal Marşı olarak anılmayı hak eden istisnai bir metindir." diye konuştu.
- "Şiirinin altına imzasını atmamış, 'Bu şiir aziz milletimindir, benim değil' demiştir"
Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon da bu yıl İstiklal Marşı'nın 100. yılının hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de TBMM tarafından iki özel kararla taçlandırıldığını belirterek teşekkür etti.
Bunun Mehmet Akif Ersoy'u anlamak ve anmak adına önemli olduğunu belirten Argon, "Marşımızın 100. yılını idrak ederken, Galiçya'dan Kutül Amare'ye, Çanakkale'den Bakü'ye, Yemen'den Japonya açıklarında batan şehitlerimize kadar neredeyse her kıtaya şehitler abidesi bırakmış bu aziz milletin kahraman evlatlarını da hatırlıyor, onların aziz ruhlarına saygı ve Fatihalar gönderiyoruz." dedi.
Bu mekanın Gazi Mustafa Kemal'in daveti üzerine Mehmet Akif Ersoy'un geldiği ve konakladığı ev olduğunu anlatan Argon, aziz milletin aziz hikayesinin destan niteliğindeki şiirine de ev sahipliği yaptığını söyledi.
İstiklal Marşı'nı iki gün içinde kaleme alarak, Meclis'e teslim eden Mehmet Akif Ersoy'un, iki inceliğe de imza attığını belirten Argon, şunları kaydetti:
"Bu inceliğin ilki Marşımızın kahraman ordumuza ithafıdır. Yani İstiklal Marşı'mız, kahraman ordumuza ithaf edilmiştir. Bu nedenle dünyada ulus marşları içinde ayrı bir yer edinmiş, adını da İstiklal Marşı olarak kayda geçirmiştir. Bir diğer incelikse dedemin tevazu halinin yansıması olarak telakki edilecek o evraka adını dahi yazmamasıdır. Şiir komisyonuna verilen evrakta dedem şiirinin altına imzasını atmamıştır. Aynı zamanda şiirini kendi kitabı Safahat'a da koymamış, 'Bu şiir aziz milletimindir, benim değildir' demiştir."
Program öncesinde Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi'ni gezen Şentop, konuşmaların ardından beraberindekilerle kültür evinin bahçesinde fidan dikme etkinliğine katıldı. Şentop'a, Türkiye Diyanet Vakfı bursu ile Ankara İlahiyat Fakültesi 1. Sınıfta eğitim gören Somalili Ayanle Abdiavale, Kur'an'ı Kerim ve Safahat hediye etti. Şentop, öğrenciyle bir süre sohbet etti.
Programa, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ile bazı milletvekilleri de katıldı.
Öte yandan, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Hizmetleri Müdürlüğü Gönüllü Koordinatörlüğü tarafından Taceddin Dergahı'nda Safahat ve Kur'an'ı Kerim dağıtıldı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.