Tarımda Kazıklanıyor Muyuz?
Zengin ülkeler, tarımla uğraşan vatandaşlarına yıllık 335 milyar dolar sübvansiyon veriyor ama bizim gibi gelişmekte olan ülkelere de 'sakın ha tarımı sübvansiye etmeyin' diyorlar...
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Küresel finans krizi er ya da geç sona erecektir ama küresel iklim krizi giderek büyümektedir, sonu da gözükmemektedir. Dün insanoğlu olarak doğayı tüketiyorduk şimdi bu sorumsuzluğun bedeli olarak doğa bizim hayatımızı tüketmektedir'' dedi.
Toprak Mahsulleri Ofisi, TOBB ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonunca (TUSAF) düzenlenen Buğday ve Ekmek Kongre ve Sergisi, Antalya'nın Belek beldesinde başladı. Kongrenin açılışında konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyanın karmaşık bir dönemden geçtiğini belirterek, dünyanın küresel iklim kuraklığıyla birlikte finans kuraklığı da yaşadığını söyledi. Geçen hafta IMF heyetinin kendisini ziyaret ettiğini ve önümüzdeki dönemde Türkiye'nin en büyük avantajlı olduğu sektörün tarım sektörü olduğunu ifade ettiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''İçimden güldüm. 2001'den bu tarafa bize 'artık modası geçmiş olan sektörlerden, tarımdan ve tekstilden çıkın' derken, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde avantajlı olduğu sektörün, tarım olduğunu ifade etmeleri beni hayrete düşürdü. Gerçeği de görmeleri beni mutlu etti.
Zengin ülkeler, tarımla uğraşan vatandaşlarına yıllık 335 milyar dolar sübvansiyon veriyor. Kendileri 335 milyar dolar verirken bizim gibi gelişmekte olan ülkelere de 'sakın ha tarımı sübvansiye etmeyin' dediler.''
Dünyada kıtlığın ortaya çıkmasıyla tarımın yeniden önem kazandığını anlatan Hisarcıklıoğlu, tarımın, bütün dünyada bir istihdam deposu olduğunu vurguladı.
Yüksek nüfus artışı, tarım alanlarının kontrolsüz kullanımı ve israf nedeniyle besin maddelerinin gelecekte yetersiz ve pahalı olacağını savunan Hisarcıklıoğlu, ''Küresel finans krizi er ya da geç sona erecektir ama küresel iklim krizi giderek büyümektedir, sonu da gözükmemektedir. Dün insanoğlu olarak doğayı tüketiyorduk şimdi bu sorumsuzluğun bedeli olarak doğa bizim hayatımızı tüketmektedir'' diye konuştu.
Artan fiyatlar ve yetersiz kalan üretimin tarımın önemini dünyaya yeniden hatırlattığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, maddi imkanı geniş ancak toprakları yetersiz ülkelerin, gıda ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yabancı ülkelerden toprak satın aldıklarına veya kiraladıklarına işaret etti. Türkiye'nin tarım potansiyelini iyi kullanması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Biz de büyük tarımsal projelerin tamamlanmasında yabancı yatırımcılardan yararlanmalıyız. Türkiye tarım konusunda stratejik duruma gelmeli ve tarım üssüne dönüşmelidir'' dedi. Bunun için vizyon gerektiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, bugüne kadar yanlış üretim ve teşviklerle çiftçinin verimsiz üretime yönlendirildiğini ileri sürdü.
Türkiye'nin ürün planlamasına dayalı tarım stratejisine ihtiyacı olduğunu da ifade eden Hisarcıklıoğlu, yanlış teşvikler sonucu Türkiye'de kurulu un fabrikalarının kapasitesinin 70 milyon nüfusu değil 250 milyon nüfusu besleyecek düzeyde olduğunu kaydetti.
-''EKMEK, FINDIK VE ÜZÜMLE ZENGİNLEŞTİRİLSİN''-
Türkiye'de fındık ve üzümde kapasite fazlalığı olduğunu da ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
''Eğer ekmeğimizi fındık ve üzümle zenginleştirebilirsek geleceğimizi kurtarabiliriz. Türkiye'nin yaş ortalamasına baktığımızda yüzde 50'si 25 yaş altında. Hem fındık hem üzümün gençlerin gerek zihni gerekse bedensel gelişimine katkısı tıbben, ilmen ispatlanmış noktada. Halkımızın hem sıhhatini hem aklını daha ileri noktaya götürecek bu iki ürünle niye zenginleştirilmiyor ekmek, hala anlayabilmiş değilim.''
Tarım Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları da Türkiye topraklarının doğal sera etkisinde olduğunu söyledi. Dünyada 850 milyon kişinin aç olduğunu belirten Mirmahmutoğulları, buna karşın 1.5 milyar kişinin aşırı beslenmeden ızdırap çektiğini kaydetti. Mirmahmutoğluları, Türkiye'de günde 500 bin ton buğdayla işlenen ekmeğin israf edildiğine işaret etti.
-''YILDA 500 BİN TON EKMEK İSRAF EDİLİYOR''-
TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Özmen, Türkiye'deki 715 un tesisinde 33 milyon ton yıllık buğday işleme kapasitesi olduğunu bildirdi. Buna karşın tesislerin yüzde 45 aktif oranla 15 milyon tonluk kapasitelerini kullandıklarını ifade eden Özmen, ekmeğin önemli bir besin maddesi olduğunu, vitamin ve mineral takviyesi ile besin değerini yükselterek, bazı bölgelerde görülen hastalıkların önüne geçmede rol oynayabileceğini dile getirdi.
Türkiye'de ekmeğin israf edildiğini vurgulayan Özmen, yıllık 9 milyon ton ekmek üretiminin 500 bin tonunun israf edildiğini söyledi.
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı da, Türkiye'de 22 bin fırın bulunduğunu hatırlattı. Üretilen ekmek ve ekmek çeşitlerinin israf edildiğini vurgulayan Balcı, ''Midemizin doymasının yanında gözümüzün doymaması israfa neden oluyor. Fırınlarda fazla ekmek üretiliyor'' diye konuştu. Balcı, aylık 82 milyon ekmek üretilmesine rağmen 77 milyon ekmek tüketildiğini ve aylık 5 milyon ekmek israfının yılda 1 milyar 258 milyon YTL'ye mal olduğunu sözlerine ekledi.
Toprak Mahsulleri Ofisi, TOBB ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonunca (TUSAF) düzenlenen Buğday ve Ekmek Kongre ve Sergisi, Antalya'nın Belek beldesinde başladı. Kongrenin açılışında konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyanın karmaşık bir dönemden geçtiğini belirterek, dünyanın küresel iklim kuraklığıyla birlikte finans kuraklığı da yaşadığını söyledi. Geçen hafta IMF heyetinin kendisini ziyaret ettiğini ve önümüzdeki dönemde Türkiye'nin en büyük avantajlı olduğu sektörün tarım sektörü olduğunu ifade ettiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''İçimden güldüm. 2001'den bu tarafa bize 'artık modası geçmiş olan sektörlerden, tarımdan ve tekstilden çıkın' derken, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde avantajlı olduğu sektörün, tarım olduğunu ifade etmeleri beni hayrete düşürdü. Gerçeği de görmeleri beni mutlu etti.
Zengin ülkeler, tarımla uğraşan vatandaşlarına yıllık 335 milyar dolar sübvansiyon veriyor. Kendileri 335 milyar dolar verirken bizim gibi gelişmekte olan ülkelere de 'sakın ha tarımı sübvansiye etmeyin' dediler.''
Dünyada kıtlığın ortaya çıkmasıyla tarımın yeniden önem kazandığını anlatan Hisarcıklıoğlu, tarımın, bütün dünyada bir istihdam deposu olduğunu vurguladı.
Yüksek nüfus artışı, tarım alanlarının kontrolsüz kullanımı ve israf nedeniyle besin maddelerinin gelecekte yetersiz ve pahalı olacağını savunan Hisarcıklıoğlu, ''Küresel finans krizi er ya da geç sona erecektir ama küresel iklim krizi giderek büyümektedir, sonu da gözükmemektedir. Dün insanoğlu olarak doğayı tüketiyorduk şimdi bu sorumsuzluğun bedeli olarak doğa bizim hayatımızı tüketmektedir'' diye konuştu.
Artan fiyatlar ve yetersiz kalan üretimin tarımın önemini dünyaya yeniden hatırlattığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, maddi imkanı geniş ancak toprakları yetersiz ülkelerin, gıda ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yabancı ülkelerden toprak satın aldıklarına veya kiraladıklarına işaret etti. Türkiye'nin tarım potansiyelini iyi kullanması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Biz de büyük tarımsal projelerin tamamlanmasında yabancı yatırımcılardan yararlanmalıyız. Türkiye tarım konusunda stratejik duruma gelmeli ve tarım üssüne dönüşmelidir'' dedi. Bunun için vizyon gerektiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, bugüne kadar yanlış üretim ve teşviklerle çiftçinin verimsiz üretime yönlendirildiğini ileri sürdü.
Türkiye'nin ürün planlamasına dayalı tarım stratejisine ihtiyacı olduğunu da ifade eden Hisarcıklıoğlu, yanlış teşvikler sonucu Türkiye'de kurulu un fabrikalarının kapasitesinin 70 milyon nüfusu değil 250 milyon nüfusu besleyecek düzeyde olduğunu kaydetti.
-''EKMEK, FINDIK VE ÜZÜMLE ZENGİNLEŞTİRİLSİN''-
Türkiye'de fındık ve üzümde kapasite fazlalığı olduğunu da ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
''Eğer ekmeğimizi fındık ve üzümle zenginleştirebilirsek geleceğimizi kurtarabiliriz. Türkiye'nin yaş ortalamasına baktığımızda yüzde 50'si 25 yaş altında. Hem fındık hem üzümün gençlerin gerek zihni gerekse bedensel gelişimine katkısı tıbben, ilmen ispatlanmış noktada. Halkımızın hem sıhhatini hem aklını daha ileri noktaya götürecek bu iki ürünle niye zenginleştirilmiyor ekmek, hala anlayabilmiş değilim.''
Tarım Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları da Türkiye topraklarının doğal sera etkisinde olduğunu söyledi. Dünyada 850 milyon kişinin aç olduğunu belirten Mirmahmutoğulları, buna karşın 1.5 milyar kişinin aşırı beslenmeden ızdırap çektiğini kaydetti. Mirmahmutoğluları, Türkiye'de günde 500 bin ton buğdayla işlenen ekmeğin israf edildiğine işaret etti.
-''YILDA 500 BİN TON EKMEK İSRAF EDİLİYOR''-
TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Özmen, Türkiye'deki 715 un tesisinde 33 milyon ton yıllık buğday işleme kapasitesi olduğunu bildirdi. Buna karşın tesislerin yüzde 45 aktif oranla 15 milyon tonluk kapasitelerini kullandıklarını ifade eden Özmen, ekmeğin önemli bir besin maddesi olduğunu, vitamin ve mineral takviyesi ile besin değerini yükselterek, bazı bölgelerde görülen hastalıkların önüne geçmede rol oynayabileceğini dile getirdi.
Türkiye'de ekmeğin israf edildiğini vurgulayan Özmen, yıllık 9 milyon ton ekmek üretiminin 500 bin tonunun israf edildiğini söyledi.
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı da, Türkiye'de 22 bin fırın bulunduğunu hatırlattı. Üretilen ekmek ve ekmek çeşitlerinin israf edildiğini vurgulayan Balcı, ''Midemizin doymasının yanında gözümüzün doymaması israfa neden oluyor. Fırınlarda fazla ekmek üretiliyor'' diye konuştu. Balcı, aylık 82 milyon ekmek üretilmesine rağmen 77 milyon ekmek tüketildiğini ve aylık 5 milyon ekmek israfının yılda 1 milyar 258 milyon YTL'ye mal olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: