Tarihten Günümüze Mevlid-i Şerif devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde bu yıl 7. kez düzenlenen "Uluslararası Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri" kapsamındaki sempozyumda "Mevlid-i Şerif Merasimleri" de ele alındı
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı himayesinde bu yıl 7. kez düzenlenen "Uluslararası Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri" kapsamındaki "Tarihten Günümüze Mevlid-i Şerif Sempozyumu"nun 2. günü oturumlarla devam ediyor.
Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Sempozyumun "Mevlid-i Şerif Merasimleri" oturumu İlahiyatçı Prof. Dr. Abdullah Kahraman moderatörlüğünde yapıldı.
"Fıkıh Müdevvenatında Mevlid-i Şerif" konusunda Doç. Dr. Hüseyin Okur, Mevlid-i Nebi anmalarının İslam coğrafyasında tarihsel bir gelişimi olduğunu, Fatimiler döneminde başladığının kabul edildiğini ancak bundan daha eskiye dayandığını bildiklerini söyledi.
"Mevlid" kelimesinin dilimize Mevlit Kandili ile geçtiğini, kutlama olarak kullanılmadığını dile getiren Okur, sadece tebrik amacıyla "kutlu olsun" denildiğini aktardı.
Mevlid-i Şerif merasimlerinin toplum üzerindeki etkisine ilişkin konuşan Dr. Mesut Akdoğan ise mevlit merasimlerinin insanın ruh hayatını şekillendiren metinler olduğunu kaydetti.
Dr. Akdoğan, mevlitlerin kelimeleriyle, mısralarıyla ve nağmeleriyle insanın maddi tarafına, mana ve muhtevasıyla da insanın manevi yönüne hitap etmesinin bütünleştirici bir etkiye sahip olduğunu ifade etti.
Halka tesir bakımında mevlit merasimlerinin "manevi ve psikolojik", "dini", "ilmi" ve "kültürel" olarak etkilediğine dikkati çeken Akdoğan, "Günümüzde aklın ve maddeciliğin ön plana çıkarıldığı seküler bir çağda yaşamaktayız. Her şey maddiyat, her şey akıl olmuş. İnsanların maneviyattan ve hissiyattan uzaklaştırılmaya çalışıldığı bir çağdayız. Bu da bunun neticesinde egoist ve narsist kişiliklerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Bu sebepten mevlit merasimleri insanın ruhuna hitap etmesi yönüyle, maneviyatıyla ilgili olmasıyla önemli bir rolü bulunmaktadır. Mevlit merasimleri manevi olarak halk üzerinde unutulamaz bir etki bırakmaktadır." diye konuştu.
Hazreti Peygamber'in ahlakını cümle alemin istifadesine sunmanın, onun yüce ahlakının örnek alınmasını sağlamanın mevlit merasimlerinin temel amaçları arasında yer aldığını söyleyen Akdoğan, şunları belirtti:
"Bu özellik dikkate alınarak, mevlit merasimlerinin milletin ruh hayatını iyileştirici, ahlak ve şuurunu iyileştirici gücü olduğunu ifade etmek istiyorum. Yapılan bir araştırmada mevlit merasimlerine katılan katılımcıların yüzde 74'ü 'dini coşku yaşadığını', yüzde 81'i 'kendilerini Allah'a daha yakın hissettiklerini', yüzde 66'sı 'kötülüklerden arınmış hissettiğini', yüzde 61'i 'dini inançların pekiştiğini' ve yüzde 65'i 'dini duygularının güçlendiğini' belirtmiştir. Bu da bize mevlidin manevi ve psikolojik etkisini göstermektedir."
Akdoğan, mevlit dinleyicilerinin dinleme esnasında nefsi muhasebe yaparak tövbe ettiğini, pişmanlık duyduğunu söyledi.
İnsanın okunan Kur'an-ı Kerim'i duyarak, merak salıp Kur'an öğrenebileceğini, kılmıyorsa namaz kılabileceğini vurgulayan Akdoğan, bu yönüyle mevlidin dini tesirinin de olduğunu belirtti.
Dr. Akdoğan, mevlit merasimlerinin ilmi ve kültürel olarak da insanlarda pozitif etki bıraktığını sözlerine ekledi.
Oturumda, "Mevlid Müdafaası İçin Yazılmış Risaleler ve Abdurrahman el-Emani'nin Mevlid-i Şerif Risalesi" başlıklı konuşmayı Necmettin Cihan Karakurt yaptı.
- İkinci oturumda İslam coğrafyasında "Mevlid-i Şerif" konuşuldu
Sempozyumun ikinci oturumu "İslam Coğrafyasında Mevlid-i Şerif-1" ise Prof. Dr. Şevket Topal’ın moderatörlüğünde gerçekleşti.
Oturumda Dr. Muhammed Ebubekir Abdullah Bazib "Önemli Mevlid-i Şerif Eserleri Bağlamında İbn Hacer el-Heytemi'nin Mevlid-i Şerifi", Doç. Dr. Saki Çakır "Nakşibendi Sufilerinin Te’lif Ettiği Mevlidler", Doç. Dr. İbrahim Baz ise "Kürtçe Mevlid Muhteva Tahlili" üzerine konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.