Taraf'tan PKK'ya cevap geldi!

Taraf'tan PKK'ya cevap geldi!

PKK yönetiminin Taraf gazetesi için yaptığı suçlamalara cevap geldi. Gazetenin Ahmet Altan bugünkü yazısında PKK'ya cevap verirken kendi suçlamalarına da devam ediyor.

PKK yönetiminin Taraf gazetesi için yaptığı suçlamalara cevap geldi. Gazetenin yayın yönetmeni Ahmet Altan bugünkü yazısında PKK'ya cevap verirken kendi suçlamalarına da devam ediyor. Bugün gazetesindeki habere PKK'nın yaptığı yalanlama için de 'genelkurmayı savunmak size mı düştü?' diye soruyor.

Altan, "PKK yönetimi de saçma sapan lafları bıraksın da, “gerçeklerden” neden bu kadar korktuğunu Kürt halkına açıklasın." diye bitirdiği yazısında çarpıcı sorularına devam etmiş.

Heron, ordu, PKK

(...)

Bugün gazetesinin “ihanet” manşetiyle verdiği bu olaya iki yerden cevap geldi.

Birincisi, bu soruşturmayı “geçiştirmekle” suçlanan askerî savcıdan.

O askerî savcı şu anda bir başka suçtan “tutuklu” bulunduğu için avukatları vasıtasıyla yayınlamıştı cevabını.

MİT’in böyle bir konuşma kaydını kendilerine bildirdiğini, kayıttaki sesle ordudaki birçok pilotun sesini gelişmiş aletlerle karşılaştırdıklarını, bu sesin uyduğu bir üsteğmenle yarbay bulduklarını ancak bu iki subaydan birinin “konuşma ânında” bir uçuşta, diğerinin de “yurtdışı” görevinde olduğunu söylüyordu.

Askerî savcı, “tuğamiral konusuna” hiç girmiyor, ondan söz etmiyordu.

Konuşanlar “o iki subay” değilse hangi iki subaydı, onu da açıklamıyordu.

MİT’in neden o telefonları dinlediğini de söylemiyordu.

Soruşturmayı savsaklamış, derinine girmemiş, suçluları aramamıştı.

Bu konuyla ilgili ikinci cevap ise hiç beklenmedik bir yerden, PKK yönetiminden geldi.

Bir PKK yöneticisi aynen şöyle diyor: “Bugün gazetesi bir yalan haber yayınlıyor.”

Bu “saptamasını” kuvvetlendirmek için de ekliyor, “haber doğru olsaydı o subaylar ihanetle yargılanırdı”.

Zaten meselenin özü bu... Taraf ve Bugün gazetesi de, bu “olayın neden Genelkurmay tarafından ciddiyetle soruşturulmadığını” sorguluyor.

Biz Genelkurmay’a soruyoruz, “neden bu olayın üstüne gitmediniz” diye, cevabı PKK veriyor “çünkü haber yalan” diye.

Şimdi o PKK yöneticisine sormak istiyorum.

Türk Genelkurmayı’nı savunmak niye sana düşüyor?

Nedir Genelkurmay’ı savunmak için gösterdiğin bu telaş?

Genelkurmay susarken sen neden “bu haber yalandır” diye bağırıyorsun, sen Ankara’da iki subay arasında geçen ve MİT tarafından saptanıp dava dosyasına konan bir konuşmanın “yalan” olduğunu nasıl biliyorsun?

PKK yöneticisi, Taraf gazetesine ambargo konulmasını ve okunmamasını istiyor.

Genelkurmay avukatlığına böyle yel yepelek yelken kürek koşarken bir de “Taraf gazetesinin psikolojik savaş yürüttüğünü” söylüyor.

Biz bu saygısız ve kendini bilmez üslubu tanıyoruz, aynısını Genelkurmay’ın generalleri de bize karşı kullandı.

Bu ülkede “silahlı” olanlar nedense “gerçeklerden” aynı şekilde korkuyorlar.

Genelkurmay bize ambargo uyguluyor, PKK da uygulayabilir.

Genelkurmay’ı ilgilendiren bir “suçu” temize çıkarmak için bu kadar hevesli olan PKK yönetiminin, bize Genelkurmay gibi ambargo uygulaması bizi hiç şaşırtmaz, gerçekleri aramaktan da bizi vazgeçirmez.

Biz sokaklarda enselerinden vurulan insanların olduğu bir ülkede yaşadığımızı biliyoruz ama buna aldırmayız, bizim öfkemiz korkumuzdan büyük, insanların yalanlarla kandırılmasına, zorbalıkla sindirilmesine kızıyoruz biz.

Onun için gerçeği bulana kadar soracağız.

O üsteğmen “kimleri” korumaya çalışıyordu, “PKK’lı kılığındaki” o insanlar kimlerdi, nereye gidiyorlardı, görevleri neydi?

Genelkurmay da, hükümet de bunlara cevap versin.

PKK yönetimi de saçma sapan lafları bıraksın da, “gerçeklerden” neden bu kadar korktuğunu Kürt halkına açıklasın.