Tahrir'in tansiyonu düşmüyor

Tahrir'in tansiyonu düşmüyor

30 yıllık Hüsnü Mübarek iktidarını deviren Tahrir gençliği, şimdi de ülkede yönetimi devralan Askerî Konsey'e ve onunla işbirliği yaptığı iddia edilen partilere tepkili.

İslamî lider ve partilerle görüşen Mısır Yüksek Askerî Konseyi'nin seçimlerin haziran ayında yapılacağını duyurması Tahrir Meydanı'ndaki tansiyonu düşürmedi. Önceki akşam meydanı dolduran 100 binden fazla gösterici dün de ordu ve polis birlikleriyle çatıştı. Sağlık Bakanlığı'na göre 5 günde ölenlerin sayısı 31'e yükseldi. Gaz zehirlenmesi sonucu hastanelere kaldırılan ya da Tahrir Meydanı'nda gönüllü doktorlar tarafından tedavi edilenlerin sayısı ise binlerle ifade ediliyor. Çatışmalar ağırlıklı olarak İçişleri Bakanlığı'na çıkan yollar ve çevresinde yoğunlaşıyor. Güvenlik güçlerinin kullandığı gazdan, Tahrir'e yakın olan Türkiye Büyükelçiliği de etkileniyor.

Yüksek Askerî Konsey Başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi ve ordu aleyhine sloganlar atan göstericilerin hedefinde artık Müslüman Kardeşler örgütü de var. Göstericilerden bazıları Müslüman Kardeşler'in bir an önce seçimlerin yapılmasına odaklandıklarını ve bu şekilde iktidara gelmek için sabırsızlandıklarını öne sürüyor. Örgütten daha önce atılan İslam Lutfi, askerlerin yeni hiçbir şey önermediğini, iktidarda daha fazla kalabilmek için halkla pazarlık yaptıklarını belirtiyor.

Her gün meydana geldiğini söyleyen Müslüman Kardeşler üyesi Mecdi el Attar ise örgütün askerlerle anlaşma yapmış olmasına inanamadığını belirtiyor. Attar, örgütün prensiplerinden uzaklaştığını da öne sürüyor. Mübarek rejiminin devrilmesinden sonra liberal ve sol örgütlerin ordu karşıtı yaptığı gösterilerden ısrarla uzak duran Müslüman Kardeşler, ilk kez geçtiğimiz cuma günü ordunun perde arkasında yer aldığı yeni anayasa taslağına tepki için Tahrir Meydanı'na inmişti. Ancak ordu ile sürekli dirsek temasında olduğu izlenimi veren Müslüman Kardeşler ise ülkenin biran önce krizi atlatabilmesi için seçimlerin yapılması gerektiğini belirtiyor.

Bu arada AK Partili ya da AK Parti seçim propagandalarını yürüten bazı isimlerin Müslüman Kardeşler'in partisi Hürriyet ve Adalet Partisi'nin seçim çalışmalarına yardım etmek için Mısır'a geldiği iddia edildi. Tahrir'deki bazı gençler bu durumu eleştiriyor.Üniversite öğrencisi Mu'taz Hilmi, Türkiye'ye karşı hayranlık beslediklerini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da çok sevdiklerini; ancak Türkiye'nin, Mısır'dan sadece bir grup ya da partiyle bu şekilde diyalog kurduğu iddialarının kendilerinde bir hayal kırıklığı meydana getirdiğini belirtiyor.

 

[Haber Analiz] Mısır'da ordu, kendi topuğuna sıktı

 

İktidarda kalma planları, Tahrir gençliği tarafından bozulan Mısır Yüksek Askerî Konseyi, attığı geri adıma rağmen göstericileri tatmin edemedi. Olayların bundan sonra nasıl bir yön izleyeceği kestirilemiyor. Peki, ordu toplumda oluşan bu tepkiyi nasıl oldu da zamanında göremedi ya da görmek istemedi? Mübarek rejiminin devrilmesinde oynadığı rolle halkın gönlünde taht kuran ordu, neden verdiği sözlere rağmen iktidarda kalmak için sürekli ikili oynadı? Üstelik yanı başında Libya, Suriye ve Yemen'de yaşanan kanlı olaylara rağmen? En önemlisi de Cemal Abdulnasır'la başlayan ve Mübarek'le son bulan 60 yıllık tek parti iktidarını deviren Tahrir gibi bir güç karşılarında dipdiri duruyorken?

Bazılarının iddia ettiği gibi ABD'nin oyununa mı geldi askerler? Her yıl 1 milyar dolardan fazla askerî yardım yapan ABD, Türkiye'dekine benzer bir askerî yapı mı tesis etmek istedi Mısır'da?

Yoksa askerler Ortadoğu hastalığı olarak bilinen iktidar sarhoşluğuna mı maruz kaldı? Öncelikli olarak tüm bu sorulara verilecek ilk cevap askerlerin kendi topuklarına sıktığı. Mübarek rejiminin devrilmesinden sonra meydanda toplanan gençlerden bazılarının 'asker iktidara' diyecek kadar sevgi beslediği ordu, artık halkın gözünde sıfırı tüketti.

Cumhurbaşkanlığı yetkilerini elinde bulunduran 24 kişilik Yüksek Askerî Konsey, artık halkın gözünde lağvedilmiş rejimin bir kalıntısı. Ve bu Konsey'in söylediği hiçbir söz insanlar üzerinde güven tesis etmiyor. Halk aslında Mübarek rejiminin devrilmediğini de yeniden düşünmeye başladı. Onlara göre sadece bu rejimin Mübarek'i gitti, asıl beden ise dipdiri ayakta duruyor. Ordu bundan sonra durumu nasıl toparlayacak büyük bir soru işareti olarak karşımızda duruyor. Hele hele birkaç gün sonra yapılacağı belirtilen seçimlerin gerçekleşmesi de neredeyse imkânsız hale geldi.

Halk ile seçimlerin güvenliğini sağlayacak olan ordu karşı karşıya iken ve çatışıyor iken, seçimler yapılabilir mi? Yapılsa dahi halk bu seçimlerin sonucunu kabul eder mi?

Tahrir gençliğinin tepki gösterdiği diğer bir güç ise başta Müslüman Kardeşler olmak üzere benzer gruplar ve Selefiler. Önceki gün Yüksek Askerî Konsey üyeleriyle görüşen grupların ağırlıklı olarak İslami eksenli olması, Tahrir'i dolduran ve ağırlıklı olarak liberal ve sol gençlerden oluşan göstericilerin sert tepkisini çekiyor.

 

Cemal Abdulnasır liderliğindeki Hür Subaylar Hareketi'nin 1952 yılında Kral Faruk'a karşı yaptığı darbeye destek veren Müslüman Kardeşler, Nasır'ın gücünü pekiştirmesinden sonra büyük bir darbe yemiş, lider kadrosunun çoğu ya yıllarca hapislerde çürütülmüş ya da idam edilmişti.

Askerlerin nisan ayında cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenlemesi için meydana koşan demokrasi yanlıları, artık bununla yetinmiyor ve ordunun bir an önce çekilmesini istiyor. Meydanlarda Mübarek karşıtı atılan sloganların aynısı, Konsey Başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi için söyleniyor.

Ordu ya da başka güçler Mısır'da halkın devrimini çalmak istedi ancak bu sonuçsuz kaldı. Halk ikinci kez bir devrim gerçekleştirdi. Ancak bu kez ülkede çok daha ciddi bir belirsizlik var ve nasıl bir çözüm bulunacak belli değil.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.