'Tahliye olmazsa, ölürsünüz'
Balyoz davasında tutuklama kararı veren İstanbul 10. ve 11. Ağır Ceza mahkemelerinin hakimleri ölümle tehdit edildi. İki mahkemede görev yapan hakimlere ayrı ayrı gönderilen tek sayfalık mektupta, Balyoz sanıklarının tahliye edilmesi isteniyor.
Aksi durumda eşlerinin, çocuklarının, anne ve babalarının öldürüleceği aktarılıyor. Altında Kemal Kal ismi yer alan mektupta, hakimlere üstlendikleri görevin Allah'ın 'adalet dağıtan' anlamına gelen 'adl' ismiyle müsemma olduğu hatırlatılıyor. "Kendinizi kurtarmaya bakın... Yoksa sizi değil dünyanın süper güçleri, feriştahı da gelse kur ta ra maaaaaz. Bu dünyada hükümran olup da zulüm edenleri Allah'ın mahkemelerinde savunacak avukat da yoktur. Bunu lütfen aklınızdan çıkartmayınız." deniliyor.
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde görev yapan İstanbul 10. ve 11. Ağır Ceza mahkemeleri hakimleri, dün kendilerine gönderilen bir tehdit mektubuyla mesaiye başladı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri Ömer Diken, Ali Efendi Peksak, Murat Üründü ve bu tutuklamalara itirazları reddeden İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri Metin Özçelik, Mehmet Ekinci ve Birol Bilen'e gönderilen mektup tek sayfadan oluşuyor. Mektubun altında Kemal Kal ismi yer alıyor. İsmin gerçek mi sahte mi olduğu bilinmiyor. Emniyet konuyla ilgili soruşturma başlattı.
Mektup, "Bu yüce devletin hakimlerine ve savcılarına sesleniyorum. Aslında hepinizin özünde aileden gelme asillik mutlaka vardır. Bu yazacaklarım aşağılama ve adaleti yanıltma gayesi ile dile getirilmemiştir." ifadeleriyle başlıyor. Hakimlere üstlendikleri görevin Allah'ın 'adalet dağıtan' anlamına gelen 'adl' ismiyle müsemma olduğu hatırlatılıyor. Nisa Sûresi'nden örnek olarak 'dosdoğru olmazsanız siz dosdoğru olana kadar illet, gıllet, zillet ile cezalandırırız demektir' deniliyor. Mektubun yazarı, bu kelimelerin anlamını yazmayı da ihmal etmemiş. 'Illet' ile ailevi geçimsizlik, ekonomik sıkıntıların, 'gıllet' ile ise hastalık eziyet ve kâbusun ifade edildiği anlatılıyor. Son olarak 'zillet' ise şu şekilde aktarılıyor: "Ölümdür, ya çocuklarının, ya eşinin, ya anne-babasının bunlardan birinin canını sırayla alırım. Anlamazsa kendi canını alırım diyor yüce Allah."
Bunun içine polislerin de dahil olduğu belirtilen şahıs, ülkede son günlerde yaşanan sıkıntının Kurtuluş Savaşı'nda bile yaşanmadığını ileri sürüyor: "PKK'lıların yargılanmaları esnasında AB ülkelerinden getirilerek yorum yaptırılan bazı milletvekillerinin teröristleri savunmaları, insan haklarının ezildiğinden bahsetmeleri ile bu mukaddes vatanımızın bölünmemesi, gavur istilasına karşı savunmak amacıyla ölmek üzere yetiştirilen Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, gazetecileri, profesörleri, işadamları için kıllarını dahi kıpırdatmamaları çok tehlikeli bir sürece çekilmek üzere olduğumuzun işareti değilse nedir?"
Şahıs, Balyoz sanıklarının tahliyesini istiyor. Şu ifadeleri kullanıyor: "Tutuklamalardan vicdanen rahatsızım, karar veren sizler kendinizi o insanların yerine, ailelerinizi de onların ailelerinin yerine bir koyar mısınız lütfen. Devletin, gerektiğinde sizler için, bizler için ölmeleri için yetiştirdiği subayların kaçmaları asla söz konusu bile olamaz. Ne oldu serbest bıraktıklarınız geri gelmediler mi, geldiler. O halde bu zulüm niye? Alma mazlumun ahını, sonra gönderir şahını. Yüce Allah azizüintikamdır (intikam sahibidir) Allah o insanların intikamını İLLET, GILLET VE ZİLLET ile almadan kendinizi kurtarmaya bakın. Yoksa siz değil dünyanın süper güçleri, feriştahı da gelse KUR TA RA MAAAAAZ. Bu dünyada hükümran olup da zulüm edenleri Allah'ın mahkemelerinde savunacak avukat da yoktur. Bunu lütfen aklınızdan çıkartmayınız. Eğer bu milletin 2. Kurtuluş Savaşı yaşaması kaçınılmaz olursa, buna sebebiyet veren iç ve dış güçlerin de tahmin edemeyeceği ve tarihin yazmadığı kanlı bir var olma savaşından kurtulmaları imkansız olacaktır."
Zaman
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.