'Şiddeti durdurun' çağrısı yapan Gül, "Köklü reformlar beklenirken, aksine Ramazan'a daha kanlı bir ortamda girilmesi asla kabul edilebilecek ve sessiz kalınabilecek bir gelişme değildir. Görüntüler hepimizi dehşete düşürmüştür." dedi.

Suriye'nin muhaliflere yönelik operasyonlarına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Gül, bu ülkedeki gelişmeleri istihbarat kaynaklarından anbean takip ettiğini belirtti. Ramazan ayının başlamasına işaret eden Cumhurbaşkanı, "Bu ayın ruhuna uygun bir şekilde, sükunetin sağlanması ve köklü reformların gerçekleştirileceğine dair halkın ikna edilmesi beklenirken, tam aksine Ramazan ayına daha kanlı bir ortamda girilmesi asla kabul edilebilecek ve sessiz kalınabilecek bir gelişme değildir." ifadelerini kullandı. Gül mevcut kaygıların derinleştiğine dikkat çekerek, "Öyle ki yaşanan olayların görüntüleri hepimizi dehşete düşürmüştür. Mübarek Ramazan ayına girerken Hama'da tankların eşliğinde ağır silahların halka karşı kullanılması beni derinden sarsmıştır." şeklinde konuştu. 1982 yılında yine Hama'da benzer olaylar yaşandığında iletişim teknolojisinin bugünkü gelişmişlik düzeyinde olmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı, "Bugün ise bu iletişim çağında, herkesin gözü önünde cereyan eden bu şiddete karşı tepkisiz kalmamız mümkün değildir." dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, "Hama'da yürütülen operasyonlar bizde derin bir hayal kırıklığı ve üzüntü doğurmuştur. Bu operasyonların hem zamanlaması hem yöntemi son derece yanlıştır, şiddetle kınıyoruz." dedi. Bütün Müslümanlar gibi Suriyelilerin de Ramazan'a hazırlanırken bu çapta bir operasyon yürütülmesinin Ramazan'ın ruhuna uygun olmadığını kaydeden Davutoğlu, müdahalenin yönteminin de yanlış olduğunu vurgulayarak, "Meskun alanlarda, tanklar ve ağır silahlarla yapılacak operasyonun yaratacağı insan kaybının ne olacağının bilinmesi gerekirdi." dedi. Dışişleri Bakanı, Suriye halkıyla sürekli dayanışma içinde olduklarını söyleyerek, Suriye yönetimiyle de temaslarını kesmediklerini, hep aklıselim ve itidal telkininde bulunduklarını kaydetti.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ise Suriye ordusunun kuruluşunun 66. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada, ulusal "gururun" sembolü olarak nitelediği Suriye ordusunu kutladı. Esed, "Suriye halkının, ülkeyi bölmeyi amaçlayan bu yeni komplo dönemini başarısızlığa uğratacak öngörü ve ulusal bütünlüğe sahip olduğundan emin olduğunu" belirtti.

Hama'da ölü sayısı 150

Suriye askerleri, Ramazan'ın ilk sahuru yapılan gece ve ilk oruç tutulan dün, gün boyunca Hama'daki operasyonları sürdürdü. Haber ajanslarına telefonla bilgi veren Hama'da yaşayan Ömer Hamami adındaki eylemci, güvenlik güçlerinin sabah erken saatlerde kentte tanklarla ateş açtıklarını, gece de münferit silah atışlarının olduğunu söyledi. Suriye'deki insan hakları eylemcisi Mustafa Osso da Hama'nın bombalandığını teyit etti. Merkezi Londra'da bulunan Suriye İnsan Haklarını Gözleme Örgütü Başkanı Rami Abdurrahman, gece doğudaki Deir Ezzur kentinde de yoğun ateşin olduğunu söyledi.

Dünya tepkili, BM toplanıyor, NATO beklemede

Suriye'nin iki günde 150 sivili öldürmesine dünyadan da tepki yağdı. Avrupa Birliği, Suriye yönetimine karşı yaptırımlarını genişletme kararı aldı. Hama'daki katliamdan sorumlu olduğu düşünülen 5 kişiye daha seyahat yasağı getirildi. AB Dış Politika Şefi Catherine Ashton, Suriye'nin şu anki tutumunu sürdürmesi halinde birliğin daha başka adımlar atabileceğini vurguladı. Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christine Fages, AB'nin Şam yönetimine başka yaptırımlara da hazırlandığını bildirdi. Rusya, Suriye'nin Hama kentinde kan döküldüğüne ilişkin haberlerden endişe duyulduğunu belirterek, şiddetin sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Alman hükümeti sözcü yardımcısı Christoph Steegmans, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Suriye'deki olayları şiddetle kınadığını belirtti.

BM Güvenlik Konseyi de, Suriye'de artan şiddeti tartışmak üzere kapalı kapılar ardında toplantı kararı aldı. Konsey, 15 üyesi arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle haftalardır Suriye ile ilgili harekete geçemiyordu. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ise, Suriye'ye askeri müdahale için "şartların oluşmadığını" belirtti. Rasmussen, "Libya'da BM'nin açık himayesine dayanan bir operasyon yaptıklarını, bölge ülkelerinin de desteğini aldıklarını, bu iki şartın Suriye'de oluşmadığını" belirtti. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague de, Suriye'ye yönelik askeri müdahale ihtimalini devre dışı bırakarak, güçlü uluslararası baskı oluşturulmasını istedi. Hague, "Baskının etkili olması için sadece Batılı devletlerden değil, Arap devletleri ve Türkiye'den de gelmesi gerekir.'' diye konuştu.