Suriye’de Baas rejimi gazetecileri de hedef alıyor. Rejimin katliamlarını dünyaya aktaran birçok gazeteci ordunun hedefi oldu. Suriye’de 21 gazeteci hayatını kaybederken, birçoğundan ise haber alınamıyor. 2011 yılının Mart ayında başlayan olayları dünyaya duyurmaya çalışan gazeteci Ferzat Jarban'ın Humus’ta öldürülmesiyle başlayan gazeteci avı Japon Haber Ajansı muhabiri Mika Yamamoto’nun öldürülmesiyle devam etti.

Vurulma Anı Kamerada

2011'in Kasım ayında serbest olarak çalışan Suriyeli gazeteci Ferzat Jarban'ın Humus’ta öldürüldü. Halk ayaklanmasında öldürülen ilk gazeteci olan Jarban’ın cesedi askerler tarafından tutuklandıktan bir gün sonra cadde ortasında iki yerinden kurşunlanmış olarak bulundu.

Bir ay sonra Aralık ayında yine Humus’ta bir gazeteci daha öldürüldü. Ayaklanmaları el kamerasında kayda alarak belgesel yapma hedefinde olan 24 yaşındaki gazeteci Basil al-Sayed, protestoların ortasında rejim yanlıları tarafından başından vurularak öldürüldü. Jarban ve Sayed öldürülen yerli gazetecilerdi. Suriye’de öldürülen ilk yabancı gazeteci ise devlet kanalı France 2 için çalışan gazeteci Gilles Jacquier oldu.

Uluslararası alanda birçok ödüle sahip başarılı gazeteci Jacquier’in vurulma anı gazeteci arkadaşları tarafından da saniye saniye görüntülendi. Daha önce Irak, Afganistan ve Kosova gibi bölgelerde bulunan 20 yıllık savaş muhabiri Jacquier, Ocak ayında Humus’ta askerler tarafından vurularak öldürüldü. Yine aynı ayda Al Thawra için çalışan Shoukri Ahmed Ratib Abu Bourghoul öldürüldü.

Dünya basınına görüntü aktarıyorlardı

Şubat ayı Suriye’deki gazeteciler için en karanlık dönemlerden biri oldu. Bu ayda ABD’li ünlü savaş muhabiri Marie Colvin ve Fransız foto muhabiri Rémi Ochlik’in de aralarında bulunduğu 5 gazeteci öldürüldü. İngiliz Sunday Times gazetesi için çalışan Colvin ve IP3 Press için çalışan foto muhabiri Ochlik, Humus’un Bab-ı Amr bölgesinde Suriye ordusunun düzenlediği saldırılarda hayatlarını kaybetti.

Colvin ve Ocklik daha önce de Ortadoğu'da birçok çatışma bölgesinde görev yapmıştı. Anas al-Tarsha, Mazhar Tayyarave hükümetin bombardımanlarını görüntüleyerek dünya basınına aktaran Rami al-Sayed, Humus’ta Şubat ayında öldürülen diğer gazeteciler. Suriye ordusu Mayıs ayında da 5 gazeteciyi Şam’da öldürdü.

Şam Haber Ağı için çalışan Ahmed Adnan el-Ashlaq, Lawrence Fahmy el Naimi ve Ammar Mohamed Suhail Zado 27 Mayıs’ta bir apartmanda muhalifleri görüntülerken binanın ordu tarafından bombalanması sonucu hayatlarını kaybetti. Bu üç muhabir El Cezire, BBC ve CNN gibi dünyanın birçok uluslararası kuruluşuna görüntü geçiyordu. Onlardan bir gün sonra ise Humus’ta serbest olarak çalışan gazeteciler Bassel al-Shahadeve Ahmed al-Assamrejim yanlıları tarafından vurularak öldürüldü.

30 Gazeteciden Haber Yok

Haziran’da ise Suudi Arabistan merkezli televizyon kanalı Al-Ikhbariya için çalışan Sami Abu Amin ve Mohammad Shamma öldürüldü. İki gazeteci ofis olarak kullandıkları tren istasyonundaki bir odayı askerlerin taraması sonucu hayatlarını kaybetti. Ağustos ayında Suriye’de 5 gazeteci daha öldürüldü.

Suriye Ulusal Televizyonu muhabiri Mohammad Saeed, Al-Ikhbariya kameramanı Hatem Ebu Yahia, Suriye Haber Ajansı muhabiri Ali Abbas, Japon Haber Ajansı muhabiri Mika Yamamoto ve son olarak Tishreen gazetesinin muhabiri Mossaab Mohamed Saeed Al-Odaallah. Bütün bu ölümlerin yanı sıra Suriye’de kendilerinden haber alınamayan çok sayıda gazeteci mevcut.

Son olarak Arap TV kanalı el-Hurra adına Halep'te bulunan Türk kameraman Cüneyt Ünal ve yine aynı kanalın muhabiri Beşar Fehmi'den 5 gündür haber alınamıyor. Ayrıca bölgede çok sayıda yerel basın mensubunun da kayıp olduğu, bu sayının toplamda 30’u aştığı bildiriliyor.

Onlar da Ölebilirdi

Yazarımız Adem Özköse ve kameraman arkadaşımız Hamit Coşkun da belgesel çekmek için gittikleri Suriye'de kaçırılmış ve kendilerinden 70 gün boyunca haber alınamamıştı. İHH ve Dışişleri Bakanlığı’nın yoğun diplomatik temaslarının ardından iki gazeteci serbest bırakılmıştı. Ağustos ayı başında da Milli Gazete'den Cihat Arpacık ve Star Gazetesi'nden Kemal Gümüş, Suriye'deki olayları izlemek üzere gittikleri Halep'te, PYD üyesi oldukları kaydedilen bir grup tarafından alıkonulmuş, 2 Ağustos'ta serbest bırakılmıştı.