'Şu general, bu subay' demek doğru değil
Uludere konusunda Başbakan olarak gereken açıklamayı yaptığını belirten Erdoğan, ekledi: Arkadaşlarımın bu konuda açıklama yapması doğru değil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uludere faciası konusunda İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in 'vur emri'ne ilişkin açıklamasını değerlendirirken 'Bu konuda arkadaşların konuşmasını doğru bulmuyorum' dedi. Erdoğan, beş günlük Pakistan, Kazakistan gezisinin bitiminde kendisini izleyen gazetecilerin sorularını yanıtladı:
- Uludere konusunda İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in 'vur emri'ni veren komutana dair açıklamaları oldu?
Bu konuda sizlerden farklı bir lojistik destek bekliyorum. Lojistik destek şudur: İdari ve adli süreç devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak açıklamamı yaptım. Bundan sonra arkadaşlarımın da bu konuda açıklama yapmasını doğru bulmuyorum. Bu işe nokta koyalım. Bunu ne kadar konuşursak, gündemde kalmaya devam edecek ve yaralı olanları üzecektir. Olay adli ve idaridir: 'Şu general, bu subay'ı da doğru bulmuyorum. Genelkurmayımız takipçisidir, Adalet Bakanlığımız takipçisidir. Belgeler gereken makamlara verilmiştir. Süreç devam etmektedir. Biz PKK'nın ekmeğine yağ sürecek değiliz arkadaşlar. Terör örgütü her zaman propagandasının yapılmasından hoşlanır. Biz propagandasının yapılmasına el, ayak, dil mi olalım? Olmayalım.
- Hasip Kaplan'ın 'vur emrini hangi hayvan verdi?' sözüyle Taraf gazetesinin Bakan Şahin'i odun olarak gösteren haberini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim medyamızın geldiği noktayı göstermesi bakımından önemli... Öte yandan da siyasetin kalibresi böyle ortaya çıkıyor. TBMM'ye girmiş bir milletin vekili bu lafı kullanıyorsa o millete layık değildir. Kürsü dokunulmazlığı var diye o kürsüyü adi emelleriniz için kullanıyorsanız millet ona müsaade etmez.
- İsrail'le ilgili, Mavi Marmara'yla ilgili iddianame kabul edildi. Nasıl takipçisi olacaksınız? Ve yeni bir hükümet yapısı ortaya çıktı. Doğrudan ya da dolaylı temas trafiği var mı?
Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı olarak takibindeyiz. Bizzat şahsım olarak takibindeyiz. Üç talebimiz bellidir. İsrail yönetimi, Türkiye'den özür dileyecektir. Şehitlerimizin ailelerine tazminattır. Filistin'den ambargo kalkacaktır. Bu üçü yerine gelmezse ilişkilerin normalleşmesi mümkün değildir. Yeni İsrail yönetimi ne getirir ne götürmez bilinmez. Adım atacaklarsa, o oturulur konuşulur.
BUNLAR MİLLETVEKİLİ DEĞİL
- Kürecik radar Üssü son Chicago Zirvesi'nde NATO'ya devredildi. Oysa gizli anlaşma, eylülde Dışişleri Müsteşarı ve ABD Büyükelçisi arasında imzalanmıştı? Eylül-mayıs arasında geçen sürenin önemi mi vardı?
Kürecik olayı, NATO konsepti içinde yapılmış bir anlaşmadır. NATO konsepti içinde oranın ağırlıklı maddi yükünü alan kim olmuştur? Amerika'dır. NATO bunun yönetimini alacak. Başta Türkiye, Amerika olduğu gibi buna başka ülkeler de dahil edilecek. Türkiye, Amerika, Almanya başından beri bu işin içindeler. Önümüzde Chicago Zirvesi vardı. Burada gündeme gelmek suretiyle NATO'ya devredilmesi için planlarımızı yapmıştık. Bir yandan da radar üssünde çalışmalar devam ediyor. 10 yıldıza çıkarılması da önemli adımdır. 2 tane tüm general, 2 tane tuğgeneral olacağı gibi daha da artma noktasına gelecek. Bu, Türkiye'nin NATO içinde yönetimde ağırlığını artıracaktır. Kürecik daha önce de radar üssüydü, şimdi de daha iyi teknolojiyle bizim kendi rızamızla verdiğimiz yerdir. Ama saldırı amaçlı değildir. Bize füze teklifleri de gelmiştir ama biz sıcak bakmadık.
- BDP'lilerin Adalet Bakanlığı'na ziyaret talebi tartışma yarattı. Bakan randevuyu iptal etti. BDP ile müzakere yolunu siz açmıştınız. Bundan sonra nasıl sürecek?
Bu konuda da ilkeli olmak farklı bir şey. BDP filan bunlar parti olamadı. Parti olmaya da niyetleri yok. Parlamento kürsülerinden yaptıkları konuşmalar da onu gösteriyor. Bunlar milletvekili değil. Biz bunların siyasetteki temsilcileriyle müzakere ederiz ama terör örgütüyle de mücadele ederim. Ben hala aynı noktadayım.
- Anket yaptırıyor musunuz? Yeni sonuçlar var mı?
Elhamdülillah. Şu anda 3 tane var. 52 var, 54 var, 56 var.
- Memur maaşlarına müdahaleniz olacak mı?
Hiçbir müdahalem söz konusu değil. Memurlara toplu sözleşme hakkını veren parti biziz. Daha ilk toplu sözleşmede memur sendikalarının bu yaklaşımı bizi üzmüştür... Burada 3.5 artı 4 denilmiştir. Nihai neticesi bu demek değildir. Yıl sonu itibarıyla tek haneliye 7.5'un altına düşmezse, örneğin 1 puan kaldıysa biz onu ödeyeceğiz. Enflasyona ezdirmeyeceğiz. Bakıyorsunuz 7.5, 10, 10 nereye gidiyorsun kardeşim? Siz bizi Yunanistan mı yapmak istiyorsunuz?
Futbol başka cemaat başka
- 'Cemaat Fenerbahçe'yi ele geçirmek istiyor' tartışmasına ne diyorsunuz?
Benim, ne Fenerbahçe ne cemaat tartışması içinde bulunmam mümkün değil. Futbol işi başka bir olay, cemaat işi başka bir olay. Cemaat camide kardeşim... Futbolla ne alakası var?
- Silahlı predatör konusunda bir gelişme olacak mı? Cumhurbaşkanıyla konuştunuz mu?
Seçim öncesi Kongre'den böyle bir karar çıkmaz. Ama kovalıyoruz.
- Satın alma olmazsa kiralama denilmişti?
- Tutuklu vekiller konusu kapandı mı?
Bizim açımızdan yargı kararını bekleme konusu aynen sürüyor.
- CHP, 12 yıllık kesintisiz eğitimi Anayasa Mahkemesi'ne götürdü?
Bu bir samimiyeti gösteriyor. Meydanlara çıkıyor diyor ki; 'Biz karşı değiliz ama millet anlamadı' diyor. Sen anladın mı? Samimiysen Anayasa Mahkemesi'ne götürme. Biz dünyadaki eğitim sistemine tabi olmak durumunda değiliz. Ama oturduk, çalıştık. Ta Nimet Hanım döneminde. Gelecek noktasında inşallah bu sistem çok farklı bir şekilde, özgüven içinde gençliğin yetişmesine sebep olacak. Özellikle 12 yıllık eğitimden geçmeyen diploma alamayacak. Biz kız çocuklarımızın da önünü açıyoruz. Okula devam zorunluluğu yok. Yıl sonunda sınava girsin diploma alsın. Bir diğeri de mesleki eğitimde ara eleman kaynağını sağlayacak. Organize Sanayi Bölgeleri'yle çalışmaya giriyoruz. Onlara okul yaptırma zorunluluğu getiriyoruz. Hem okul, hem staj. Çocuk okulu bitirince sanat sahibi olsun istiyoruz.
Bir diğeri de katsayı engeli ortadan kalktığı için kendi mesleğinde üniversiteye devam etmek isteyenler, takviye verilmesi o alanda gençlerimizin iyi yetişmesine sebep olacaktır. Bir de kendi bakalorya sistemimizi kurmalıyız.
- AK Parti, 'neslin korunması' diye bir kavramın yeni anayasada yer almasını istiyor mu?
Neslin korunması çok önemli de arkadaşlarımız veriler üzerinden ne çalışıyor bilmiyorum. Ama eski anayasada, gençliğin, aklın, canın korunması var. Bunlar mevcut anayasada var. Terörle mücadele yasası ile bunların önüne geçmek istiyorsunuz. O ne getiriyor? Canın korunmasını. Okmeydanı'nda çocukları şoför çıkarmasa ne olacaktı.
Bakanlar yerel yönetime...
- Kongrede tüzük ve yönetimde yapısal değişiklik olacak mı?
Şüphesiz bazı değişiklikler yapacağız. MKYK'mızda ve MYK'mızda olacak. Üç dönem milletvekilliği olayı, bu değişiklik için teşvik edici olacaktır. Bu kongreyle partimiz 2014-2015 seçimlerini yapacak. Onu görerek bu değişikliği yapmamız lazım. Yeni gelecek ekip 2014 seçimlerini çıkaracak ekip olacak. Şimdi üç dönem diyenler bunun çözümlerini de görmüş olacak. 3 dönem sıkıntısını yaşamayanların parti yönetiminde yer alması yararlı olur diye düşünüyoruz. Arkadaşlarla görüşeceğiz.
- Üç dönemi tamamlayan bakanların yerel yönetimlere kaydırılacağı konuşuluyor. Böyle bir çalışmanız var mı?
Olur da yani niye olmasın. Kamuoyu araştırmalarıyla filan bu tür fısıltılar geliyor. Bunların çalışmaları yapılır. Atılması gereken adımlar atılır. Yerel yöretimlerde de başarılı olacak, iyi performans ortaya koyan arkadaşlarımız...
Kaynak: Çiğdem TOKER / AKŞAM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.