İngiltere Başbakanı David Cameron, daha bir kaç hafta önce son aşamaya geldiği düşünülen şirket birleşmesi konusunda tavrını sertleştirip Rupert Murdoch'tan, açıkça, BSkyB'yi almaktan vazgeçmesini istemişti.

İngiltere parlamentosundaki üç partinin de akşam saatlerinde yapılacak bir oylama ile aynı çağrıyı desteklemesi bekleniyordu.
Bu oylamaya saatler kala bir açıklama yapan şirketin başkan yardımcısı ve icra kurulu başkanı Chase Carey, tekliften vazgeçtiklerini bildirdi.

Carey, "Önerdiğimiz şirket birleşmesinin her iki şirkete de fayda sağlayacağına inanıyorduk, ancak şu ortamda ilerlemeye devam etmemizin çok zor olduğu ortaya çıktı" dedi.

Carey, News Corp'un BSkyB hissedarı olmaya devam edeceğini söyledi.

BSkyB ülkenin abonelikle uydu üzerinden yayın yapan en büyük medya kuruluşu olduğundan, bütünüyle Murdoch denetimine girmesinin tekelleşme yaratacağı endişeleri dile getiriliyordu.

Murdoch grubu ülkenin en büyük aboneli uydu kanalı olan BSkyB'de zaten yüzde 39 hisse sahibi.

Geri kalan yüzde 61 hisseyi satın almasıyla Murdoch grubu, şirketin yüzde 100'üne sahip olacaktı. Murdoch, uzun yıllardır hedeflediği şirket birleşmesi için 14 milyar dolar ödemeyi planlıyordu.

İngiltere ve İrlanda'da Sky adı altında yayın yapan BSkyB, 700 kadar radyo ve televiyon kanalı içeren bir platform sunuyor.
Şirket haber, film, eğlence ve eğitim kanalları yanında İngiliz premier ligi başta olmak üzere pek çok spor etkinliğinin yayın haklarına sahip.

10 milyonu aşkın konuta giren BSkyB bu açıdan Avrupa'da sektörün en büyük oyuncusu.

Skandal bu boyutlara ulaşınca dek, İngiltere hükümeti ve Avrupa Birliği, yine de bu dev şirketin Murdoch'ın medya ağına dahil olması planlarına onay verecek gibi görünüyordu.

Ancak şirketin gazete kolu News International'daki şaibeli uygulamalar nedeniyle Kültür Bakanı Jeremy Hunt, bu hafta teklifi incelenmek üzere Rekabet Kurulu'na sevketti.

Başbakan Cameron da şirketin İngiltere'deki gazete grubunun yöneticisi Rebekah Brooks'a istifa çağrısını yineledi.

Soruşturma açılacak

Başbakan David Cameron parlamentoda yaptığı açıklamada ayrıca konu hakkında yeni bir soruşturma açılacağını duyurdu.
Elektrikli geçen oturumda Cameron, ilk soruşturmadaki hatalar ve polis-medya-siyaset bağlantıları konusundaki suçlamalar ışığında, polisin değil bir yargıcın yöneteceği adli bir kamu soruşturması açılması gerektiğini söyledi.
Soruşturmayı yöneteceği duyurulan Yargıç Brian Leveson, medya yöneticilerini, editörleri ve siyasetçileri yeminli ifade vermeye çağırabilecek.

Başbakan Cameron bir yıl sürecek soruşturmada usülsüz davrandığı belirlenenlerin bundan böyle İngiltere'de başka bir medya kuruluşunda görev almasına izin verilmeyeceğini söyledi.

Bu kapsamda basın yasaları da yeniden gözden geçirilecek.

Rupert Murdoch'a bağlı muhabirlerin telefonları polise rüşvet vererek ya da özel dedektifler tutarak dinlediği iddiaları ilk olarak 2005'te gündeme gelmişti.

Polisin dört yıl önce açtığı soruşturmanın genişletilmesi çağrıları ise şimdiye dek sonuç getirmedi.

Polis yetkilileri 2007'de iki kişinin mahkum olduğu bir davayı 'münferit bir vaka' olarak görmüş; uzun süre araştırmaya değer başka bir şey olmadığını savunmuşlardı.

Ancak bu yıl başında, artan baskılar nedeniyle polis dosyayı yeniden incelemeye aldı.

Gazetenin eski editörlerinden birinin bir kaç ay öncesine dek Cameron'ın basın danışmanı olması ve ilk soruşturmayı yürüten bir polis yetkilisinin Murdoch grubunda çalışmaya başlaması tartışma yaratmıştı.

Çok sayıda sanatçı, sporcu, siyasetçi, gazeteci ve avukat da soruşturma açılması ve konunun açıklığa kavuşturulması talebiyle 'Hacked Off' adlı bir baskı grubu oluşturmuştu.
Bugün bu grubu kabul edecek olan Cameron, dün de siyasi parti liderleri ile konuyu görüşmüş; Londra Emniyet teşkilatı yetkilileri ise üç parti liderine bilgi vermişti.

Baba-oğul Murdoch parlamentoya çağırıldı

Parlamento'nun Kültür Komisyonu da Rupert Murdoch ile oğlu James ve News International şirketinin yöneticisi Rebekah Brooks'un gelecek Salı'dan önce oturumlarına katılarak sorularına yanıt vermesini istedi.

Murdoch grubunun alt kolu olan News International, İngiltere'nin en yüksek tirajlı gazetelerinden Sun'ın yanısıra The Times ve Sunday Times'ın sahibi.

Grup bünyesindeki 168 yıllık haftalık gazete News of the World ise, yasa dışı telefon dinleme skandalının iyice büyümesi ardından geçen hafta alelacele kapatıldı.

Yine Murdoch grubu bünyesindeki Wall Street Journal gazetesi, gizli kaynaklara dayanarak Murdoch grubunun İngiltere'deki kolu News International'ı bütün olarak satma fikrini değerlendirdiğini öne sürdü.

Tartışmalar ABD'ye de sıçradı. Amerikalı Senatör John Rockefeller, News Corp'un faaliyetleri ile Amerikan yasalarını çiğneyip çiğnemediğini belirleyecek bir soruşturma açılması çağrısında bulundu.

Rockefeller, telekulak skandalının 11 Eylül kurbanları ya da başka Amerikalılara da uzanmış olmasından kaygı duyduğunu söylüyor.

News of the World gazetesinin İngiltere'de Afganistan'da ölen askerlerin, ya da kayıp olan ve öldürüldüğünden korkulan kişilerin cep telefonlarına da ulaştığı, hatta mesajlarının silindiği iddia ediliyordu.

Sun: Yasadışı bir şey yapmadık

Bu arada Murdoch'ın sahibi olduğu Sun gazetesi Başbakan olduğu sırada Gordon Brown'un yeni doğmuş oğlunun kistik fibrozis hastası olduğunu ilan eden haberi ile yasaları çiğnediği suçlamalarını reddetti.

Brown, haberin yayınlanması karşısında eşi ile gözyaşlarını tutamadıklarını anlatmış, Murdoch grubundaki iki gazeteyi suçlamış ve bilginin kendi telefonlarının dinlenmesiyle elde edilmiş olabileceğini ima etmişti.

Sun ise yüzünü ve kimliğini gizlediği bir kişinin, haberi kendisinin duyurduğunu anlattığı bir video yayınladı.

Bu kişi oğlunun da aynı hastalığı çektiğini söylüyor; bu şekilde hastalığa dikkat çekip araştırmalara kaynak aktarılmasını sağlamak istediğini savunuyor.

Murdoch grubuna yöneltilen suçlamalar arasında öldürülen ortaokul öğrencisi Milly Dowler'ın kayıp olduğu duyulunca cep telefonuna girildiği de var.

News Corp kriz ardından 5 milyar dolar tutarında hissesini piyasadan satın alacağını duyurdu.

Şirketin hisse değeri 4 Temmuz'dan bu yana yüzde 14 düşmüş, uğranılan kayıp 5 milyar dolar olmuştu.

BBC Türkçe