Yazar Yılmaz Değirmenci’nin dördüncü kitabı olan Siyah Beyazın Ötesi, bu ay içinde Sepya&Epsilon yayınları tarafından okuyucuyla buluşturuldu. Üniversite sınavına hazırlanan renk körü bir gencin yaşadığı sıradışı deneyimin anlatıldığı romanda, romanın kahramanı Atakan, dünyayı siyah beyaz ekrandan gören ve henüz hiçbir renkle tanışmamış bir gençtir. Henüz yeni babasını kaybetmiş olmanın verdiği hüzün, annesine ve ailesinin geleceğine karşı hissettiği sorumluluk ve girmek üzere olduğu üniversite sınavının ağır baskısı altında yaşamını sürdürmektedir.

Hayatı bu şekilde devam ederken bir gün hiç ummadığı bir anda varlığından bile haberdar olmadığı ağabeyi ziyaretine gelir ve ondan sonra yaşamının tüm akışı değişir. Üstelik bu değişim hayatını düşündüğünden daha derin etkileyecektir. Atakan bu durumu ancak çok sonra farkedecektir. Perde arkasında, sahnenin önündekinden çok daha farklı bir senaryo gerçekleşmektedir.

Siyah beyaz bir dünyada renkleri keşfetmeye çalışan meraklı bir gözün hikâyesidir Siyah Beyazın Ötesi. Gerçek ile gerçek üstü içiçedir. Zaten önemli olan neyin gerçek olduğu değildir, bizim için ne anlama geldiğidir.

Yazar Yılmaz Değirmenci, bir yazar olarak asıl amacının her şeyden önce eserinin okunmasını sağlamak olduğu düşüncesiyle Facebook üzerinde romana özel bir sayfa açarak romanı pasajlar halinde paylaşmaktadır (https://www.facebook.com/Siyah.Beyazin.Otesi).

 Onbeş yaşındaki bir gencin bile hiç sıkılmadan ve yorulmadan rahatlıkla okuyabileceği bir roman olan Siyah Beyazın Ötesi, aynı zamanda aslında çok derin bir bilgi ve felsefi derinlik barındırmaktadır.

Renkleri keşfetmek, bizzat varlığı keşfetmektir. Tıpkı hayatı yeni yeni keşfetmeye başlayan renk körü Atakan'ın hikâyesinde olduğu gibi. Atakan'ın öyküsü yalnızlığın renksizliğine karşı insan beyninin ve yüreğinin rengârenk isyanının öyküsüdür.

Bu gizemli kapıyı aralamaya ve siyah beyazın ötesine açılmaya hazır mısınız?