Davların birleştirilerek, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner başta olmak üzere tutuklu yargılanan sanıkların şartsız tahliyesine karar verilmesinin, kaygıları artırdığını savunan Çelik, mahkemenin, daha önce de Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ı tahliye etmeyen 9 hakime ceza verdiğini hatırlattı. Bu kararla hakimlerin baskı altına alınmaya çalışıldığına dikkat çeken Çelik, eşzamanlı 'Balyoz Harekat Planı' soruşturması kapsamında bir defa daha toplu tahliyelerin olmasının bu konudaki kaygıların artmasına neden olduğunu vurguladı.

Çelik şöyle dedi: "Kaygılarımızda yanılmak için derhal soruşturma, yargılama ve karar makamlarını hukuka uygun hareket etmeye davet ediyoruz. 11. Ceza Dairesi'nin kendi görevi olmadığı halde dava dosyasını istemesi, CD üzerinden davaları birleştirmesi ve buna göre tahliye kararı vermesi tam bir skandaldır. Balyoz davasında, sanık avukatlarının nöbetçi hakime göre tahliye başvurusunda bulunması da manidardır. Haberal'ı tahliye etmeyen hakimlere ceza verilmesi de kabul edilemez bir gelişmedir. Hukuk yerine hukuk ile mücadele edildiğini düşünüyor, yüksek yargının kuşatma altına alındığına inanıyoruz. Jüristokrasi'nin tehdidini görüyor ve önlem alınmasını talep ediyoruz."

Çelik, yargıda istikrarsızlık meydana getiren kararlar ve güvensizliğin tırmanmasının yeni bir anayasa talebinin ne denli haklı olduğunun ispatı olduğunu dile getirdi. Çelik, artık sistemin temeline dokunulması gerektiğini sözlerine ekledi.