Sınıra Nasıl Bir Duvar Planlanıyor?
Atina Hükümenin Yasa Dışı Göçü Engellemek İçin Yunanistan-türkiye Sınırına Güvenlik Duvarı Çekmesi Planını Değerlendirdi.
Atina hükümenin yasa dışı göçü engellemek için Yunanistan-Türkiye sınırına güvenlik duvarı çekmesi planı ve bunun Yunanistan'daki yankılarını Atina'da yaşayan gazeteci Stelyo Berberakis Deutsche Welle'ye değerlendirdi.Yunanistan'ın kamu düzeninden sorumlu bakanı Hristos Papoutsis'in 3 Ocak Pazartesi günü kaçak göçleri engellemek için Türkiye kara sınırına duvar çekilmesinin planlandığını açıklaması, Avrupa'da geniş yankı buldu.
Avrupa Komisyonu'nun içişlerinden Sorumlu Üyesi Ceilia Malmström yaptığı açıklamada, duvar planını eleştirdi ve bunun kısa vadeli bir çözüm olduğunu, Yunanistan'ın daha uzun vadeli çözümlere odaklanması gerektiğini söyledi.Nasıl bir duvar planlanıyor? Türkiye-Yunanistan sınırına, yeni bir Berlin Duvarı mı örülecek? Gazeteci Stelyo Berberakis, kafalarda beliren bu soruya hemen açıklık geteriyor: Buna göre sınıra 3 metre yüksekliğinde ve makasla kesilemeyecek bir tel örgü çekilmesi planlanıyor.
Berberakis, 80 kilometrelik Türkiye-Yunansitan sınırının 12,5 kilometresi için planlanan güvenlik duvarının Yunanistan'da büyük tepki uyandırdığını ve hoş karşılanmadığını vurguluyor: "Bütün muhalefet partileri karşı çıktı. Sivil toplum örgütleri de öyle. Bunun insanlık dışı bir plan olduğundan söz ediyorlar. Fakat Kamu Düzeni Bakanı Hristos Papoutsis, bunun zaten geçen kasım ayından itibaren Türk-Yunan sınırlarını Yunan polisi ile birlikte korumaya başlayan Avrupa Sınır Muhafızları, yani Frontex'in bir önerisi olduğunu söyledi. Ancak başka çarelerinin kalmadığını da duyuruyor Papoutsis. Çünkü gerçekten de 2009 ve 2010 yıllarında Yunanistan'a Türkiye üzerinden gelen kaçak göçmenlerin, yaklaşık yüzde 371 oranında artmış olduğundan zaten Frontex'i yardıma çağırmışlardı.
Ancak Türk-Yunan sınırının, yani Meriç sınırının 12,5 kilometrelik bölgesinde nehir geçmediği için, tarlalar aracılığıyla Yunanistan'a geçişin daha kolay olduğuna dikkat çekiyor."'Duvar sadece çaydırıcı olabilir'Berberakis, zaten ekonomik sıkıntılar içindeki ülkenin kaçak göçmenlerle de büyük sorunlar yaşadığını belirtiyor. Atina'nın merkezinin bazı bölgelerinin Pakistan'ı hatırlattığını ve bunun kamuoyunu çok huzursuz ve çok tepkili yaptığını ifade ediyor. Ancak kamuoyunun kabul edecek gibi görünse de çit çekme, duvar örme ve tel örgü gibi önlemlere daha hassas davrandığını ve insanlık dışı bulduğunu söylüyor.
ABD'nin Meksika sınırına inşaa ettiği bariyerler, duvar ve elektrikli tellerin de yasadışı göç akışını engelleme konusunda başarı sağlamadığını vurgulayan gazeteci Stelyo Berberakis, kaçak göç ile mücadelede güvenlik duvarının pek işe yaramayacağını düşünüyor: "Bu bana ilk açıklandığında Yunanistan ile Arnavutluk arasındaki elektrikli tel örgüleri hatırlattı ki onlarda çok tüyler ürperticiydi. Ben zamanında gidip orada röportajlar da yapmıştım. Yani hiç hoş olmayan bir şey. Fakat bunun önüne geçileceğine dair belirtiler varsa yani geçici olarak bile olsa en azından caydırıcı bir unsur taşıyacaksa Yunanistan'a göç akının durdurulması konusunda belki bir işe yarayabilir diye bir ikinci düşüncede bulunabiliyorum. Fakat Yunanista'a geçiş yolları o kadar fazla ki, bunun sadece caydırıcı olabileceğinden başka bir işe yarayabileceğini de hiç sanmıyorum."'Duvar insan kaçakçılarının işine yarar'Gazeteci Berberakis kamuoyunda bu tarz bir duvarın insan kaçakçılarının işine yarayacağının düşünüldüğünü söylüyor: "Şimdi bu kaçak göçmenleri Yunan topraklarına getiren çeteler, bu kara sınırından geçişler için adam başına yaklaşık 400-500 kadar ücret aldıkları biliniyor.
Şimdi bu işler zorlaştıkça Meriç'in başka yerlerinden ve daha büyük paralarla geçişlerinin sağlamaya çalışacaklarından kabak yine bu kaçak göçmenlerin başına patlayacağından söz ediyorlar."Sorun nasıl çözülebilir?Söz konusu güvenlik duvarı planının, AB Komisyonu'nun da onayından geçmesi gerektiğini hatırlatan Stelyo Berberakis, sorunun tel örgülerle değil göçmenlerin geldikleri ülkelerle bir iade anlaşması yapılarak çözülebileceği görüşünde. "Bir de unutmamak gerekir ki, Türkiye ile Yunanistan arasında 2002 ya da 2003 yılında imzalanan göçmenlerin iadesi anlaşması vardı. Fakat bu fazla yürülüğe giremiyor.
Başbakan Erdoğan'ın son Atina ziyaretinde Yunan Başbakanı ile yapmış olduğu ikili görüşmelerde de bu tekrar gündeme gelmiş ve yürürlüğe konulması konusunda da bir karara varmışlardı. Ancak biliyorsunuz Türkiye ve Yunanistan'da da işler biraz ağır yürüdüğünden anlaşmanın da ağır yürüdüğünü görüyoruz. Şimdi Türkiye'den gelen daha doğrusu geldikleri tespit edilen göçmenelerin aslında Türkiye'ye iadesi, Türkiye'nin de bu insanları geldikleri ülkelere göndermesi gerekiyor. Fakat Türkiye'nin de benzeri çok problemleri var tabii ki. Resmi olamyan rakamlara göre bütün Türkiye'de yaklaşık 5 milyon kadar Türkiye'ye yasadışı yollardan girmiş göçmen bulunuyor. Bunlar resmi rakamlar değil tabii bilemiyoruz. Fakat bu insanların çoğu da nasıl Türkiye'yi sıçrama tahtası olarak kullanıyorlarsa Yunanistan'ı da sıçrama tahtası olarak kullanıp Yunnaistan'a geldikten sonra da Orta Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyorlar. Fakat ben AB Komisyonu'nun görüşüne katılmak zorundayım. Çünkü bu insanların menşeî ülkelerle bir anlaşmaya varıp onları direk oraya göndermelerinden yanayım ve benim gibi düşünen birçok insan var tabii."Gazeteci Stelyo Berberakis, Atina hükümetinin güvenlik duvarı planının ardında Türkiye'ye yönelik başka politik planların olduğu gibi iddalara ise katılmıyor.
Kaynak: