Şimon Peres Bakü'ye gidecek
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, 28 Haziran'dan Azerbaycan'ı ziyaret edecek. Peres'in Petrol ve doğalgaz zengini Bakü'den ne isteyeceği şimdiden merak konusu oldu.
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in 28 Haziran'da Azerbaycan’ı ziyaret edeceği açıklandı. Açıklama, diplomatik çevrelerde doğrulanmakla birlikte, Bakü yönetimi tarafından resmen ilan edilmiş değil.
Bakü’de resmen açıklanmayan ama, ciddi olarak önemsenen bir ziyaret. Ziyaretin, Azerbaycan ağında, yahudi lobisini kullanmak yattığını söyleyebiliriz. Tel-aviv ayağında, Azerbaycan gibi şii müslüman nüfusa sahib, İran’a sınır, Türk kökenli, orta asya ve kafkaslara bir köprü, enerji kaynağı olması gibi oldukça stratejik nedenler yatıyor.
Azerbaycan, İsrail ile diplomatik ilişkileri olan fakat, düşük ölçekte tutan ülkelerden biri. İsrail ise Azerbaycan’la diplomatik ilişkilerini üst düzey seviyelere çıkartmanın yollarını ve fırsatlarını sürekli kollayan bir politika izliyor.
İsrail’in izlediği bu politika için en iyi fırsat, 28 Haziran’da Peres’in yapacağı Bakü ziyaretiyle doğmuş oluyor. Baku yönetimi de, bu fırsatı, altın tepside Şimon Peres’e sunuyor.
İran’a sınır olması, İsrail için Azerbaycan’ın dış politikada önceliklenmesine neden oluyor. Azerbaycan’a nüfuz ederek, komşu İran’da olup bitenleri takib etmek, Tahran’ı izlemek, İsrail için bulunmaz bir fırsat. Hele de, İran, “tehdit ve tehlike arz eden!” bir ülkeyle hem etnik ve hem mezhebi anlamda ortak noktaların bulunması, İsrail’in yürüteceği dış politikada elini daha bir açmış olacak. Zira, üunni Arap dünyası içinde ihtilaf çıkartarak, yer edinmeye çalışan İsrail, şimdi, şii nüfuslu Azerbaycan’la ilişkileri geliştirerek, “şii dünya ile bir sorunum yok” demek isteyecektir.
Ayrıca, Orta Asya ve Kafkaslardaki, Türk nüfusunun batıya açılan kapısı niteliğindeki Azerbaycan’ın içerisindeki nasyonalist çevreleri tahrik ederek, İran’da çıkarılacak huzursuzluklar, İsrail’in elini kolaylaştıracaktır. Bu yüzden de, Azerbaycan’da etki sahibi olmanın ne kadar rahat hareket edeceğini bilmeyen yoktur.
Petrol ve doğal gaz zengini, Azerbaycan, kaynaklarını işletme ve dış dünyaya pazarlama yolları ararken, alternatifler üzerinde duruyor. İsrail, ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Azerbaycan’dan temin etmeye çalışıyor. Dolayısıyla, İsrail, Azerbaycan’dan enerji alanlarında yatırım yapmak istiyor. Yatırım yapan bir İsrail, Azerbaycan’da daha rahat ve daha sesli hareket edebilecektir.
Bakü’nün, İsrail’in yatırımından çok, Karabağ konusunda destek istiği biliniyor. Fakat, Karabağ konusunda yıllardır MİNSK grubunun çözüm konusunda bir çalışması olmamışken, İsrail’in etkili bir diplomasi yürütmesi beklenemez. Özellikle, Ermenistan karşısında, İsrail’in Azerbaycan’dan yana tavır almasını beklemek biraz saflık olur.
Şimon Peres’in Azerbaycan'a yapacağı ziyaretin, Bakü’nün arayışlarına değil, İsrail’in arayışlarına bir cevab olacağından kuşku yok. İşte, israil’in arayışlarınn ne olduğunu iyi görmek gerekir.
Bakü’de resmen açıklanmayan ama, ciddi olarak önemsenen bir ziyaret. Ziyaretin, Azerbaycan ağında, yahudi lobisini kullanmak yattığını söyleyebiliriz. Tel-aviv ayağında, Azerbaycan gibi şii müslüman nüfusa sahib, İran’a sınır, Türk kökenli, orta asya ve kafkaslara bir köprü, enerji kaynağı olması gibi oldukça stratejik nedenler yatıyor.
Azerbaycan, İsrail ile diplomatik ilişkileri olan fakat, düşük ölçekte tutan ülkelerden biri. İsrail ise Azerbaycan’la diplomatik ilişkilerini üst düzey seviyelere çıkartmanın yollarını ve fırsatlarını sürekli kollayan bir politika izliyor.
İsrail’in izlediği bu politika için en iyi fırsat, 28 Haziran’da Peres’in yapacağı Bakü ziyaretiyle doğmuş oluyor. Baku yönetimi de, bu fırsatı, altın tepside Şimon Peres’e sunuyor.
İran’a sınır olması, İsrail için Azerbaycan’ın dış politikada önceliklenmesine neden oluyor. Azerbaycan’a nüfuz ederek, komşu İran’da olup bitenleri takib etmek, Tahran’ı izlemek, İsrail için bulunmaz bir fırsat. Hele de, İran, “tehdit ve tehlike arz eden!” bir ülkeyle hem etnik ve hem mezhebi anlamda ortak noktaların bulunması, İsrail’in yürüteceği dış politikada elini daha bir açmış olacak. Zira, üunni Arap dünyası içinde ihtilaf çıkartarak, yer edinmeye çalışan İsrail, şimdi, şii nüfuslu Azerbaycan’la ilişkileri geliştirerek, “şii dünya ile bir sorunum yok” demek isteyecektir.
Ayrıca, Orta Asya ve Kafkaslardaki, Türk nüfusunun batıya açılan kapısı niteliğindeki Azerbaycan’ın içerisindeki nasyonalist çevreleri tahrik ederek, İran’da çıkarılacak huzursuzluklar, İsrail’in elini kolaylaştıracaktır. Bu yüzden de, Azerbaycan’da etki sahibi olmanın ne kadar rahat hareket edeceğini bilmeyen yoktur.
Petrol ve doğal gaz zengini, Azerbaycan, kaynaklarını işletme ve dış dünyaya pazarlama yolları ararken, alternatifler üzerinde duruyor. İsrail, ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Azerbaycan’dan temin etmeye çalışıyor. Dolayısıyla, İsrail, Azerbaycan’dan enerji alanlarında yatırım yapmak istiyor. Yatırım yapan bir İsrail, Azerbaycan’da daha rahat ve daha sesli hareket edebilecektir.
Bakü’nün, İsrail’in yatırımından çok, Karabağ konusunda destek istiği biliniyor. Fakat, Karabağ konusunda yıllardır MİNSK grubunun çözüm konusunda bir çalışması olmamışken, İsrail’in etkili bir diplomasi yürütmesi beklenemez. Özellikle, Ermenistan karşısında, İsrail’in Azerbaycan’dan yana tavır almasını beklemek biraz saflık olur.
Şimon Peres’in Azerbaycan'a yapacağı ziyaretin, Bakü’nün arayışlarına değil, İsrail’in arayışlarına bir cevab olacağından kuşku yok. İşte, israil’in arayışlarınn ne olduğunu iyi görmek gerekir.