Show TV'de büyük ahlaksızlık !
Osmanlı tarihinin en muhteşem dönemi kadın düşkünü padişahla anlatılacak. Bu dizi yayına asla girmemeli; iyi de neden ?
Osmanlı tarihinin en şanlı döneminin çarpıtıldığı "Muhteşem Yüzyıl" dizisine tepki yağmaya başladı. Haberkultur.net yazarı Handan Özduygu'ya göre, Show TV'nin yeni dizisi Muhteşem Yüzyıl, Kanuni Sultan Süleyman'ın şerefli tarihi, haremdeki kızların hepsinin padişahın koynuna girmek için hazırlandığı iç gıcıklayıcı müstehcen sahnelerle anlatacak. İşte o yzaı;
Osmanlı ve saray denince aklına sadece müstehcen cariye hikayeleri gelenlerin reyting uğruna tarihi istismar etmelerinin yeni bir örneği 'Muhteşem Yüzyıl' Show tv de yayına girmek üzeredir...
Osmanlı tarihinin en muhteşem dönemi, anlı şanlı 46 yıl dünyaya hükmetmiş 'Muhteşem Süleyman' ismi ile tarihe geçmiş bir padişahın, kadın düşkünü olarak anılması fevkalade çirkin ve yanlıştır...
Muhteşem Yüzyılın, Muhteşem Süleyman'ın şerefli tarihi, haremdeki kızların hepsinin padişahın koynuna girmek için hazırlandığı iç gıcıklayıcı müstehcen sahnelerle anlatmak, nasıl bir anlayıştır, üzerinde düşünmek gerek…
Dizinin senaristi Meral Okay, diziyi anlattığı bir televizyon programında:
“Bildiğimiz resmi tarihin dışında da bir tarih var tabii ki… Belgelerle ortaya çıkan, daha asık yüzlü bir tarih… Ama öbür tarafta o tarihi yapan, o tarihi şekillendiren insanların bir de kendi hayatları, kimlikleri var” diyor…
Yani her önüne gelenin kendi hayatı algılayışına, kendi dünya görüşüne, kimliğine, ahlaki yapısına göre tarihi şekillendirdiğini gayet açık bir dille ifade ederken, dizinin senaryosunu yazarken de kendi dünya görüşünü, tarihi şahsiyetlere nasıl bir rahatlıkla giydirdiğini bir anlamda ifade ve itiraf ediyor…
Tarihi erkekler yazdığı için, erkeklerle ilgili daha fazla şey bilindiğini vurgulayan Okay, haremin kapalı bir kapalı kutu olduğunu belirterek; harem ancak oryantalistlerin ‘olsa olsa böyledir' diyerek yazdıkları bir şey olduğunu röportajında ifade etmiş. Tanıtımları izlediğinizde de Okay'ın haremi, padişahın emrinde vur patlasın çal oynasın, her gece bir cariye ile bir umumhane gibi anlatmayı seçtiğini görüyoruz.
‘Muhteşem Yüzyıl' ın muhteşem bir pervasızlık ve fütursuzluk içinde saygısız anlatımı, adeta çobansız bir sürüye karşı buyurgan, ben yaptım oldu rahatlığı, nereye kadar doğrusu merak ediyoruz.
Bir dizide Kanuni Sultan Süleyman anlatılacaksa vurgu neden onun herkesi hayran bırakacak entelektüel kişiliğine, seferlerine, zaferlerine, insanlık tarihinin medeniyet seviyesini nasıl yükselttiğine değil de koca cihan padişahının devşirme bir kadının elinde nasıl madara olduğu vurgusu yakıştırılır ve yapıştırılır. Bir erkeğin padişah da olsa, eşine duyduğu aşk neticede, muhteremdir, güzeldir, saygı gerektiren bir durumdur, peki ama niçin, neden, bu kadar müptezel bir dille anlatılır…
Aklı selim ve insaf duygusu ile bir gerçek tarihe bakın, bir de dizideki erotik-müstehcen sahnelere bakın, bu gözü dönmüş, haddi aşmış anlatım, bu kadar zaman sonra dahi olsa Osmanlıya karşı batılı zihnin hazımsızlığıdır sadece... Bir İslam Halifesinin, bu kadar seçkin, nitelikli ve başarılı olmasına tahammül edemeyenler, çamur at izi kalsın basitliği içinde, yaşadığı aşkı mümkün olduğu kadar çirkinleştirme yolunu seçmiştir.
Hükümdarlığı boyunca ortaya koyduğu adalet, kanun ve nizama karşılık tarihte ‘Kanuni' ünvanı ile anılmış ‘Muhibbi' mahlası ile yazdığı 3500 şiirlik divanı olan, mektuplarını “Bende-i Hûdâ, Süleyman-ı bî-riya” diye imzalayan mümtaz özel bir şahsiyettir söz konusu olan… Devrin Şeyhülislamı, aynı zamanda yakın dostu, Ebussuud Efendiye yazdığı bir mektubunda:
“Halde haldaşum, sinde sindaşum, ahiret karındaşum, tarik-i Hak' da yoldaşım Molla Ebussuud Hazretlerine duâ-i iblağından sonra nedür halinüz ve nicedür mizac-ı lazımü'l-imtizacınız” içten mütevazi ifadeleri ile anılmış, tanınmıştır.
Bir yanda Şeyhül İslam Ebussuud, bir yanda Mimar Sinan ve şaheserleri ile tarihe iz bırakmış, insanlığın hayranlığını kazanmış, bir padişahı meziyetleri ve güzellikleri ile anlatmak için, elbette sizin de birdonanımve alt yapı sahibi olmanız gerekirdi. Ama senaryoyu yazan Meral Okay, Muhibbinin şiirlerine yer verirken birçoğunu anlayamadığı için olsa gerek, bazılarını duruma göre kendisinin uydurduğunu söyleme rahatlığı içindedir…
Hayatı sadece müstehcenlik ve ahlaksızlık üzerine kurulu sananların hazırladığı bu dizinin yayını durdurulmalı ya da mahrem sahneler çıkarılmalıdır... Osmanlı yarı çıplak raks eden cariyelerle değil, dünya medeniyetine yaptığı hizmetlerle anılmalıdır...
Okuyucuları ve diziyi izleyen aklı selim ve insaf sahibi herkesi, radyo ve televizyon kurumunu göreve çağırıyoruz…