Mehmet YILMAZ'ın haberi

İstanbul Kuzguncuk’ta faaliyet gösteren Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin resmi internet sitesinde var olan yazı fontunda Turkey kelimesi ile soykırım anlamına gelen Genocide kelimesini eşleştiren ifade kullanıldığını ileri süren Türk Büro-Sen, 'Ermeni Soykırımı'na karşı kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını kaydetmişti. Türk Büro-Sen'in açıklamasına Surp Krikor Kilisesi açıklama yaparak cevap verdi. Benzer yanlışlıkların olabileceğini belirten kilise, bir propaganda yapma amacında olmadıklarını kaydetti. Kiliseye son cevap Türk Büro-Sen Genel başkanı Fahrettin Yokuş'tan geldi.

TÜRK BÜRO-SEN'İN AÇIKLAMASI....

Türk Büro Sen'in internet sitesinde yayınlanan açıklama, yorumsuz ve özetle şu şekilde:

"İstanbul Kuzguncuk’ta faaliyet gösteren Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin resmi internet sitesinde var olan yazı fontunda Turkey = Genocide yazısının çıkması bir Sivil Toplum Kuruluşu olan sendikamız Türk Büro-Sen tarafından ortaya çıkarılmış, ülkemize yapılan bu yanlışa karşı kamuoyu oluşturulmaya çalışılmıştır. Söz konusu Ermeni Kilisesi, sitesinden yapmış olduğu ilk açıklamada ortaya çıkartmış olduğumuz yanlışlığı tamamen bir iftira olarak nitelendirmiş ve hakkımızda suç duyurusunda bulunmuş; hatta AGOS gazetesinde dahi kiliseyi hedef gösterdiğimize dair haberler yayınlanmıştır."

Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin sitesindeki soykırım propagandası ayıbını yalanması neticesinde, Türk Büro-Sen'in 10.Şubat.2010 tarihinde ayırt etmeksizin tüm basın mensuplarını davet ettiği bir toplantıyla iddiasını görsel olarak adım adım ispatladığı bildirilen açıklamada "ayrıca, kilise hakkında sendikamız tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyusunda bulunulmuştur. Basın açıklamamızın duyarlı bazı basın kuruluşlarında yayınlanmasının ardından, konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de dikkatini çekmiş Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman tarafından yazılı soru önergesi verilmiştir."

SURP KRİKOR LUSAVORİÇ KİLİSESİ'NİN AÇIKLAMASI....

Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi'nden yapılan açıklamada ise şöyle:

"Kendisini tanımadığımız Türk Büro Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş kilisemize, bu kutsal mekana, aslı astarı olmayan çok çirkin hakaret ve iftiralarda bulunmuştur. Hala da anlayamadığımız bir şekilde devam etmektedir. Bu çirkin iftiralar haber olarak da aynı metin bazı internet sitelerinde yayınlanmaktadır. Üsküdar Kaymakamlığı, Emniyeti dahil, 01.02.2010 Tarih ve 2010/2108 No ile kendisi ve bunları yayınlayan internet siteleri hakkında Üsküdar Baş Savcılığına suç duyurusunda bulunduğumuzu belirtmiştik. Türk Büro Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş çok çirkin yakıştırmalarla bizleri hedef göstermeye devam etmektedir.


Bizler hepimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında, bu ülkenin çocukları olarak, ırk, din, dil gözetmeden zaten kendilerinin de dediği gibi Barış ve Kardeşlik içinde yaşamaktayız. Biz bunu çeşitli etkinliklerle gerçekleştiriyoruz. Ancak bu Barış ve Kardeşliği bozmaya dönük çalışmaların içinde olmak isteyenlerin oyunlarına gelmeden bu ülkede Barış ve Kardeşliği devam ettireceğiz. Hatta kendileriyle de bu konuda beraber çalışmayı öneriyoruz. Kendisinin de dediği gibi elbette bizler Türk Milletinin evlatlarıyız. Bizleri böyle gördüğü için de teşekkür ederiz.


Bilgisayar konusunda ileri seviye teknik bilgisi olduğu için de kendilerini tebrik ediyoruz. Bizlerin bilmediği, kimsenin aklına gelmeyen, oturup tek tek inceleyip kontrol etme gereğini duyup farkına vardıkları, bizlerin de diğer internet sitelerinden edindiğimiz bu fontların içinde, açıkladıkları gibi bizim de gözümüzden kaçan bir font varsa, bizi nazikçe uyarıp bu fontları kaldırmamızı sağlayabilirlerdi. Bizim kendileri kadar bu konularda ileri seviyede bilgimiz yok. Font dosyalarını internet sitemize koymadan kontrol edilmemesinden doğan bir dikkatsizlik söz konusuysa veya herhangi bir yanlışlık varsa bunu hemen düzeltirdik. Ancak tarafımıza yaklaşım şekli düşündürücüdür. Çok çirkin bir şekilde iftira ve hakaretlerine devam edip bizlere bir kimlik giydirmeye çalışılmaktadır. Belli ki amaçları başkadır.


Bizler Kuzguncuk'ta Cami ve Kilise yan yana, bir sokak ötemizde de sinagog ile dinlerin ve bu ülkede yaşayan bizlerin kardeşliğini konu alan etkinlikler yapmaktayız. TRT dahi bu konularla ilgili çeşitli belgeseller çekip yayınlamıştır. Özellikle bu ülkede yaşayan bizler, birbirimize karşı kardeşliği ve sevgiyi yüreğimizden eksik etmeyiz. Bazı asılsız haberleri çıkartanların konu ile tam olarak bilgilenmelerini ve konuşmalarını bu doğrultuda yapmaları ve en azından bilgimize baş vurmaları gerekir diye düşünüyoruz.


İnternet sayfamızda Ermenice metinlerin okunabilmesi için internet sitemizden de temin edilebilen Ermenice fontlar, internetteki tüm Ermenice sitelerde bulunan hazır fontlardır. İnternetteki her türlü yazılım programı içeren teknik internet sitelerinden temin edilebilen bu hazır fontlar, bilgisayara yüklendiğinde Ermenice yazı karakterleri okunur olabilmektedir. Bizler de bu fontları, bu internet sitelerinden temin etmekteyiz.


Vakfımızın internet sayfasında kilisemizin tarihçesi, kilisemizde düzenlenen dini ayinler, vakfımız hakkında İstanbul Ermeni basınında yer alan haberler, yönetim kurulumuzun girişimleri ve cemaat mensuplarının da katkılarıyla yapılan yenileme çalışmaları hakkında bilgiler yer almaktadır.
Vakfımız hakkında İstanbul Ermeni basınında Ermenice olarak yayımlanan gazete haberleri, kilisemizin tarihçesi ve ayinlerde okunan birkaç dua dışında, internet sayfamızda yer alan tüm bilgiler, Türkçe hazırlanarak yayımlanmaktadır. Vakfımızın internet sayfasında yukarıda belirtilenler dışında herhangi bir bilgi, yazı, yorum veya ek bölüm bulunmamaktadır.


FAHRETTİN YOKUŞ'TAN CEVAP


Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş da, söz konusu Ermeni Kilise’sinin Türk Büro-Sen’in konu üzerinde ki ısrarına ve haklılığına karşı koyamadığını ve sitesinde ki Turkey= Genocide yazan yazı fontunu kaldırdığını kaydetti. Ermeni Kilise’nin bu tutumunu geri adım olarak nitelendiren Yokuş; “ Kilise yetkililerinin önce inkar edip daha sonra resmi sitelerinden Ermenice yazı fontunu kaldırmaları haklılığımızı ortaya koymuştur. Keşke olayı inkar yolunu seçmeselerdi. Keşke bizlere bu hususta iftiralar atarak, 'bizi hedef gösteriyorlar' ibaresinin arkasına sığınmasalardı. Bir Türk vatandaşı olarak, hiç kimsenin atalarımıza 'soykırımcı katil' demelerini kabul edemeyiz. Hele hele bu ifadelerin kullanıldığı yerin bir Ermeni Kilisesi’nin resmi internet sitesi olması, inanç değerlerinin olması gereken yerde bu tür ifadelerin kullanılması, kilise yöneticileri için büyük bir utanç vesilesi olmalıdır. Hukuki çerçevedeki mücadelemizi Bağımsız Türk Mahkemeleri'nde sürdüreceğiz. Ayrıca Hocalı Katliamı’nın 8. yıl dönümü olan bugün, 900’ü aşkın Azeri Türkü kadın, erkek, ihtiyar, genç ve çocuk olmasına bakılmaksızın katledilmiştir. Ermenistan’ı Azeri Türklerinden özür dilemeye ve Karabağ işgalini sonlandırmaya davet ediyoruz" dedi.