SEDAT YENİGÜN KABRİ BAŞINDA ANILACAK
İnsan yetiştirmekten başka bir derdi olmayan, tek bir eyleme bile katılmamış olan, Cemil Meriç'in öğrencisi olan Sedat Yenigün, 5 Temmuz 1980'de hain eller tarafından şehit edildi.
33 yıl önce şehit edilen Sedat Yenigün, dostları ve dava arkadaşları tarafından 5 Temmuz Cuma günü İkindi namazı sonrası mezarı başında anılacak.
CEMİL MERİÇ, ÖĞRENCİSİ İÇİN NE DEMİŞTİ?
Hocası Cemil Meriç, Sedat Yenigün'ün şehit edilmesi üzerine şunları yazmıştı; "Şuurdu Sedat, samimiyet idi, imandı... Coşkun bir gönüldü. Zulmün kılıcını kanının ateşinde eritecek kadar coşkun bir gönül. İsa Peygamber zamanında yaşasa havari olurdu, Asr-ı Saadette bir sahabe...Konuştuğu gibi düşündü, düşündüğü gibi konuştu... Sevgi idi, ihlâs idi. Asırlardan beri hasretini çektiğimiz yiğit, pervâsız, içi-dışı bir, münevver. Çevresini ışığa boğmak için alev alev yandı..."
5 TEMMUZ'DA MEZARI BAŞINDA ANILACAK
1980 öncesi yıllarda Türkiye'de İslami kimliğin oluşmasına fikir ve ahlakı ile öncülük eden Sedat Yenigün tam 33 yıl önce şehit edildi. Dostları 33 yıl sonra her sene olduğu gibi bu senede bir araya gelerek Topkapı'daki mezarında Yenigün'ü anacaklar.
Merhum Yenigün vefatının 33. yıl dönümünde dostları ve dava arkadaşları Nizami camiinde ikindi namazı sonrası Topkapı'da bulunan mezarında dualarla, hatimlerle anacak.
SEDAT YENİGÜN KİMDİR?
Sedat Yenigün 1950'de Erzincan'da doğdu. Ailesiyle birlikte İstanbul'a göç eden Yenigün, liseyi Vefa Lisesi'nde okudu. Okul yıllarında dönemin en önemli gençlik organizasyonu olan Milli Türk Talebe Birliği ile temasa geçerek MTTB'nin faaliyetleri içerisinde aktif görevler aldı. MTTB'nin milliyetçi kimlikten İslamcı kimliğe evrilmesinde rol oynamış, Ortaöğretim Kademesinin ilk başkanı Mustafa Bilgi'nin ekibi içerisinde yer aldı. Mustafa Bilgi'nin düzenlenen bir bombalı saldırı sonucu vefat etmesiyle başkanlığa Sedat Yenigün getirildi. MTTB içerisinde okuma grupları ve kitap kulübü kurup, İslam dünyasının yakından tanıdığı Seyyid Kutup, Mevdudi, Abdülkadir Udeh, Ali Şeraiti, Muhammed Hamidullah, Malik bin Nebi gibi düşünürlerin kitaplarını gençlerle buluşturdu. MTTB'de basın yayın kültür işlerini organize ederek Milli Gençlik dergisinde gençlerin takip ettiği yazılar kaleme aldı. İstanbul Kültür Ocakları'nın kurulmasında ve çalışmalarında faal görevler üstlendi.
1977'de yayın hayatına başlayan aylık İslami Hareket dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Üç yıl yayın hayatını sürdüren dergide yazılar yazan Sedat Yenigün, Düşünce, Tevhid dergileri ve Milli Gazete'de de köşe yazıları yazdı. Sedat Yenigün, devlet okulunda öğretmen olması nedeniyle, Mengüç Yenigün müstearıyla yazılar yazdı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakülte'sini bitirdikten sonra Darüşşafaka Lisesi'nde hitabet hocalığı, Zeytinburnu İhsan Mermerci Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği ve idarecilik yaptı. Öğretmenlik yaptığı zamanlarda gençlik hareketlerinden kopmayarak MTTB'nin İstanbul Cağaloğlu'nda ki genel merkezinde seminerler ve konferanslar verdi. 1977'nin Aralık ayında Tepebaşı Gazinosu'n da düzenlenen "İslami Diriliş Gecesi" programında yaptığı konuşma uzun yıllar hafızalardan silinmedi.
Gençlerin yanı sıra esnaflarla da ilgilenen Sedat Yenigün, esnaflar için "Birlik" sohbetlerini organize etti. İskenderpaşa, İsmailağa gibi tasavvufi çevrelerle de bağını koparmayarak o günlerdeki tasavvuf tartışmalarından uzak durdu. İran devriminin gerçekleştiği bir dönemde İslami Hareket dergisinin Ocak sayısında yazdığı "Hümeynicilik mi Yoksa İslam'ın Yeniden Dirilişi mi?" yazısında Yenigün şunları diyordu:
"Biz yüzyıllardır ezilen İslam'ın, kendi kaynaklarına dönüş hareketini başlattığı emperyalizmle müşahhas bir kavga örneği verdiği için alkışlıyoruz onu. Eğer Humeyni başaramasa idi, tek başına Pakistan ayakta duramazdı, Batı onu yerdi... Eğer Humeyni başaramasa idi, Afganistan'ın mücadelesi desteksiz kalırdı... Bugün Afganistan'dan kaçan milyonlarca mülteciye İran ve Pakistan kollarını açmış, bunca fakr-u zaruret, dert içinde onları besliyor... Ey dünyadaki her türlü İslami harekete 'La' diyen gafil kardeş! Senin kafanla İslam ne zaman 'La İlahe İllallah' diyecek, ne zaman Hicret edecek, ne zaman Devlet olacak? Söyler misin Allah aşkına? Seyyid Kutuplara düşmansın, Ali Şeriati'ye düşmansın, Abdulkadir Udeh'e düşmansın, Humeyni'ye karşısın; peki kimden yanasın? Sakın dost diye sarıldığın o yanındakilerden yana olmayasın?"
Sedat Yenigün, 5 Temmuz 1980 Cumartesi akşama doğru Fatih Akşemseddin caddesinde bir berber dükkânında kimliği belirsiz kimseler tarafından öldürüldü. Menfur cinayeti, bazı gazeteler "Bir komünist öğretmen öldürüldü" şeklinde vermişti. Olayın tek tanığı berber, ilk ifadesinden iki gün sonra kayıplara karıştı ve daha sonra yurt dışına çıkarıldığı öğrenildi. Sedat Yenigün'ün katilleri hala bulunamadı ve cinayet, tarihe faili meçhul olarak geçti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.